Konuyla ilgili bir hayli bilgi sahibi olduk. İyi de o günlerin bilim çevrelerinde bu kadar patırtı koparıp, bugün neredeyse kimseler tarafından anılmayan, bu kentin bu önemli buluşun adı neymiş?
Önceki sayfalarda söz ettiğimi sanıyordum ama konunun insanı sarıp sarmalayan keskin gizemi karşısında atlamışım bunu… Şu an yazıyor ve ilk harfiyle son iki harfine dikkat edin diyorum: Tiwanaku!..
Lütfen sözünü ettiğim o Tiwanaku'yu ya da içindeki üç harfi, yani "T, k, u" harflerini de alıp; az önce bir kenara koyduğunuz, sözcüklerin yanına oturtun.
Her üçü de ses çıkarmadan dursunlar orada…
Bölgeye çok sonraları gelen halklardan olan Aymarálıların dilinde, "Ortadaki Taş" anlamına gelen Tiwanaku'yu; bizler, İspanyolca Tiahuanaco, Tiahuanacu adlarıyla tanıyoruz.
Tiwanaku, Bolivya'nın; dört bin rakımlı, verimsiz topraklara sahip bir yayla kenti… Sorduğumda, kentin bugünkü nüfusunun bin kişiden de az, hatta sekiz yüz civarında olduğunu söylediler. Nüfus o kadar az ama 2000 yılında Unesco tarafından "Dünya Kültür Mirası" olarak, koruma altına alınmış.
Aslında, İnkaların bile bölgeye geldikleri o çok çok eski zamanlarda, Tiwanaku'da tek insan bulamadıkları gibi, sanki son insan orayı terk edeli aradan binlerce yıl geçmiş gibi, ıssızmış her yer.
İspanyolların, zalimlikleriyle birlikte Tiwanaku'nun başına çökmeleriyse bölgenin yaşadığı acılardan bir başkası…
O dönem Amerika'sında yaşayan halkların, sevgiyle karşıladığı ve utanmadan kendilerinin "Fatih" olduklarını iddia eden İspanyollar, aradıkları altın kent Eldorado'nun aşkına; her şeyi vahşice talan edip, insanların ve o güne kadar hiç bozulmadan yaşatılan tarihin canına okumuşlar. Sayısı asla bilinemeyecek kadar çok tarihî eser, inşaatlara malzeme yapılarak yok edilmiş.
Yine de geride kalan eserlere bakınca, o eserleri yapanların, taş işleme sanatında ve mimaride çok ileri oldukları anlaşılıyor. Güneş kentini görenler, kanımca; bu ileriliğin ne derece yüksek olduğunu dile getirecek en iyi anlatıcılar olacaktır.
Bazılarına göreyse İspanyollar o yöreye gelmeden yıllar önce, 14. yüzyılda, kent halkı bir kez daha Tiwanaku'yu terk etmiş. Bu, iğreti duran bir rivayet gibi... Suçlarını hafifletmek için yine İspanyollar tarafından yayılmaya çalışılmış bir söylenti sanki…
Tiwanaku kentindeki, bu kadar çok ve bu kadar devasa yapının inşa nedeni hâlâ anlaşılamamış. Kimi "astronomi" demiş kimi "din". Kimi de "başkent oluşu nedeniyle"…
O devasa yapıtlardan, bir sonraki sayfada söz edeceğim.
Konu sizi de sardıysa çevirmeniz gerekecek sayfayı…