Sen; beni sonsuza kadar bırakmıyor, yanımda kalıyordun daima...
Mutluydum, mutluyduk.
Nereden bilebilirdim ki uyanınca son bulacağını?
Uyanmazdım bilseydim.
Direnir, yeni rüyalara dalardım.
Ah keşke! Keşke bilseydim. Bilemedim!
Gerçeği öğrendiğimde her şey için çok geçti.
Seslendim!
Anlamıştım.
Hayır hayır, kabullenemezdim bunu...
Ne yapmıştım ki? Neden bırakıp gitmişti beni?
Düşünüyorum.
Seni düşünüyorum aşkım.
Anılarımızı, eski bizi düşünüyorum.
Yeniden yanına gelip yalvarsam, nelerin değişeceğini düşünüyorum.
"Yeniden deneyelim yeniden sev beni, bu sefer farklı olacak, beni bırakma sensiz yapamam!" desem neler değişecek? Onu düşünüyorum.
Sonra küçük bir çocuk gibi kandırılmamı...
Sana güvenmemi sağlayıp yarı yolda bıraktın beni...
Hiç düşünmeden sorgulamadan sana verdiğim kalbi, nasıl bırakıp gittin? Giderken hiç düşünmedin mi olacakları?
Başıma neler geleceğini?..
Hayır, düşünmemiştin.
Belki de yanıldım senin hakkında.
Belki de hiç güvenmemem gerekirdi sana.
Gözlerimi kapayıp sonsuz güvenle girmemeliydim koynuna.
Neden yaptım bunu, neden?
Çünkü sevdim. "Ateşe at" deseydin, ateşe atardım kendimi.
Çok şeyi göze aldım ben. Peki sen ne yaptın?
Korktun! Kaçtın!
Yine de kabul ettim seni.
Seni sen olduğun için sevdim, inandım.
Senin de sevdiğine inandım.
Ne aptalmışım! Boş umutlar beslemişim.
Beni sevebilmen için her şeyi yaptığım hâlde sevmediğini anlayamamışım.
Yastığını alıp kokladım. Çoktan uçup gitmişti kokun.
Sanki hiç yatmamışsın gibi.
Oysa az önce burada değil miydin?
Zaten aklım da ermemişti birlikteliğimize...
Sorgulamamıştım da...
İnanmayı tercih ettim yalanlarına.
Saf bir çocuk gibi...
Sense kullandın bu saflığı. Çünkü izin veren bendim sana...
Her şeyi bildiğim hâlde izin verdim.
Neden mi?
Korktum!
Bırakıp gitmenden korktum.
Bu koca evde, şu an olduğu gibi yalnız kalmaktan korktum.
"Sensiz yaşayamam." dediğimde "Sensiz bir dünyada yaşamaktansa ölürüm." demiştin. Sensiz yaşayamayacağımı daha ilk anda anlamıştım aşkım.
Bak ben tutuyorum sözümü...
Peki sen, ya sen neredesin?