Yitip Giden [İdil Tulun]





İnternet ve akıllı telefonların varlığıyla birçok meslek kazanç kapısı olmaktan çıktı. Çoğu şeyin kolay elde edilebilir olmasıysa değer bilincini azalttı. Yıllardır aradığımız bir şarkıya, bir tıkla "Youtube"dan erişince seviniyor, üç beş kez dinleyince hevesimizi alıp yenilerine yöneliyoruz. Oysa eskiden, yıllarca aradığın bir plağı bulsaydın, bu hemen tüketilecek bir sevinç olmaz, uzun süreli mutluluğa yol açardı. Dinlemekten bıkmaz, gider gelir dinler, hemen yenilerine yönlenmezdin. Kabahat belki de sanal dünyanın kolaylıklar sunmasında değil, içimizdeki maymun iştahını deşifre ettirmesinde...

Müzisyenler albümlerinden kazanamıyor.
Fotoğrafçılık mesleği hem önemini hem de kazancını yitirdi. Artık herkes fotoğrafçı. Yaşlanınca bakacağımız dijital albümlerde, hangi fotoğrafın gerçek biz olduğunu hatırlamakta zorlanacağız. Gençken "efektsiz 'photoshop'suz" nasıldık, hafızamızdan silinecek. 

Sinemalar azaldı.
Dizileri minik ekranlarımızdan izliyoruz.
Ansiklopediler satılmıyor.
Kitaplar okunmuyor.
Merak ediyorum, kütüphaneler hâlâ var mı? 
Varsa geçmişteki işlevini sürdürüyor mu?
Hangi mesleklerin kökü kurudu?
Hangileri kurumaya aday?

Mektuplaşmak bitti. 
Doğum günleriyle bayramlarda aranmak, buluşup görüşmek de... 
Artık kısa mesajlarla geçiştiriliyor.

Sevgili bulmak çok kolay, sevgi ve dostluk ilişkilerini bitirmek de... Sosyal medyadan siler silmez olay resmiyet kazanıyor. 
Aldatmalar da çok kolay. 
Bir sevgiliden diğerine... 

Sanal âlemin, yüz yüze söyleyemeyeceğin sözleri, söylettirebilme (!) yeteneği de ilginç... Örnek mi... Ünlü sanatçıların instagram hesaplarına bakınca ne dediğimi anlarsınız. Aşırı sevgiyi de kolayca kusulan nefreti de görmek mümkün. 

Evde salonda aile muhabbetleri bitti. Kimse kimsenin yüzüne bakmıyor, saçını sakalını kestiğini fark etmiyor. Başlar önde, ellerde hep telefon...
Samimiyetler daha ne kadar sanallaşacak bilmiyorum.

Sosyal medya sayesinde yıllar sonra bulduğun okul arkadaşın, sana asılınca ya da hemcinsinin çok sevimsiz birine dönüştüğünü görünce, onları tek tıkla hayatından çıkarıyorsun ama çocukluktan bugüne dek sakladığın tatlı hatıralar ölüyor? Düşünüyorsun: "İlkokul arkadaşlarıma keşke hiç ulaşmasaydım. Anılarımda saf, temiz, güzel hâlleriyle kalsaydılar." diye...

Sanal dünyanın kazanç ve kolaylıkları belki de negatif yönlerinden çok fazla... 
Öyle ama manevi yönden; çok çok hızlı tüketmek, değer bilmemek, sahte hayatlar sunmak gibi çok şey de götürüyor. 

Ne dersiniz, öyle mi değil mi?
Sahi, siz ne dersiniz? 




İdil Tulun

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN