Mustafa Sabri veya Rıfat Börekçi Olmak (Diyanet'e Açık Mektup) [Ömer Sağlam]

Grubumuza ait sitelerde yer alan tüm makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Redakte işlemleri de 
eser sahiplerince yapıldığından, yazılar; doğrusu ve yanlışıyla yazarının gönderdiği özgün hâlde yayınlanır.
Sayın Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez,
Sayın DİB Teftiş Kurulu Başkanı Doç. Dr. İsmail Karagöz,
Sayın Başkan ve Sayın Teftiş Kurulu Başkanı,

Malumları olduğu üzere; Sayın Başbakan ısrarla göstericiler tarafından Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camii'nde içki içildiğini ve ayakkabılarla camiye girildiğini söylerken, adı geçen camiinin müezzini Sayın Fuat Yıldırım, camide içki içmek şeklinde bir eylemin olmadığını ifade etmektedir. AB Bakanı Sayın Egemen Bağış ise Sayın Başbakanla aynı düşüncede olarak, Müezzin Fuat Yıldırım'ın, göstericilerden korktuğu için önceki ifadesini değiştirdiğini iddia etmektedir. Olayın faili olan gösterici Emre Öztürk ise camiye girdiği sırada elinde bira kutusu değil, 330 ml.lik kola kutusu olduğunu söylemektedir ki; adı geçen gösterici buna ait görüntüleri medyada da paylaşmış bulunmaktadır(1).
Sayın Egemen Bağış'ın, müezzinin göstericilerden ve camiye gelen cemaatten çekindiği için ifadesini değiştirdiği şeklindeki iddiasını doğrusu asla inandırıcı bulmuyorum. Zira hem bir din adamı olan müezzinin yalan söylemeyeceğine inanıyorum, hem de adı geçenin, Sayın Başbakandan ve sizden değil de halktan çekineceğine inanmıyorum. 

Sayın Diyanet İşleri Başkanı ise, yarın (24.06.2013 pazartesi günü), konuya ait müfettiş raporunun açıklanacağını ifade etmiş bulunmaktadır(2). Şimdi bütün bir millet toplanmış açıklanacak müfettiş raporunu beklemektedir. 

Sayın Başkan ve Sayın Teftiş Kurulu Başkanı,
Şunu açıkça ifade ediyorum ki; şu anda tam bir yol ayrımındasınız. Ya düzmece bir rapor yazdırarak Sayın Başbakan'ın iddialarını doğrulayacaksınız, ya da böyle bir olayın olmadığını rapor ederek Sayın Başbakanla karşı karşıya gelecek ve belki de bulunduğunuz koltukları kaybedeceksiniz. Ancak ikinci halde, Başbakanın vermiş olduğu koltuğu kaybetmekle birlikte Allah katında ve Büyük Türk Milleti'nin gönlünde oldukça şatafatlı bir taht kazanacağınızdan şüphem yoktur. 

"Düzmece Rapor" tabirime lütfen kızmayınız. Her kurumda olduğu gibi Diyanet'te de düzmece ve sipariş rapor yazıldığını yakından biliyorum (ki; tarafınızca maruz bırakıldığım sıkıntıların bir sebebi de bu tür raporlara ve dolayısıyla size karşı açıkça tavır almamdır). Çünkü ben eski bir Diyanet (TDV) müfettişiyim. Ancak benim bildiğim düzmece ve sipariş raporlar, lokal ve maddi boyutu olan basit konulardadır. Oysa Bezmialem Valide Sultan Camii'nde içki içildiği iddiası, milletimiz için hayati derecede önemlidir ve bu konuda tahminle hele hele düzmece rapor yazılması son derece sakıncalıdır. Çünkü milletimizin birliği ve dirliği söz konusudur. 

Bezmialem Valide Sultan Camii'ne ayakkabılarla girildiği konusunda şüphe yoktur. Bu durum medyaya yansıyan görüntülerden de rahatlıkla anlaşılmaktadır. Ancak camide içki içildiği iddiası tartışmaya açıktır. Zira Taksim Gezi Parkı'ndaki çadırların İstanbul Belediyesi'ne bağlı zabıta memurları tarafından, yani bir anlamda devlet tarafından yakıldığı Mülkiye Müfettişleri tarafından, yani yine devlet tarafından tespit ve itiraf edilmekle, Bezmialem Valide Sultan Camii'nde bulunduğu söylenen içki kutularının da aynı ellerce atılmış olabileceğini hatırdan çıkarmamalısınız. 

Dolayısıyla; camide içki içilmesi olayı çok kuvvetli delillerle sabit olmadığı sürece ve en küçük şüphe bile olsa "Camide içki içilmiştir" şeklinde yazılacak bir rapor,  dünya ve ahiret hayatınızın kararması anlamına gelecektir ve bu durumda ömrünüz olduğu sürece vicdan azabıyla karşı karşıya kalacaksınız demektir. 

Camide içki içildi ise bunu lütfen hiç çekinmeden açıklayın ve bu adamlara milletçe hep birlikte lanet edelim. Yok eğer aksi ise lütfen bunu da açık yüreklilikle açıklayın ki; millet gerçeği görsün. O zaman da milletçe size duâ ve teşekkür edelim. Sizleri alkışlayalım... 

Camiye ayakkabılarla girildiği doğrudur. Ancak bu konuda "ızdırar" hali vardır ve siz de takdir edersiniz ki; can tehlikesinin olduğu durumlarda bu tür şeyler caizdir. Üstelik camide bir köşenin doktorlar tarafından revir haline getirildiği ayan beyan ortada iken, bu konunun ısrarla üzerinde durulması son derece üzücüdür. Zira Allah nazarında hiçbir yapı, insan hayatından daha kıymetli değildir. Üstelik camilerin, geçmişte başka zaruri amaçlarla kullanıldığını sizler benden daha iyi bilirsiniz ki; tıpkı benim gibi sizler de Arabistan'da Suud askerlerinin ayaklarındaki postallarla rahatlıkla camiye girip diğer Müslümanlarla aynı safta namaz kıldıklarını görmüşsünüzdür. Ayrıca bırakın sıradan camileri, Mescid-i Haram'da ve Mescid-i Nebevî'de bile hacıların yan gelip yattıklarını sizler benden çok daha iyi biliyorsunuzdur. 

Özetle; Sayın Mehmet Görmez, Sayın İsmail Karagöz ve hadiseyi inceleyen Sayın Müfettiş veya Müfettişler; şu anda tam bir yol ayrımındasınız ve tamda Milli Mücadele yıllarında görev yapan seleflerinizin bulunduğu bir pozisyonda bulunuyorsunuz. Yazacağınız raporla ya Sadrazam Damat Ferit Paşa'dan ve işgalci güçlerden yana tavır alan Şeyhülislam Mustafa Sabri ve onun yörüngesindeki Dürrizâde Abdullah Efendi olacaksınız ya da Mustafa Kemal Paşa ve Kuvayı Milliye'den yana tavır alan Ankara Müftüsü  Rıfat Börekçi, Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi ve Afyon Müftüsü Şükrü Efendi olacaksınız. Her ikisi de sizlerin elindedir. 

Umarım ve dilerim ki; camide içki içilmesi hadisesi tamamen uydurmadır ve sizler, yazıp topluma açıklayacağınız raporla bu durumu açıkça ortaya koyarak Börekçizâde Rıfat Efendi vb. din adamları gibi tarihteki şerefli yerinizi alırsınız. Olay eğer Sayın Başbakanın dediği gibiyse ve siz bu konuyu boş bira kutusu görüntüleri dışındaki delillerle (ifadeler değil) tespit ettiyseniz, lütfen bunları da topluma açıklamaktan çekinmeyiniz ki; camide içki içme şerefsizliğini sergileyen gafiller bir daha toplumun içine çıkamasınlar. 

Allah'ın, kullarının günahlarını affetmek ve onların açılan ellerini çok daha yakından görebilmek için dünya semasında tecelli edeceği böyle özel, böyle müstesna bir günde lütfen doğrudan, haktan ve adaletten yana tavır alınız efendim. 

Beraat Kandiliniz mübarek olsun.
Selam ve saygılarımla.
23.06.2013 


Ömer Sağlam
E. TDV Müfettişi
_____________

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN