Selim-Sinan Mabedi [Mete Esin]

Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den bu
yana da redakte edilmediğinden, doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
İftihar vesilelerimizden "Edirne Selimiye Camii" 
[Büyütmek İçin Fotoğrafın Üzerini Tıklayınız]
Sultan II.Selim... Avrupa'nın muhteşem dediği Kânûnî'nin, II.Hasekisi (gözde kadını) olan, bir Ukrain papazının devşirme kızı Aleksandra Lisowska (Avrupa'da Roksalan, Osmanlı'da Hürrem Sultan)'dan doğan ikinci oğlu olur. Kânûnî'nin tüm eşlerinden doğan sekiz oğlu arasındaysa beşincisidir. Abisi Şehzade Mustafa'yla kardeşi Şehzade Bayezit'in, evlât kâtili babaları tarafından öldürtülmeleri, diğer kardeşlerinin de değişik yaşta ve değişik târihlerdeki doğal ölümleri üzerine, tahta giden kanlı yolda yalnız kalmıştır. 28.05.1524'te İstanbul'da doğmuş, 15.12.1574'te gene İstanbul'da ölmüştür. Osmanlı Sultanları içinde İstanbul'da doğan ilk O'dur, İstanbul'da ölen gene O. Hamam'da kayıp düşerek beyin kanamasından öldüğü bilinmektedir. Henüz tahta çıkmadan önce, 1548'de bir süre Edirne taht muhafızlığında bulunmuştur. Kânûnî'nin 07.09.1566'da ölümüyle kılıç kuşanıp tahta oturmuş, kendi ölümüne kadar da orada kalmıştır. Sarı diye bir lâkabıyla, ok ve şiirle ilgili merakları vardır. Şiirlerinde, Selîm ve Selîmî mahlâslarını kullanmıştır. Ciddî bir atılımı görülmemişse de, atalarından kurulu bir düzen devraldığı için, Osmanlı onun zamânında da ilerlemesini sürdürmüştür.

Mimar Koca Sinan... 1489'da Kayseri-Ağırnas köyünde başlayarak, 1588 yılında İstanbul'da noktalanan, mimarlık eser ve şâh eserleriyle dopdolu, uzun ve çok daha önemlisi şerefli bir ömrün sâhibidir. Sinan'ın babası, kayıtlarda Abdülmennan olarak görülmektedir. Bu da, O'nun sonradan İslâm ehli olduğunu gösterebilen kesin bir karînedir. Bir Ermeni çocuğu iken alınıp devşirildiği esâsen bilinmektedir. Kendisi, Kayseri'den İstanbul'a getirilmiş ve Acemioğlanlar Ocağına alınıp 1512'de yeniçeri olmuştur. Bundan sonra; 1514 Çaldıran, 1516 Gazze, 1517 Ridaniye, 1521 Belgrad, 1522 Rodos, 1526 Mohaç, 1532 Avusturya, 1534 Irak1537 Korfu-Pulya, 1538 Buğdan sefer ve savaşlarında bulunmuş, gezdiği bu yerlerde bâzı inşaat işleriyle meşgûl olurken, diğer yandan da mesleğini geliştirmek için çalışmış, incelemeler yapmıştır. 1539'da bütün bunlardan sonra ulaştığı olgunluk noktasında, Mimar Başı olarak atanmıştır. Dokuz-yüzdoksandokuz yılın iş ve eserlerini doksandokuz yıllık ömrüne sığdırabilmiştir. Konuyu, elle tutulur bir biçimde ifâde etmek gerekirse; 84 câmi, 51 mesçit, 57 medrese, 7 daârülkurrâ, 22 türbe, 17 imâret, 3 dârüşşif, 5 suyolu-kemer, 8 köprü, 18 kervansaray, 35 saray-kasır, 8 ambar-mahzen ve 46 hamamın projesi ve yapımında Sinan'ın imzâlarının bulunduğunu söylemeliyiz. Bunların içinde baş sırayı tutan elbette Selimiye'dir. Edirne'de bunlardan başka Defterdar, Haseki Sultan ve Taşlık Câmileri, Ali Paşa Çarşısı, Mehmet Paşa Hamamı ve Kervansarayı ile Selimiye'ye ek olan medrese Sinan eserleridirler. Sinan hakkında yazılanlardan, O'nun son derecede cömert ve misâfirperver olduğunu öğreniyoruz. Güler yüzlü, tatlı dilli Sinan; uzun boylu, saçı-sakalı gür ve zayıfça bir kimseymiş.

Her yanıyla makûl ve mûteber bu adam, II.Selim huzûrunda bulunduğu bir gün aradığı fırsatı da buluvermiştir. Sultan'a âdetâ Selimiye'yi târif ederek, böyle bir câmi yapmak istediğini söylemiştir. Sözleriyle de Sultan'ı iyice bir etkileyebilmiştir. Zaman Kıbrıs'ın fethedildiği günlere rastladığından, hazîne ganîmetlerle doludur. Bunun da mutlak etkisiyle, öneri memnunlukla karşılanacaktır. Sinan, bunun üzerine uygun bir arsa düşünmeye başlamıştır. İstanbul'daki uygun yerler daha önceki câmilerle dolmuş bulunduğundan, Edirne'de bugünkü yer aklına gelmiştir. II.Selim, önerilen bu yeri de kabûl edecektir. Şimdiki Selimiye'nin arsasında, daha önce Fatih'in de doğmuş olduğu Eski Saray (Saray-ı Atik) baltacıları oturmaktalarmış. Ünlü ters lâlenin de bir masal olduğunu burada anlamış olalım! 1569'da inşaata başlanmıştır. Selimiye'nin bugün sâhip olduğu akustiğe sıra gelince, Sinan, akşam paydosundan sonra içerde ziller çaldırıp, deneyler yapmaktaymış. Ama, toplumlarda her zaman görülebilmiş münâfıklar da boş durmamışlardır. Sultân’a, Sinan kulunuz, geceleri câmide çengi oynatıyor! demişlerdir. Bundan içi çürüyen Sultan, durumu tahkik için Kapıcılar Kethüdâsını Edirne'ye göndermiştir. Kethüdâyı birden karşısında gören Sinan şaşırmış ve: Hayrola Ağa?!. diye sormuştur. Görevli dahi olsa, bu yaptığından utanan Kethüdâ, eğilip Sinan'ın elini öpmüş, aldığı tâlîmat üzere de yüz altınlık bir keseyi uzatıp Sinan'a vermiştir. Bunun yanında; câmi hakkında Sultan'a bilgi derlemek için geldim; Kendisi'nin selâmlarını da getirdim, demiştir. Şu da var ki, 1575'te tamamlanacak Selimiye'yi, bundan bir yıl önce ölen Sultan göremeyecektir. Selimiye'nin kısa öyküsü budur.

Ona hiç bir kuşku yoktur ki, Selimiye dünyâ çapında bir anıttır. Bu, bütün câmiler arasında olduğu kadar, diğer bütün mâbetler hatta türlü binâlar arasında da böyledir. İyi düşünülüp, güzel düzenlenmiş, değişik işlevlerle donatılmıştır. Sâdece Edirne'nin değil, bütün bir Türkiye'nin tanıtıcı unsuru ve sembollerinden biridir.

Nitekim, son zamanda Unesco’nun dikkatini de çekip, 28.06.2011 günü “Dünyâ Kültür Mîrası” arasına alınmıştır.


Mete Esin

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN