Şu Bıyık Hikâyesi [Günay Tulun]

Efendim, İkinci Cumhurbaşkanımız Rahmetli İsmet İnönü faşistmiş!
Türk siyaset tarihinin bugüne kadar başka örneğini görmediği, Bay "Tek kişilik parti" söylediğine göre mutlaka doğrudur bu söz.
Öyle değil mi efendim?
O makamı işgal eden insanın yalan yanlış işler yapacak hâli yok ya...
Aklım,
günlerdir Meclis'te yapılan kavgalardan ve bu sabah ki gazetelerde "Başbakan'a müjde vermeye koşan milletvekilinin 100 metrecileri geride bırakan o müthiş fotoğrafı"nı gördükten sonra karışıverdi birden...< Mini Fotoğrafı Tıklayın

"Yok ya" dedim ama olabilir mi yoksa?

Efendim, Hitler faşistmiş.
Rahmetli İnönü'nün bıyıklarıysa Hitler'le aynı stildeymiş...
Bıyıkları Hitler'e benzediğine göre İnönü de faşistmiş!
Mantık derslerinde neydi bunun adı: Tümdengelim mi tümevarım mı?
Tümevarımdı sanırım.

Bu hesaba göre, hayatta gördüğüm en demokratik insanlardan biri olan rahmetli babam da faşist oluyor.
Çünkü ilk gençlik döneminde, günün modasına uyarak, o tarz bir bıyık da babacığım bırakmış. Hatta amcalarım da...
Hatta hatta neredeyse tüm arkadaşları da...
Köylerdekini bilmem ama kentli erkekler arasında bayağı etkili bir modaymış bu...

Faşizm "1922-1943" yılları arasında İtalya'da etkili olan, yetkinin tek partinin elinde toplanması ve devlet sınırlarının genişletilmesini hedefleyen, aşırı ulusçu, baskıcı, gerici, ırkçı ve saldırgan bir rejimdir.
Nasyonal sosyalist felsefe, yani "Ulusal Sosyalizm"in kısaltılmışı olan Nazizm'se 1930'lu yıllarda Adolf Hitler'in kurduğu Nazi Partisi yoluyla tüm Almanya'ya egemen olan ve Alman ırkının tüm ırklardan üstün olduğu savını ileri süren siyasi akımdır. Bu rejimi Hitlercilik olarak adlandıranlar da bulunmaktadır.

Kimine göre her iki ideoloji de birbirinin aynıdır.
Kimine göre ufak tefek farklılıkları vardır.
Kimine göreyse gözle görülür farklılıklar taşır.
Hangisi olursa olsun; Hitler'den söz ederken faşist değil, Nazi denmesi gerekir ki doğrusu da budur.
Türkiye son yıllara kadar, askerî dönemlerde dahil olmak üzere, bu rejimlerin tuzağına düşmemiş; tam tersine, İsmet İnönü'nün dehası sayesinde Nazizm ve faşizmin etkin istila çabalarına dur diyebilmiştir.

Kimseyi cahil yerine koymak istemem. Bu nedenle İsmet İnönü'yü anlatmaya kalkmamın yakışık almayacağını sanıyorum. Tüm Türk Milleti'nin onu tanıdığına eminim.
Gerçi bazıları, atılan iftira ve karşıt propagandaların etkisi altında kaldığından, hakkında iyi fikirler beslemez ama ne olursa olsun tanır, bilir.
Ayrıca, "Herkesin, herkesi sevmeye zorunlu olduğu"na dair bir kural da yok.
Yalnız haksızlık yapmaktan korkan Müslümanlara bir önerim olacak.
Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey'i tarafsız kaynaklardan araştırsınlar. Televizyonlarda zırt pırt boy gösteren, sahibinin sesi suratlı adamların etkisinde kalmadan; dindar görüntüsüne bürünüp ona buna iftira atan dinci, iftiracı, yalancıların günahlarına ortak olmadan yapsınlar bunu. Elde edecekleri sonuçları bugünün yöneticilerinin görüntüleriyle karşılaştırsınlar.
Ondan sonra bir diyecekleri kalmışsa oturup konuşalım.

İnönü'nü hakkında; camileri ahır yapmasından, paralardan Atatürk resmini kaldırmasına kadar her anlatılan, yalanlarla doldurulmuş rezil bir propaganda ürünüdür.
Ahır yapıldı denilen camilere bakalım hemen...
Onarım yapılmadan kullanılmaması gerekenlerle cemaati yeterli olmayan camilerin seçilmesine özen gösterilmiş ve içlerinde "Kutsal Emanetler"le birlikte devletin resmî, gizli ve önemli belgeleri saklanmıştır. Yine aynı şekilde, savaş hâlinde ordunun ihtiyacı olarak ayrılmış tahılı talandan korumak amacıyla bu camiler ve eklentileri kullanılmış, insan gücüyle korunmasındaysa askerler görevlendirilmiştir.
Saklananları tehlikelerden uzak tutabilmek için, yapılan işler ve amaç herkesten gizlenmiştir. Başka türlü uygulamanın da akılcı olmayacağı aşikârdır.

Atatürk resminin banknotlardan kaldırılması hadisesi; kendisinin sağ ve etkin olduğu dönemde çıkarılan, 30 Aralık 1925/701 sayılı yasa ve 16 Mart 1926/3322 sayılı kararnameyle ilgilidir. Buna göre "1, 5, 10" liralık banknotların ön yüzlerinde Cumhuriyeti temsil eden bir resim "50, 100, 500, 1000" liralık banknotların ön yüzlerindeyse Cumhurbaşkanının resmi bulunacaktır.

Devlet dairelerine İnönü resimlerinin asılmasıysa "Atatürk'ün ölümüyle birlikte hemen faaliyete geçen hilafet ve padişah yanlılarıyla yabancı gizli örgütlerin kışkırtıcı faaliyetlerinin sindirilmesine, başta bir otorite olduğunun ve devrimlerin devam ettiğinin gösterilmesine" yöneliktir.
Oh ne âlâ memleket!
Bilmez karalarsın, bilir çamur atarsın.
İyi de nereye kadar?

Dönelim şu ünlü bıyık konusuna...
Her iki bırakış şeklinde de fark var.
İster nüans deyin ister net... Her iki hâlde de var.
Hitler'in; Türk toplumu ve Dünya tarafından tanınmadan önce bu bıyık stilinin moda olduğunu, başkaları tarafından da bırakıldığını bilmek gerek.
Babam ve amcalarımın da ilk gençlik günlerinde ki modaya uyarak kısa bir dönem için bıraktıkları bu bıyıklar, Hitler'den çok önce de aynı tarzın uygulandığını anlatmış olmuyor mu?
İspatıysa 1920'li yılların başlarında çektirmiş oldukları fotoğraflar.

Görüyorsunuz değil mi?
Her iş bitti, ölmüşlerin bıyıklarıyla uğraşıyoruz.
Allah, aklımıza sahip olmamıza yardım etsin.
Allah memleketin encamını korusun.
Allah, bu ülkeyi yönetenlere akıl dolu fikirler versin!
AMİN !

*Mini Fotoğrafı Tıklayın

Günay Tulun

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN