Onbaşı On Askerin Başı, Peki Siz Neyin Başısınız? [Ömer Sağlam]

Türk Ordusu, dünyanın en eski ve köklü ordularından birisi, belki de birincisidir. Türk Ordusu, Türk Milleti'yle vardır demek sanırım abartma olmaz. Türk Ordusu’nun bugünkü şeklinin temeli ise 2000 küsur sene önce Hunlar tarafından atılmıştır. Dolayısıyla, Türk Ordusu’ndaki bazı unvanlar, örneğin onbaşı ve binbaşı gibi unvanların geçmişi Hunlara kadar dayanır ve bu unvanlar, o günden bu güne hiç değişmeden gelmiştir. Adı üstünde onbaşı, on askerin başı; yüzbaşı, yüz askerin başı; binbaşı ise bin askerin başıdır. Bu unvanlardaki komutanların komuta ettikleri birlikler, manga, bölük ve tabur diye sıralanır.

Türk askerî yapılanmasında mangalar on kişiden oluşur ve her manganın başında bir onbaşı bulunur. Dört manganın bir araya gelmesiyle bir takım, üç veya dört takımın bir araya gelmesiyle bölük, üç ya da dört bölüğün bir araya gelmesiyle bir tabur oluşur. Takım komutanları ise genelde çavuşlardan oluşur.

Dediğimiz gibi onbaşı rütbesi, Türk Ordusu’nun yapılanmasında en küçük birliğin komutanıdır. Ancak bu rütbe, binbaşı ile birlikte Türk Ordusu’nda kullanılan en eski rütbelerden birisidir. Onbaşılık, sıradan ve kolayca elde edilen bir unvan da değildir. Uyanık ve az çok eğitimli askerler arasından seçilir ve sınavla elde edilir…

Onbaşı rütbesiyle meşhur olmuş ünlüler de vardır. Örneğin Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar) ve Seyit Onbaşı bunlardan sadece ikisidir. Seyit Onbaşı, tarih yapan; Halide Onbaşı ise o tarihi yazan kişilerdendir. Zira Seyit Onbaşı, Çanakkale kahramanı; Halide Onbaşı ise romanlarında özellikle "Türk Mill
î Mücadelesi"ni destanlaştıran kişidir.

Diğer rütbeler hakkında da şiir yazılmış mıdır emin değilim, ancak onbaşılar ve çavuşlar üzerine yazılan bir sürü şiir, bestelenmiş bir sürü şarkı vardır. İşte Çanakkale kahramanı Ezineli Yahya Çavuş’ın anısına yazılan bir dörtlük:
Bir kahraman takım ve Yahya Çavuştular,
Tam üç alayla burada gönülden vuruştular,
Düşman tümen sanırdı bu şaheser erleri,
Allah’ı arzu ettiler, akşama kavuştular.


Öte yandan Çanakkale’de heykeli dikilen birkaç kişiden birisi Ezineli Yahya Çavuş, diğeri Havranlı Seyit Onbaşı’dır.

* * *
Onbaşılık ve çavuşluk, Türk halkı için çok önemli unvan ya da rütbelerdir. Benim çocukluğum, köy odalarında çavuş ve onbaşıların anılarını dinlemekle geçmiştir. Babam merhum, İkinci Dünya Savaşı yıllarında askerliğini onbaşı olarak yapmıştır. Kore Savaşı’na katılan bir akrabamız da askerliğini çavuş olarak yapmıştır. Bu ikisi kendi aralarında konuşurken, isimleriyle değil, (zamanla unvan, san ve takma isim hâline dönüşen) rütbeleriyle birlikte, “Osman Onbaşı” ve “Memiş Çavuş” şeklinde hitap ederlerdi birbirlerine. Yani birbirlerine saygı duyarlardı. Ayrıca köyümüzde pek çok çavuş ve onbaşı vardı: Osman Çavuş, Mustafa Çavuş, Hasan Çavuş, Kâmil Onbaşı, Abidin Onbaşı, Hüseyin Onbaşı vs.

* * *
Gelin görün ki; Türk toplumunun bu tür unvanlara vermiş olduğu değerler hiçe sayılarak, politikacılarımız ve bazı kendini bilmez yazarlarımız, onbaşı rütbesiyle kendilerince dalga geçmekte ve alay etmektedirler. Bunlardan ilki eski başbakanlardan Tansu Çiller olmuştur. 1997 yılında Samsun’da yapmış olduğu bir konuşmada, siyasi rakibi Mesut Yılmaz’a yüklenirken “Şerefsiz Onbaşı” tabirini kullanmıştır. Tansu Çiller’in yaptığı tamamen bir gaftı ve hedefinde onbaşılar değil, Mesut Yılmaz vardı ama yine de Tansu Hanım, bu sözlerinden dolayı aleyhine dava açan bazı onbaşılara tazminat ödemek zorunda kalmıştır.

İkinci onbaşı geyiğini yapan kişi, uzun süre Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanlığı da yapan yazar D.Mehmet Doğan olmuştur. Adı geçen, RTÜK üyesi de bulunduğu 2003 yılında Asım Yenihaber takma adıyla yazmış olduğu “Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke” başlıklı yazısı sebebiyle cezaya çarptırılmış ve gazetesi Anadolu’da Vakit, yazının yayınlandığı tarihte görevde bulunan 312 generalin her birine 2 bin TL olmak üzere toplam 624.000 TL ödemeye mahkûm edilmiştir.

Türk Ordusu’nun belki de en eski rütbesi olan “Onbaşı” rütbesi üzerinden siyaset yapmaya kalkışan bahtsızların son halkası BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olmuştur. 
Hâlen görevde bulunan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel hakkında şöyle demiştir Bay Demirtaş: “Sen önce çık katliamların hesabını ver. Paşa hazretleri çıkmış bize emir yağdırıyor. Senin rütben orgeneral de olsa bizim nazarımızda onbaşısın. Senin kıymetin o kadardır. Bunu böyle bil. Bizim nazarımızda ha bir onbaşı konuşmuş ha Genelkurmay Başkanı. Bizim nazarımızda zerre kadar değerin, kıymetin yok yanımızda”.

Selahattin Demirtaş’ın yukarıdaki sözlerini duyunca 7 Ocak günü Facebook sayfamda, General İlker Başbuğ’un, Anayasa’nın açık hükmüne rağmen, Yüce Divan yerine özel yetkili mahkemede yargılanmasını da ima ederek şu yorumu yapmıştım:
“Eee, sonunda olacağı budur: Siz kalkıp eskisine onbaşı muamelesi yaparsanız, birileri de kalkar yenisine ‘onbaşı’ der! Bana kalırsa askerliğini onbaşı olarak yapmış olan vatandaşlarımız, derhal BDP Eş Genel Başkanı (ne demekse) Selahattin Demirtaş aleyhine tazminat davası açmalıdırlar. Tıpkı Mesut Yılmaz'a ‘Şerefsiz Onbaşı’ dediği için Tansu Çiller aleyhine dava açıp kazandıkları gibi. Elbette aynı davayı Sayın Necdet Özel de açmalıdır. Bu ülke, Sayın İdris Naim Şahin'in pek isabetli buyurduğu gibi; PKK'nın ve BDP'nin iğrenç oyunlarının sahnelendiği oyun alanı olmaktan bir an önce çıkarılmalıdır…”

Bereket versin ilk hamle Genel Kurmay Başkanlığı’ndan geldi. Medyaya yansıyan haberlere göre Genel Kurmay Başkanlığı, Demirtaş hakkında dava açmış. Bana kalırsa, bu yetmez, askerliğini onbaşı olarak yapanlar da dava açmalıdır S. Demirtaş hakkında. Çünkü Demirtaş’ın “Bizim nazarımızda ha bir onbaşı konuşmuş ha Genelkurmay Başkanı…” şeklindeki sözlerinde onbaşılara direk hakaret vardır. Yani Demirtaş, “onbaşılar, sözleri dikkate alınmayacak derecede önemsiz ve değersiz kişilerdir” demeye getiriyor lafı.

Genelkurmay Başkanı’na laf giydirme adına onbaşılara hakaret eden S. Demirtaş’a abisi Nurettin Demirtaş’ı hatırlatmak isteriz. Hani şu askerlikten yırtmak için “Sahte Çürük Raporu” aldığı tespit edildiği için BDP Genel Başkanlığı'ndan alınarak bir yıl hapis yatan, sora da onbaşıların emir komutasında Safranbolu ve Artova’da askerlik yapan N. Demirtaş’ı... 

S. Demirtaş, onbaşıları alaya alıyor ama kendisinden önce partisinin genel başkanı olan abisi N. Demirtaş, muhtemelen onbaşı bile olamamıştır. Yani onbaşılık, öyle pazardan domates ve hıyar alır gibi kolayca alınan bir rütbe ve unvan değildir. Onbaşı olabilmek için en başta vatanseverlik ve devlete bağlılık gibi bazı hasletleri taşımak gerekiyor. Tıpkı merhum babam Osman Onbaşı gibi…

Onbaşının on askerin başı olduğunu biliyoruz da acaba siz neyin başısınız Bay Demirtaş? Tek başınıza bir şeylerin ve partinizin başı olamayacağınız anlaşıldığı için unvanınızın başına “Eş” takısı eklenmiştir; Eş Baş(kan). Bunu bilmiyor muyuz sanıyorsunuz?




Ömer Sağlam

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN