İsim İsim Edirne [Mete Esin]

İki bin yılı aşan bir geçmişten gelen Edirne, bu sürede birçok kavimle karşılaşmış ve o kavimlerin dilleriyle de söylenip yazılmıştır. Bu söyleniş ve yazılışlar çok defâ onun adı olmuşlar, ama bâzı defâ da sâdece bir sıfat veyâ bir unvan olarak kalmışlardır. Pekiyi… Edirne’nin isim, sıfat ve unvanları acaba neler olmuş ve ne kadar olmuştur? Bugünkü yazımızda işte bunu anlatmak amacındayız.

Öncelikle şunu bilmeliyiz ki, Edirne, dünyânın önemli bölgelerinden biri üstünde, iki bin yıldan daha uzun bir süredir yaşanan mekân, târih boyunca aynı önemi arz etmiş bir yolun üstündeyse, içinden geçilmek zorunda kalınan kapı olmuştur. Geçmişten günümüze Bura’da kimler yaşamış ve bu kapıdan kimler gelip geçmişlerdir? Şimdi bu hususa bir gözatıp bakalım: Edirne, bölgeye adları verilen Traklar’la târih sahnesine çıkmıştır. Bölgenin bildiğimiz ilk konumunda, Traklar’ın en yakın komşuları batıda Makedonlar, Tuna’nın kuzeyindeyse İskitler’dir. MÖ’ki binin henüz sekizinci yüz yılında güneyden gelen denizci Yunanlılar, Trakya’nın diğer sınırları durumundaki Ege, Marmara ve Karadeniz kıyılarında görülüp, buralarda koloniler kurmaya başlamışlardır. Aynı Yunanlılar, daha sonra içerilere nüfuz edeceklerdir. Edirne, o sıralarda çok yeni bir yerleşim noktasıdır. Başlarda, köy diyebileceğimiz bir yer olması muhtemeldir. Belki de çevresi için bir pazar yeridir. Edirne, MS 123-4’te Roma İmparatoru Hadrianus eliyle Roma şehir statüsüne sokulacaktır. Aynı sırada ismi de Hadrianus şehri anlamında değişerek...
Trakya’da târih boyunca görülen egemenlikler şöyledir: Traklar’ın kendileri, bugünkü İranlılar’ın ataları Persler, yakın komşu Makedonlar, İskender’in ölümü ardından O’nun generali Lisimachos’un süreksiz devleti, Sûriyeli Selevkîler, Bergama Krallığı, Mısır’dan Ptolemaioslar, Romalılar, Bizanslılar, Latinler ve iki Bulgar Krallığı… Trakya’nın uzak yakın geçmişinde, bundan başka kısa dönemler de yaşanmış bulunmaktadır. İstilâ ve işgâller gibi. Bu meyanda da şunları sayabilmnekteyiz: Avarlar, Daklar, Dardanlar, Galatlar (Keltler), Gepitler, Getler, Haçlılar (Latinler de bunlardan sayılabilirler), İllirler, İskitler, Slavlar, Kumanlar, Macarlar, Moesler, Ostrogotlar, Peçenekler, Ruslar, Sarmatlar, Sırplar, Osmanlı öncesi Tatarları, Uzlar, Vizigotlar, Yazigler… Bu arada şunu da belirtelim ki, Getler’in, ayrı bir kavim olmayıp Traklar’ın bir boyu oldukları da düşünülmektedir.

Edirne içinde yaşayan toplumlara gelince: Değişik dönem ve sürelerde olmak üzere ve alfabetik sırayla; Almanlar, Bulgarlar, Dubrovnikliler, Ermeniler, Fransızlar, İranlılar, Katalanlar, Normanlar, Raguzalılar, Rumlar, Ruslar, Rumenler, Sırplar, Venedikliler, Yahudiler, Yunanlılar ve diğer Slavları sayabilmekteyiz. Edirne’yi konuşup, dillerinde ona bir yer verenler, elbette ki bunlarla sınırlı kalmamışlardır. Geçmişinde bir dünyâ şehri olan Edirne’ye, elbetteki başkalarınca da isimler verilmiştir.
Edirne, târihinin en büyük nüfusuna Osmanlı devrinde, 18. yy’da ulaşmıştır. O devrin nüfusu, bâzı târih yazarlarının iddia ettikleri kadar, yâni üç yüz küsur bine varamaz ama, yapılan hesaplara göre gene de günümüzden fazla olmak gerekir. O Edirne; İstanbul, Kahire, Paris, Londra, Milano gibi şehirlerle birlikte zamânın dünyâsında en büyükler arasında yer almaktadır. Bu derecede büyük ve önemli bir şehrin, her toplum için konuşulacak bir yanı olmalıdır ki, mutlakâ da böyle olmuştur.

O hâlde, Edirne’nin bütün bu dillerde ve hem de birden fazla biçimde isimleri söylenmiş ve yazılmıştır. Biz, bugün kullandığımız Edirne biçimi dışında olarak bâzılarının yazımı yalnız bir harf farkıyla değişen yüz otuzu aşkın isim, sıfat ve unvan tespit ettik. Herhâlde ilgi çekici olacak tespitimizi alfabetik sırayla aşağıda yazıyoruz:

Aderyana, Adona, Adranos, Adrenoble, Adrenople, Adriana, Adrianapoli, Adrianapolim, Adrianapolin, Adrianapolis, Adrianapolitanorum, Adrianopel, Adrianople, Adrianopoleiton, Adrianopoleitwn, Adrianopoliltwn, Adrianopolit, Adrianopolitanus, Adrianopolito, Adrianopoliton, Adrianoupoleos, Adrianoupolis, Adrianu, Adrianubuli, Adrianupleos, Adrianupoleos, Adrianupolin, Adriaupleos, Adriaupolis, Adrinibuli, Adrinopolis, Adrinopolitane, Adriyanu, Adriyauples, Andinopolitane, Andnenoble, Andraanopoli, Andranapoli, Andranopoli, Andranos, Andrenoble, Andrenople, Andrenopoi, Andrenopolli, Andrenopolu, Andrenopoly, Andrianopolitana, Andrine, Andrinople, Andrinopolis, Andrinopolitane, Andriuyanon, Andriyanou, Andriyanovi, Andriyanupoli, Andronopoli, Andronopolis, Andryianovi, Anıdriyanavi, Anıtkent, Antrianopolis, Ardenople, Âstâne-i Edirne, Dandrinopla, Dâr-al Fath, Dâr-al Mülk, Dâr-al Nasr va’l Maymana, Dâr-al Nasr, Dâr-al Saltana, Dâr-el Feth, Dâr-ül Meymene, Dâr-ül Mülk, Dar-ün Nasr, Dar-üs Saltana, Edren, Edrene, Edreneh, Edrenos, Edrin, Edrinaboli, Edrinabolu, Edrine, Edrinus, Edrona, Edrone, Edrune, Endriye, Goneis, Gonni, Gonnoi, Hadrian, Hadrianopoleos, Hadrianopoli, Hadrianopolim, Hadrianopolin, Hadrianopolis, Hadrianopolun, Hadrianoupoleos, Hadrianupolis, Jedrene, Mahmiya-i Edirne, Mahmiye-i Edirne, Mahmiyet-i Edirne, Mahmiyye-i Edirne, Mahrûsa-i Edirne, Mahrûse-i Edirne, Odrin, Odris, Odrisa, Odrisia, Odrisum, Odrisya, Odrusa, Odrys, Odrysai, Odrysais, Odrysois, Odryson, Odrysos, Odryssois, Oresta, Orestas, Orestia, Orestiada, Orestiadas, Orestiam, Orestias, Orestu, Orestuias, Orestus, Sinan-kenti, Tahtgâh-ı Edirne, Uscodoniam, Uscudama, Uscudamam ve Uskudama.”

Yukarıya, Edirne’nin “Edirne” isminden başka yüz yirmi sekiz ismi, unvan ve sıfatıyla bunların çeşitlemelerini yazdık. Ancak… Bunların içinden son dördünün - ki bunlar aslında bir ismin çeşitlemeleridirler, aslında Edirne’ye ait olmayıp, Edirne’nin kuzey batısındaki başka bir yerleşimin (Bulgarya’nın Üsküdar köyü) olduğuna ilişkin ayrı bir târih tezi daha vardır. Bu tez bize doğru görünmekle birlikte, hâlen iki görüş de derece derece geçerliklerini korumaktadırlar.






Mete Esin

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN