Ashab-ı Kiram’dan Hz. Ertuğrul Günay (R.A.) Buyurdu ki! [Ömer Sağlam]

Şu Ertuğrul Günay’ı bir türlü aklım almıyor. 
Bir zamanların hızlı solcusu ve yanılmıyorsam devrimcisi olarak adını duyurdu. CHP Genel Sekreterliği’ne kadar yükseldi. Arkasından partisinden koptu ve uzun süre serbest avukatlık yaptı. İşte bu sırada muhtemelen Fethullah Gülen Hoca Efendi’nin cemaati ile ilişki kurdu ve böylece hidayete erdi! 
Eriş o eriş. Arkasından bütün ikbal kapıları sonuna kadar açıldı ona. 
AKP’ye girdi ve bakan oldu.

Galiba serbest avukatlık yaptığı yıllardı.
Bazen öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla yürüyüş yapardık. Ankara’nın Meşrutiyet Caddesi üzerinde yürüyüş yaparken Ertuğrul Günay’a sık sık rastlıyorduk. Bazen kahverengi paltosu ile yürürken bazen de bir pastanenin önünde otururken. Allah var; biz kendisine yönelip baktığımızda oturduğu yerden gülümser ve eğer ayak ayak üstünde ise ayağını mutlaka indirir ve nezaketle başını eğerek bizi selamlardı. 
Kibar adamdı vesselam.

Ancak ne olduysa galiba bahsi geçen cemaatle yakınlaşıp hidayete erince oldu. Daha da önemlisi AKP’ye girince oldu! 
Sayın Başbakan’ın en büyük yağcılarından olup çıktı. 
Hatta son yağcılığı ve goygoyculuğu, Merhum Turgut Özal’ın ücretli yağcısı merhum Erkal Zenger’i bile gölgede bırakacak cinstendir. 
Sayın Başbakan Kars’taki heykele açık açık ucube dediği hâlde ve bütün Türkiye de böyle anladığı hâlde Ertuğrul Günay ortaya çıktı “Hayır efendim, Sayın Başbakan heykele değil, oradaki gecekondulara ucube dedi.” diye düzeltme yapmaya kalkıştı. Bunu duyan Başbakan iyice celallendi ve adeta bakanının karizmasını çizercesine “Hayır ben heykele ucube dedim.” deyince Ertuğrul Günay Tartışmaları yumuşatmaya çalıştım ancak başarılı olamadım.” diyerek işi siyasi pişkinliğe vurdu. 
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da çıktı bir TV. programında Ertuğrul Günay’ı kastederek “Allah onun durumuna kimseyi düşürmesin.” dedi. Başbakanın ve Bülent Arınç’ın söylediklerini aslında insan; bırakın muhalifine, düşmanına bile söyleyemez. Çünkü bu sözler, kavgada bile söylenecek sözler değildir. Ancak Ertuğrul Günay, sanki efsunlanmış gibi duymazdan geliyor bütün bunları. 
Birileri hatırlatmada bulununca da işi hakarete vardırarak tersliyor her nedense.

CHP lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, belki de eski arkadaşlıklarının hatırına ve arkadaşının izzeti nefsini kurtarmak adına demiş ki; “Durum çok açık ve net. Günay gözden çıkarılmıştır. Eğer gerçekten kültürlü bir kişiyse gereğini yapması lazım.” (1) 
Kılıçdaroğlu’nun son derece yerinde, insani ve isabetli olan bu sözlerine karşı Sayın Günay’ın söyledikleri yenilir yutulur cinsten sözler değildir. Şöyle buyurmuş hazret; 
“CHP Genel Başkanı ile ilgili özel bir şey söylemek istemem. Şu seçimi geçelim CHP Genel Başkanı hâlâ yerinde kalabilirse o zaman ben onu muhatap alıp bazı sözlerine cevap vermek isterim. CHP Genel Başkanı bir kamera şakası sonucunda gelmiş bir kamera kazasıdır. Onun sözlerine özel olarak cevap verip değer vermeyi uygun bulmam.”(2)

