Bakü'nün Düşman İşgalinden Kurtuluşu [Şemsettin Gürtekin]

Rusların ve Ermenilerin Kafkasya-Azerbaycan ve Anadolu politikaları yıllardır hiç değişmemiş günümüze kadar süregelmiştir. Kafkasya Ruslar için Asya’nın savunulması veya elde tutulması, yayılmacı politikaları, kendi savunmaları için önemli bir bölgedir.
Bu nedenledir ki perdenin bazen önünde bazen arkasında bulunarak ve Ermenileri kullanarak bu bölgedeki üstünlüğünü sürdürmek istemesi trajik olaylara sebep olmuştur.


31 Mart 1918 tarihi önemlidir.
27 Nisan 1920 ve Ocak 1990 yılları Bakü için unutulmayacak işgallerdir.

31 Mart 1918 Bakü işgalinde 28 bin Azeri Türk'ü hayatını kaybederken, 27 nisan 1920 Bakü işgalinde 137 bin Türk katledilmiştir.
Yıl Ocak 1990’a geldiğinde Bakü de kadın çocuk, yaşlı genç demeden binlerce Türk şehit edilmiştir.


31 Mart 1918 Bakü’nün işgali aslında dönüm noktasıdır.
Bir Türk Devletinin diğer bir Türk Devletine yardım ettiği, 15 Haziran 1918’de Gence de Nuri ve Mürsel Paşalar komutasındaki "Kafkasya İslam Ordusu"nun toplanarak 3 ayda Bakü’yü kurtarmaları, o dönemki Osmanlı Devleti dikkate alındığında, yedi düvele karşı yurdun her tarafında savaşan, bu yetmemiş gibi içte de Ermenilerin, Rumların çıkarttıkları isyanları bertaraf etmeye çalışan yorgun bir devletin Azerbaycan Türkü’ne yardım etmesi takdire şayan bir olaydır.

Uydurma bir Ermeni devletinin Azerbaycan ve Anadolu toprakları arasında kurdurulması tesadüf değildir. Anadolu Türkü’nün Azerbaycan Türk'ü ve diğer Türk Cumhuriyetleriyle birleşmesi büyük "Türk Birliği"nin kurulmasını engellemek için, başta Rusya olmak üzere emperyalist güçlerin oyunudur. Bugün dünya coğrafyasında 300 milyon Türk'ün bulunması ve bunların bir araya gelerek güç oluşturması bazı devletlerin istemedikleri bir olaydır. Karışıklık çıkartılan, vakıfların yatırımlar yaptığı, misyoner faaliyetlerinin gırla gittiği, turuncu, gri vesaire devrimlerin yapıldığı veya yapılmaya çalışıldığı ülkelere bakılınca neleri ifade ettiğimiz açıkça görülecektir.

1917 yılında, merhum Mehmet Emin Resulzadenin şu tarihi konuşması önemlidir;
“Biz Türk'üz ve Türklerin oğullarıyız. Böyle olduğumuz için gurur duymaktayız. Biz Türk'ün benliğinden engin bir Türk kültürü yaratmak istiyoruz ve buna mecburuz. Rusya’daki 30 milyon Müslüman’dan 29 milyonunun Türk olduğunu unutmamalıyız. Rusya’daki Türk halkı yıllardan beri bölünmüşlerdir. Fakat şimdi birleşme konusunda değil aynı zamanda kendi mevcudiyetlerini kabul ettirme konusunda da kesin niyetlerini haykırmaktadırlar. Her milli Türk Devlet bir Türk ırmağını oluşturacak, bu ırmaklarda Türk ummanında birleşeceklerdir.”
Merhum Resulzadenin 1917 yılında söylediği bu sözler günümüzde bizlere rehberlik etmelidir. Türk ırmakları oluştu, sıra Türk ummanındadır. Bu rüya değil gerçektir. Bizler kendi gücümüzün farkına varamazsak ülkelerimizin yaşadığı sıkıntılar hep devam edecektir.


Dünya coğrafyasında Türk'ün yaşadığı her yerde kan ve gözyaşı varsa bu tesadüf değildir.
Musul'da, Kerkük'te, Telafer’de, Anadolu topraklarında, Azerbaycan’da, Kafkasya’da, Balkanlarda, Kıbrıs'ta akıtılan kanlar Türk Milleti'nden her zaman ve her fırsatta nefret eden ellerinden gelse dünyadan silip atacakları kinin ve nefretin ürünüdür.


Bakü petrolleri her dönem iştah kabartmıştır.
Lenin'in bundan vazgeçmemesi, uğruna katliamlar yaptığı ve yaptırdığı gibi; Musul ve Kerkük petrolleri de İngilizlerin, Fransızların ve Amerikalıların her zaman hedefi olmuş yüz binlerce masum insan bu emeller uğruna katledilmiştir. Son 4 yılda Irak’ta güya demokrasi adına 1 milyon insan katledilmiş, dünya milletleri de buna seyirci kalmıştır. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin Güneydoğusunda da benzer senaryolar oynanmaktadır. Hedef yine petrol ve sudur. Oluşturulmak istenen Kürt devleti suni bir devlet olarak ağabeylerine hizmet için kurdurulmaya çalışılmaktadır.


Tüm bunlar dikkate alındığında ve senaryolar iyi tahlil edildiğinde Türk milletinin birlik ve beraberlikten başka çaresi yoktur. Bu nedenle Kırımlı İsmail Gaspıralı'nın "Dilde, fikirde ve işte birlik" düsturu dikkate alınarak, plan ve programlar mutlaka hayata geçirilmelidir.

Azerice, Kırgızca, Kazakça, Çuvaşça, Altayca, Gagauzca,..........., ca, ca, yoktur, tek bir Türkçe vardır. Bu "ca"lar özellikle Türk Dünyası'nı birbirinden ayırmak, soyutlamak, uzaklaştırmak için bilinçli bir şekilde yapılan oyunun bir parçasıdır.
Bu nedenle ünlü Azerbaycanlı Türk Mütefekkiri Mirza Fetali Ahundzade'nin "Üç Layiha"sı günümüzde dikkate alınmalıdır.
1941 yılına kadar Türk Cumhuriyetlerinin sınırları sıkı kontrole tabi tutulup gidip gelmelerin engellenmesi, dil ve kültür birliğine vurulan önemli darbedir.
El ele, gönül gönüle, omuz omuza vererek, fikirleri de birleştirerek işte birlik sağlanmalıdır.
İşte o zaman
Ali Mercan Topcubaşı’nın dediği gibi "Bize sular üzerinde danışmaya vakit vermezlerse, göklere çıkarız, yıldızlar üzerinde yer buluruz, yine şu günkü bayramı icra ederiz."Bu bayramları yaşamak dileğiyle...




Şemsettin Gürtekin
Yalova Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği

Yönetim Kurulu Başkanı

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN