Diyanet'in Problem Müfettişi ve Kayseri'de Bir Arsa Hikâyesi [Ömer Sağlam]
Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Yo yo, bu hikaye bildiğiniz bir arsa hikayesi değil. Hani şu CHP Kayseri Milletvekili Mustafa Kulkuloğlu'nun gündeme taşıdığı dosya diyorum. Benim anlatacağım arsa hikayesi başka bir hikayesidir. Yer Kayseri olunca, tabiatıyla Kayseri'ye ve Kayserililere ilişkin hikayeler de bol oluyor! Anlat anlat bitmez türden hikayelerdir bunlar...
İzleyenler mutlaka bilirler; Kanal-7 TV'de şov havasında dini programlar yapan ak sakallı ve nur yüzlü bir ihtiyar vardır. Adı Necmettin Nursaçan'dır bu sevimli hoca efendinin. “Asr-ı Saadetten Tablolar” ve “Cuma Sohbetleri” isimli dini programlarda bol bol hikaye ve menkıbe anlatır durur yıllardır. Tıpkı Diyanet menşeli diğer TV starı Nihat Hatipoğlu gibi!
Çeven İdi Nursaçan Oldu!
Kendisi Kayseri Eski Müftüsüdür. Kayserili (Hacılar ilçesinden) olmakla birlikte yanlış bilmiyorsam bütün memuriyet hayatı Kayseri'de geçmiştir hoca efendinin. Anlaşılan Kayserililer, hoca efendinin saçtığı nurdan daha fazla istifade etmek için bir türllü bırakmamışlardır kendisini. Doğum itibarıyla adı "İmdat Necmettin Çeven" olmakla birlikte, neden gerek duyduysa adını daha sonra mahkeme kararıyla "Necmettin Nursaçan" olarak değiştirmiştir. Kim bilir belki de hazırlamış olduğu vaaz kasetlerinin daha çok satması için yapmıştır bu işi! 1990 yılından 2005 yılına kadar Kayseri Müftüsü olarak görev yapmış (daha önceki yıllarda da aynı şehirde uzun süre vaizlik yapmıştır), 2005-2007 yıllarında ise Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra yaş haddinden emekli olmuştur. Bir ara Milli Selamet Partisi'nde milletvekili adayı da olmuştur(1).
Rivayet odur ki; Kayseri Müftülüğü'nden, Kayserilileri bıktırdığı için, ancak geçmiş hizmetleri düşünülerek "kendisini kırmamak düşüncesiyle" Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı yapılarak, yani güya terfi ettirilerek ancak alınabilmiştir. Oysa uzun süre İstanbul İl Müftülüğü yaptıktan sonra Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı yapılan Necati Tayyar Taş gibi kıdemli bir din adamı, rivayete göre; cem evlerine "cümbüş evi" dediği gerekçesiyle Alevi vatandaşlarımızın yoğun tepkisi üzerine ve elbette haklı olarak tak diye alınmıştır bu görevden. Oysa aynı kararlılık Necmettin Nursaçan konusunda bir türlü gösterilememiştir
Anlatacağım arsa hikayesinin kahramanı işte bu "İmdat Necmettin Çeven", pardon "Necmettin Nursaçan" olduğu, için kendisini bir miktar tanıtmak istedim okuyucularıma...
Gelelim Bizim Arsa Hikayesine..
"Diyanet'te ısmarlama müfettişlerden sipariş raporlar" başlıklı yazımı okuyanlar hatırlayacaklardır. Orada şöyle demiştim:
"Ancak gelin görün ki; Diyanet'te (TDV), sipariş üzere, yani yönetimin istediği doğrultuda rapor yazmak fiili bir durumdur ve gerçektir! Şahsen en çok bundan muzdarip olmuşumdur ve buna rıza göstermediğim için 2006-2009 yılları arasında yaklaşık 2.5 sene tarafıma sadece teftiş değil, başka hiçbir görev verilmemiştir. Bu durumu, Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın bağlı bulunduğu ... adama söylediğimde ve hatta yazılı olarak ilettiğimde ... kendisinin bana söylediği şey şu olmuştur: 'Sen gittiğin her yerde problem çıkarıyormuşsun. Onun için Teftiş Kurulu Başkanı sana görev vermiyormuş!' Oysa benim problem çıkardığım filan yoktu. Ben, sadece yazdığım raporlara müdahale edilmesini istemiyor, raporlarımı onların dayatmaları ile yazmıyordum..."(2).
Örnek mi istiyorsunuz benden? Ya da ne bileyim, yukarıda "lap" diye ortaya faş ettiğim iddiaları ispat etmemi mi bekliyorsunuz benden? Tamam o zaman ispatlayalım iddialarımızı!
2004 yılının Mayıs ayı idi. TDV Genel Müdürlüğü tarafından tarafıma yazılı bir görev oluru verdiler. Olurda TDV Kayseri Şubesi hakkında ileri sürülen bazı iddiaları, Kayseri'ye giderek yerinde incelemem isteniyordu. Olurun ekinde ise Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 12.05.2004 tarih ve 2004/7145 sayılı bir yazısı, bu yazının ekinde de TDV Kayseri Şube Temsilcisi Mustafa Türk'ün 07.05.2004 tarihli bir dilekçesi bulunuyordu. Anlaşılacağı üzere; TDV Kayseri Şube Temsilcisi, kendi görev yaptığı Vakıf Şubesi ile aynı zamanda Kayseri İl Müftüsü de olan Vakıf Şubesi Başkanı Necmettin Nursaçan ve Şube Yönetim Kurulu üyeleri hakkında C.Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuş, C.Savcılığı da TDV Genel Merkezi'nden iddialarla ilgili bilgi (savunma) istiyordu.
Bu durum, vakıf teamüllerine aykırıydı aykırı olmasına da (çünkü vakıf çalışanları, mevzuatı gereği bu tür şikayetlerini öncelikle vakıf merkezine iletmekle yükümlüdürler) ancak M. Türk'ün iddiaları oldukça ciddi idi. Bu iddialardan birisi de mülkiyeti vakfa ait bir arsanın, mülkiyeti Melikgazi Belediyesi'ne ait bir arsa ile takas edilmesine ve takasa konu olan arsanın, Kayseri merkezliKılıçaslan Eğitim Vakfı isimli bir vakıf tarafından işletilen "Özel İstikbal Lisesi"ne tahsis edileceğine ilişkindi. Adı geçen vakıf ve haliyle işletmiş olduğu lise, rivayete göre bir cemaate ait bulunuyordu. 24.05.2004 tarih ve 0302.T/156-142 sayılı görev olurunun tarafıma tevdii üzerine, ertesi gün Kayseri'ye giderek çalışmaya başladım. Evrak üzerinde yapmış olduğum incelemelere ilave olarak Kayseri'de konunun tarafı olan pek çok kişiyle görüştüm. Sanırım Müftü Efendi dışında arsa takasına rıza gösteren hiç kimse yoktu. Elbette Melikgazi Belediyesi ve Kılıçaslan Eğitim Vakfı temsilcileri dışında.
Esasen, adı geçen vakfın konuya ilişkin talebi yıllardır devam ediyormuş ve Müftü Efendi de bu takasa razı değilmiş. Buna ilişkin birçok resmi yazı vardı dosyada. Hatta, Kız Öğrenci Yurdu yapılmak şartıyla TDV'ye iki parsel arsasını bağışlayan hayırsever iş adamı Kemal İmamtorunu isimli vatandaşın da takasa rıza göstermediğine dair dilekçesi bulunuyordu. Zira takasa konu olacak arsayı da kendisi bağışlamıştı TDV'ye. Gelin görün ki; Özel İstikbal Lisesi'ni işleten Kılıçaslan Eğitim Vakfı isimli kuruluşun yöneticileri, işin peşini bırakmamış, araya başta İstikbal Lisesi'ni inşa edip adı geçen vakfa bağışlayan İstikbal Gurubu'nun sahipleri olan Boydaklar olmak üzere; Kayseri'nin hatırlı kişilerini devreye sokup Müftü Efendi'yi takasa razı etmişler. Müftü Efendi, TDV Kayseri Şubesi başkanı sıfatıyla 23.08.2002 tarihinde Melikgazi Belediyesine, 02.09.2002 ve 09.09.2002tarihlerinde ise Vakıf Genel Merkezi'ne yazılar yazarak takasa rıza göstermediğini bildirdiği halde bu yazılardan yaklaşık 1.5 yıl sonra olmak üzere 18.03.2004 tarihinde yazmış olduğu ŞB.3801/611-33sayılı yazı ile takas konusunda yetki talep etmiş hatta Ekspertiz Raporu bile göndermişti.
Ekspertizler, takası talep edilen ve doğru bir hat boyunca birbirine bitişik durumdaki 1329 metrekare büyüklüğündeki TDV arsası için o günkü para birimiyle 30.000.000.000.TL. (Metrekare birim fiyatı yaklaşık 22.5 Milyon TL) değer biçerken, bu arsaya bitişik bulunan ve bu arsadan sadece 226.45 metrekare daha geniş olan belediye arsası için 75.000.000.000. TL. (Metrekare birim fiyatı: yaklaşık 48 milyon TL) değer biçmişlerdi. Bunun sebebi, Melikgazi Belediyesi'nin, imar planlarında yan yana bulunan iki arsadan TDV arsasını “Park Alanı”, kendi arsasını ise “Konut ve Ticari Alan” olarak göstermesinden kaynaklanıyordu. Oysa takas işleminin gerçekleşmesi halinde “Park Alanı” olarak gösterilen TDV arsası da yeşil alan statüsünden çıkarılarak konut ve ticari alan statüsüne kavuşacaktı! Çünkü bu arsaya Özel İstikbal Lisesi için spor salonu yapılmak isteniyordu.Dolayısıyla Melikgazi Belediyesi, Kılıçaslan Eğitim Vakfı adına TDV'yi takasa razı etmek için yetkisini kötüye kullanacak kadar ileri gitmişti!
Takasa konu edilen arsaların fiili durumlarının muhafazası, TDV Kayseri Kız Öğrenci Yurdu'nun ve dolayısıyla vakfın menfaatine gözüküyordu. Çünkü belediyenin arsası, vakfa ait yurt binası ile üzerinde derme çatma da olsa bir açık spor sahası bulunan arsanın arasında bulunmakla, esasen yurdun bahçesi gibi bir fonksiyon icra ediyordu. Takas olması halinde ise bu alan daralacak ve Özel İstikbal Lisesi TDV Kız Öğrenci Yurdu'na yaklaşacak, okulun öğrencileri ise muhtemelen yurtta barınan kızları taciz edeceklerdi!
Özetle; bidayette söz konusu arsaları TDV'ye bağışlayan hayırsever iş adamı Kemal İmamtorunu ve hatta aynı zamanda Müftü Efendi'nin dünürü olan Eski Yurt Müdürü Mehmet Mutlu başta olmak üzere pek çok kişi takasa şiddetle karşıydılar. Konuya ilişkin iş ve işlemler, büyük ölçüde Müftü Necmettin Nursaçan'ın bilgisi dahilinde yürüyordu.
Kayseri'de kaldığım süre boyunca Müftü Efendi "Ömer Bey, raporunuzu lütfen takas istikametinde yazınız. Ben bu adamlara söz verdim. Mustafa Boydak Bey, bizim çok işimize yarıyor. Onu gücendirmeyelim. Zaten TDV Mütevelli Heyeti ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da konuya sıcak bakıyor. Ben onları da razı ettim..." deyip duruyordu.
İtiraf etmem gerekirse; Müftü Efendi'yi şahsen ben de seviyordum ve saygı duyuyordum. Zira, Kayseri'deki hayırseverlerin paralarının, çalıştığım kurum olan TDV'ye kanalize edilmesinde büyük emekleri vardı. Kendisi de cömert bir adamdı. İkramı seviyordu. Önceki yıllarda bana Kayseri Mantısı bile ikram etmişti. Müftü Efendi aynı zamanda zengin bir adamdı. Çocukları Kayseri'de sanayicilik yapıyorlardı. Önceki yıllarda yaklaşık üç yıl boyunca Vakfın hayır işlerini, ayrıca yurt, eğitim ve yayın işlerini de yürüten birimin müdürlüğünü yaptığım için haliyle sık sık görüşüyorduk kendisiyle. Yani aramızda belli bir hukuk vardı. Ancak artık ben bir müfettiş, o da benim teftiş yetkimin içine giren bir Şube Başkanıydı (Müftüler, aynı zamanda bulundukları yerde kurulu bulunan TDV Şube başkanlarıdır ve TDV Müfettişleri, müftülerin TDV Şube Başkanı olarak yürüttükleri iş ve işlemleri denetleme yetkisine sahiptirler).
500 Gram Pastırma İki Kangal Sucukla Müfettiş Satın Almaya Kalkışan Din Adamı!
Kayseri'den ayrılacağım vakit, baktım Müftü Efendi bizzat kendi elleriyle beni terminale götürecek aracın bagajına bir şeyler koyuyor. Hem de kendi çalışanlarının gözlerini önünde! "Hocam, ne yapıyorsunuz?" demeye kalmadı şoför bastı gaza! Ankara'ya gelince Müftü Efendi'nin koymuş olduğu paketi açtım ki bir de ne göreyim; bastırmalar, sucuklar...
Müftü efendinin bastırma ve sucuklarını afiyetle yerken konuya ilişkin raporumu yazdım! Yazmış olduğum 10.06.2004 tarih ve 0302.T/156.03(04)-09 sayılı İnceleme Raporu'nda Müftü Efendi'nin"Boydak Grubu Başkanı Mustafa Bey'e söz verdim ve DİB Başkanı Ali Bardakoğlu ile diğer Mütevelli Heyeti üyelerini de razı ettim. Siz de raporunuzu bu yönde yazın lütfen" diyerek ricada bulunduğu "Arsa Takası" konusundaki kanaatimi şu şekilde dile getirdim:
1) Vakfımız Kayseri Kemal İmamtorunu Kız Öğrenci Yurdu'nun bulunduğu mevkide bulunan ve 5438 Ada, 1 Parsel'de yer alan Melikgazi Belediyesi'ne ait 1555.45 metrekarelik arsa ile takası talep edilen ve bu konuda Kayseri Şubemiz üzerinde yoğun baskı kurulmasına sebep olan 532 Ada, 8 Parsel'de kayıtlı 1329 metrekarelik Vakıf arsasının takasa tabi tutulmasının Vakfımızın çıkarına olmadığı, aynı yerde olmakla birlikte İmar Planlarında Vakfın arsasının “YEŞİL ALAN” statüsünde, belediye arsasının ise “KONUT VE TİCARET ALANI” statüsünde mütalaa edilmesinin hakkaniyet ilkelerine uygun olmadığı, bu işlemin, Vakfımızı takasa zorlamak maksadıyla ve art niyetli olarak yapıldığı şeklinde bir izlenimin doğmasına sebebiyet verdiği, esasen takas işleminin gerçekleştirilmesiyle birlikte yeşil alan statüsündeki Vakıf arsasının inşaat arsası haline çevrilip Özel İstikbal Lisesi tarafından spor salonu yaptırılacağı da dikkate alındığında İmar Planları konusundaki muvazaanın kendiliğinden ortaya çıktığı, söz konusu iki arsanın halihazırdaki durumlarının yurdumuzun ve dolayısıyla Vakfımızın menfaatine olduğu ve her iki arsanın da yurdun bahçesi olarak kullanılmakta olduğu, takas halinde Vakıf arsasına spor salonu inşaatı yapılmakla yurdun arka bahçesinin yarıyarıya küçüleceği, ayrıca yurdun eski ve yeni idarecileriyle Şube Yönetim Kurulu üyelerinin genelinin takasa karşı olduğu ve söz konusu işlemin sadece Şube Başkanı'nın inisiyatifinde yürüyen bir işlem hüviyetinde bulunduğu anlaşılmakla, takas işlemine kesinlikle izin verilmemesinin,
b) Melikgazi Belediyesi'nin, söz konusu Vakıf arsasını kamulaştırıp aynı yerdeki kendi arsasıyla birleştirdikten sonra umuma açık yeşil alan yapmak istediği şeklindeki rivayetin iyi niyet taşımadığından ve Vakfımıza karşı bir blöf anlamı içerdiğinden böyle bir gizli tehditin fazla dikkate alınmamasının, ayrıca yapılması muhtemel böyle bir işlem aleyhine olmak üzere Vakfımız tarafından her zaman dava açılabileceğinin bilinmesinin,
c) Yurdumuzun bulunduğu arsaya bitişik durumda olan ve aynı yerde bulunan diğer bir Vakıf arsasıyla takası talep edilen belediye arsasının rayiç fiyatının Eksperlerce 75.000.000.000.-TL. olarak tespit edildiği ve 1555.45 metrekarelik söz konusu arsanın Vakfımızca satın alınmasının, yurdumuzun ve dolayısıyla Vakfımızın son derece menfaatine olduğu anlaşılmakla, Vakıf Genel Merkezi'nce Melikgazi Belediyesi nezdinde vakit geçirilmeksizin gerekli girişimlerde bulunularak bahsi geçen arsanın satın alınması yollarının araştırılmasının ... uygun olacağı görüş ve kanaatine varılmıştır."
Sonra Ne mi Oldu?
Benim yazmış olduğum raporu ısrarla işleme koymayıp uzun süre hasır altı yaptı TDV yetkilileri. O yaz ben izne ayrılınca "Diyanet'te ısmarlama müfettişlerden sipariş raporlar" başlıklı yazımda bahsetmiş olduğum ısmarlama müfettişlerden birisini gönderip, aynı konuda ve fakat Müftü Efendi'nin talebine uygun olarak bir sipariş rapor yazdırtıp takas işlemini gerçekleştirdiler! Haklarını yemeyelim; hayırsever iş adamı Kemal İmamtorunu'nu da razı ettiklerini ve takas yönünde kendisinden dilekçe aldıklarını söylediler.
Sayın Kemal İmamtorunu ve Sayın İmdat Necmettin Çeven, mahşer günü iki elim yakanızdadır bilesiniz. Sayenizde "Diyanette problemli müfettiş" oldum çünkü! Sayın Kemal İmamtorunu, özellikle sizden şikayetim var. Ben sizin iş adamlığı ve hayırseverlik ciddiyetinize inanarak ve beni işten atacaklarını bile umursamadan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu başkanlığındaki TDV Mütevelli Heyeti'ne muhalefet ettim ve arsa takasına karşı çıktım. Peki, siz neden dik duramadınız? Neden işin başında "Takasa hayır" deyip bu anlamda yazılar yazarken, sonradan niçin ve neyin karşılığında takasa rıza gösterdiniz?
Sayın İmdat Necmettin Çeven, pardon Sayın Necmettin Nursaçan, takas konusunda neden o denli ısrarcı oldunuz? Bindirildiğim aracın bagajına zorla sıkıştırdığınız yarım kg pastırma ve iki kangal sucukla beni satın alabileceğinizi mi sandınız yoksa? Hele çekinmeyin söyleyin; benden sonra gelip arsa takası konusunda sizin talebinize uygun rapor yazan müfettişe kaç kg. pastırma ve kaç kangal sucuk hediye ettiniz? Ya da bunun için TDV yöneticilerine ne kadar pastırma ve sucuk gönderdiniz? Zira Kocatepe ve Eskişehir yolu civarında sucuk ve pastırma kokusundan duramadık o günlerde müftü efendi! Kokusundan anladık; hepsi de halis Kayseri imalatıydı!
TV'de yapmış olduğunuz şovlardan birisinde bu konuyu da işleyin lütfen. İşleyin ki; sizi izleyen izleyicileriniz, sizin vaaz kasetlerinizi satın almarak dinleyen müridleriniz sizin gerçekte nasıl birisi olduğunuzu çıplak gözleriyle bir kere daha görsünler. Görsünler ve hakkınızda gerçek hükümlerini versinler. Zira TV ekranlarından saçtığınız nurlar, gözleri kamaştırarak gerçek kimliğinizi oldukça örtüyor Müftü Efendi...
Ömer Sağlam
________________
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.