Anlaşılan, Sayın Başbakan’a ve Başbakan Yardımcısına diklenmeye cüret edemeyen ve çağdaş batılı demokrasilerde bulunan siyasi etik gereği istifa edemeyen Ertuğrul Bey, bütün sinirini ve öfkesini Sayın Kılıçdaroğlu’ndan çıkarmak istemiş. Hiddeti ve şiddeti ondan. Oysa Sayın Kılıçdaroğlu’nun sözleri son derece doğru ve bu ülkede aklı başında herkesin aklına gelen ve söylemesi gereken türden sözlerdir. Dolayısıyla Egemen Bağış’ın, Mehmet Sevigen’in TBMM’deki şakasına karşılık ta Brezilya’dan kamera hatırlatmasında bulunmasının son derece çirkin olduğu gibi; Sayın Günay’ın kamera şakası hatırlatması da son derece çirkin ve bayağıdır.

Ertuğrul Bey’in Kültür ve Turizm Bakanlığı zaten eften püftendir. 
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı yöneten kesinlikle kendisi değil, AKP’nin oluşturduğu bürokratlar kadrosudur. O, sadece bir gölgedir bakanlıkta. Bunu ben değil, bakanlıkta müşavir kadrosunda bir salona tıkıştırılmış ve toplu hâlde pinekleyen eski bakanlık bürokratları söylüyorlar. Onların söyledikleri bir şey daha vardır bana. Kadına Dayak Allah’ın Emri (mi)dir! isimli kitabımdan bir miktar satın alınması konusunda yapmış olduğum başvurunun sonucunu öğrenmek için bakanlığa gittiğimde bana dediler ki;
Hocam, siz kitabınızda kadın dövülür mü dediniz yoksa dövülmez mi dediniz?
Ben;
- Ne münasebet, kadın dövülmez. Bu konuda Kur’an’da hiçbir delil yoktur. Dövülür diyenler, ilgili ayeti dövülür diye yorumlamışlar, ben farklı yorumladım deyince almış olduğum cevap şu oldu;
- O zaman sizin kitabınızı kesinlikle satın almazlar. Eğer kadın dövülür deseydiniz belki şansınız olurdu. Bakanlık şu anda kadın dövülür diyenlerin elinde ve şakır şakır bu adamların kitapları satın alınıyor.

Başbakan’ın ve Bülent Arınç’ın çıkışları, Ertuğrul Bey’i bir hayli hırpalayıp örselemişe benziyor. Bana kalırsa Ertuğrul Günay hâlâ kendisinde değildir. Sanki uyurgezer; nereye gittiğini, ne konuştuğunu bilemez bir hâli vardır. Eğer bu hâlde olmasaydı, hiç "Bu sema figürünün kökü Arabistan Yarımadası’ndan değil kendi kökümüzden kendi geleneğimizden, kendi toprağımızdan geliyor. Ayakta elleri havada tennure gibi bir kıyafeti olan 2 kişi var. Hazreti Muhammed’e dedim ki!.." (3) der miydi?  
Hz. Muhammed’e dedim ki şeklindeki bir söz, Ashab-ı Kiram’a mensup olmayı gerektirir. Bu sözü ancak ondan hadis rivayet eden Ebu Hüreyre veya İbn Abbas gibi sahabiler söyleyebilirler. İbn Günay’lar değil. 

Anlaşılan Hz. Ertuğrul Günay, bu gidişle yakında erenlere karıştığını söyleyip gaipten haberler vermeye de başlayacaktır.
Hele de seçimlerden sonra. 
Çünkü büyük ihtimalle AKP kendisini bir daha aday yapmayacaktır. 
Çünkü Reha Çamuroğlu ve onun perdelik görevleri artık bitmiş, AKP devlete iyiden iyiye egemen olmuş vaziyettedir.



Ömer Sağlam
____________
1-Milliyet; "Günay, Kılıçdaroğlu Kamera Şakası Kazası" başlıklı haber, 17.01.2011
2-Aynı haber,
3-Milliyet; "Bakanın Zor Anları" başlıklı haber, 17.01.2011

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN