Gölgedeki Paganlar [Günay Tulun]

Latincede köylü anlamına gelen paganus sözcüğünden türemiş pagan.
Hristiyanlar bu sözcüğü simge kalıplarına sokup çok tanrılı dinlere yapıştırmışlar zamanla.
Bu da yetmemiş tatmin için. 

Kendi dinlerine girmeyi reddeden her toplumu da lekelemişler bu sözle.
Oysa onların kutsal saydığı İncil; gerçek dinle ilgisi olmayan, Allah sözü olmaktan çıkartılan, masallar zinciri haline getirilmiş bir kitap. 

Uzmanları korkup söylemekten kaçsa da aşağıladıkları paganizmle ortak öğeler taşıyan bir yapıttır bugünkü İncil...

Bir zamanlar İncil adını taşıyan sayısız kitap varken, birileri oturup dördünü bir kenara ayırmış. Bildiğimiz İznik’te olmuş bu iş…
İşte, bugünkü İncil; kul yazımı, kul kurgusu, kul seçimi bu dört kitaba verilen ortak addır. Seçilenler paganizmin vehimlerine yer verdiğine göre, elenenlerden birinin Allah’ın kutsal sözlerini taşıyan gerçek İncil olmadığını kim söyleyebilir?
Gerçek İncil; Kur’an-ı Kerim’in aksine, Âlim olan Allah’ın bilgeliği nedeniyle hiçbir tanrısal koruma vaadi edinememiştir. Geleceği de geçmiş gibi bilen Allah tarafından, yine yalnız onun bildiği gizemli bir âlemde sürdürmektedir varlığını…


Sormak gerek! Hristiyanların bugün gerçek kabul ettikleri dört İncil; neden masallar zinciri, neden pagancı vehimler anlatısıdır ki? 

Allah tarafından gönderilen bir dinin; her biri diğerine göre çelişkiler içeren yüzlerce kitabı olabileceğine inanabilir mi insan?
İnanan, ya bilimin araştır emrini reddeden ya da saflığın temizlik dışındaki anlamını hak eden biridir mutlaka...

Allah’ın çelişkisi yoktur. 

Gönderdiği her peygamberle bildirdiği her kural birbirinin aynıdır.
Namaz bunların başında gelir.

Süryani ve Gregoryen Ermeni gibi Hristiyanlarla Yahudilerin de kıldığı kutsal bir emirdir bu...
Uygulanış şekillerinde farklılık olsa da değişmez bir emirdir namaz...
Bugün, dinleri yönlendirmeye çalışan bazı güçlerin bu emri görmezden gelmesi gerçeği değiştirmiyor.
İlkel toplumları, çok tanrılı dinleri, Hinduları ve daha birçok dini incelediğinizde tanrıların ve tanrısal vasıflara sahip olduğuna inanılan nesnelerin önünde secdeye varıldığını görürsünüz. Aztek, Maya, İnka kültürlerinde de oldukça belirgindir bu varış.
İçkiyi de unutmayalım. İçkiyi dinsel yasak kapsamında gören birçok Hristiyan grubu olduğu gibi semavi olmayan dinlerin üyelerinde de rastlarız bu olguya. Yine semavi olmayan dinlerde bile yaşatılan hac geleneği, ortak dinsel  benzerliklerden yalnızca biridir.

Demek ki kutsal kitaplar tahrif de edilse, emirlerinden bir kısmı, sözlü destanlar gibi gönülden gönüle taşınarak yüzyılları aşabiliyor.
Gönderilen dinlerin tek, görevlendirilen binlerce peygamberinse aynı doğruları insanlara bildiren seçkinler olduğunu hatırlatan örneklerdir bunlar.

Görünen o ki; piyasalardaki İncil spekülasyonunu yok etmek amacıyla karar almak isteyen ünlü İznik Konsülü, bu kez, dört spekülatörün hizmetine girmiş. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’nın yazdığı ve İncil adını verdikleri kitaplar best-seller olmuş. Sonra, Barnabas İncil’i denen, redde uğramış yeni bir kitap daha çıkmış ortaya. Son bulunansa Kıpti dilindeki "Yahuda İncili"…

İyi de dört derken altıya çıktı bunlar...
Peki ama hangisi doğru?

İşler o derece karıştırılmış ki hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu, Allah'tan başka bilen birinin bulunabileceğini aklım kesmiyor. 
İzninizle biraz ara vermek istiyorum yazıya...
Gölgede saklanan paganları, "Paganlar, Teslis Lordları ve Papa" adlı yarınki yazıda sürdürmektir niyetim.
Görüşebilmek umuduyla...



Günay Tulun
İlk Yayınlandığı Yerler
Yazarlar ve Ozanlar
Türk Edebiyatı
Kent Haber
Edirne P.
İlk Yayın Tarihi
28.11.2006

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN