Doruktaki Arslan [Günay Tulun]


Arnold Ludwig
Arnold Ludwig
ABD’li Prof. Arnold Ludwig; yirminci yüzyıl içinde ülke yönetmiş tüm siyaset önderlerini, uzun ve yorucu bilimsel metotlar kullanarak incelemiş.
İnceleme sonuçlarını da kolay okunabilmesi için oldukça akıcı ve eğlenceli bir dille kitap hâlinde yayınlamış.
Uzundu ve yorucuydu derken, tam on sekiz yıllık uğraş…

Yıl 2002 ve kitabı yayınlayan kuruluşun adı da Kentucky Üniversitesi… Hadi, kitabın orijinal adını da vereyim de bitsin bu iş: KING of THE MOUNTAIN The Nature of Political Leadership
 
2002 yılında yayınlanan bu ilginç ve önemli kitap, nedense basın ve siyasetçilerimiz arasında fazla yankı bulmamış. Bu nedenle toplumun da gözünden kaçmış; belki de işine gelmeyenler tarafından kaçırılmış. Bir Ermeni ya da bir Yunanlının adı, bu kitap nedeniyle ön plana çıksaydı, yerle göğün onlar tarafından nasıl bir sevinçle titreştirileceğini hayal ediyorum şimdi…
Ne kadar farklıyız değil mi?
Biz, değerlerimize sahip çıkmayı reddederken, el âlem değersizlerini bile değermiş gibi satıyor dünyaya…
Bu sözler de nereden çıktı demeyin.
Ne demek istediğimi anlayacaksınız az sonra…
 
Ludwig, tarih ve siyasi önderlik konularındaki çalışmalarıyla biliniyor ama asıl mesleği psikiyatrist ya da psikiyatr demeye alıştığımız ruh hekimliği… Türkiye’nin yanından bile geçmemiş, yani hiç gelmemiş Türkiye’ye…
Brown Üniversitesi’nde çalışıyor.
Siyasi liderlik konularını inceleyen, siyasi önderlerin “Neden, ne kadar önemli ve neden, ne kadar büyük” olduklarını tespit eden tarafsız bir metodun da sahibi… Metodu geliştirmek için yıllarca çalışmış.
Metot; Washington, Napoleon, Sezar gibi tarihî kişilerin; önderliği tanımlamak için kullandığı on bir ortak ölçütten oluşuyor. 
 
Siyasi önderlikle ilgili şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı ve anlaşılır çalışmalardan biri olarak tanımlanan kitabın, Türkçe anlamı aşağı yukarı şöyle:
DAĞIN KRALI Siyasal Önderliğin Doğası”…
Kralla arslan birbiriyle özdeşleşirse DAĞIN ARSLANI da olur ama bence en yakışanı; “DORUKTAKİ ARSLAN”…
 
Sanmayın ki önder derken üç beş kişiden söz ediyor.
Bin dokuz yüzü aşkın, büyük bir gruptur konu olan.
İşte bu önderler arasında, akla hemen gelebilecek isimlerin yanında; bugün için unuttuğumuz ama çağına damgasını vurmuş, birçok ismi de görmek mümkün.
 
On sekiz, dile kolay, tam on sekiz yıl gibi çok geniş bir zaman dilimi içinde sürdürülen çalışmada; Abdülhamid, Abdülnasır, Arafat, Atatürk, Castro, Churchill, Clinton, de Gaulle, Golda Meir, Gorbachov, Hitler, Humeyni, Kaddafi, Kennedy, Lenin, Mandela, Mao, Mussolini, Nehru, Roosevelt, Stalin dahil toplam bin dokuz yüzden fazla devlet ve siyaset önderi incelenmiş.
En son elemeye kalanların sayısı bile bir hayli yüksek. Tam üç yüz yetmiş yedi kişi…
Onlar da aynı metotla, yani “Siyasi Büyüklük Ölçeği” olarak adlandırılan  ölçütlerle değerlendirilmiş.
 
Finale yükselebilen önderler, “Devlet adamlığı, ideoloji ortaya koyma, ahlaken örnek olma, siyasi miras, sıfırdan ülke yaratma, sınırları genişletme, ülke nüfusu, iktidarda kaldığı süre, askerî başarı, ekonomik başarı, sosyal tasarım gücü” gibi tam on bir önemli madde altında incelenerek, yeniden değerlendirilmiş ve sonuçta her biri, “1 ile 31” arasında puan toplayarak alt alta sıralanmışlar.
 
Değerlendirmeden çıkan sonuçlar, düşükten yüksek puana göre şöyle olmuş:
Golda Meir 12
Kennedy ve Clinton 15
Mandela 20
Churchill 22
Castro ve Humeyni 23
Gorbachov 24
Nehru 25
Lenin 28
Mao Zedung ve Roosevelt 30
Mustafa Kemal Atatürk 31
 
Evet!
Evet evet!
Atamız Atatürk; “20. Yüzyılın Önderi” unvanına layık görülmüş de haberimiz bile yok.
Bu olay, yalnız Amerika’da bile binlerce gazete ve televizyon haberine dönüşmüş…
Sayın Bingür Sönmez, dün; “Söyleyecek Söz Bulamıyorum” başlıklı bir yazı göndermeseydi benim, belki sizlerin de haberi olmayacaktı.
Oysa Trabzon 2-1, Fenerbahçe 1-0 kazanmıştı dün.
Güney Doğu’daki çocuklar, taşı uçurtma yapıp uçurtmuşlardı dün.
Başbakan’ımız yine herkese kızmış, Atlantik ötesinden geldiği söylenen seks kasetleri tüm medyayı sarmıştı dün.
Haberiniz vardır mutlaka…
Dün kapmış bohçasını, Temel’e kaçmış Gülgün!
 
Vardı değil mi?
 


Günay Tulun

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN