Siyasetin Maho Ağaları [Ömer Sağlam]
Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
Hadiseleri kısaca
özetleyelim:
Hükümet, bölücü başının da
talebi doğrultusunda ve "Çözüm süreci" çerçevesinde, bazıları "Akil
Adamlar" grubu içinde de yer alan bir "İzleme Heyeti"
oluşturmaya karar verir.
Başbakan Yardımcısı Yalçın
Akdoğan bu heyetin 5-6 kişiden oluşacağını açıklar.
Hatta Deniz Ülke Arıboğan,
Ahmet Taşgetiren, Kadir İnanır ve Avni Özgürel gibi bazı isimlerin bu heyet içinde
yer alacağına ilişkin haberler yansır medyaya.
Adı geçenlerle röportajlar
yapılır televizyonlarda.
Gelin görün ki; 7
Haziran'da AKP'ye 400 milletvekili kazandırmaya ahdetmiş gözüken ve "Başkanlık"
sistemine geçmeyi kafaya koymuş olan ve bu sebeple uzunca bir süredir MHP
yöneticilerini bile sollar biçimde milliyetçi söylemlerin ve dahi eylemlerin
altına imza atmakta olan Tayyip Bey "İzleme Heyeti" oluşturulmasını
doğru bulmadığını söyler.
Çünkü, diğerlerine göre
oldukça kurt bir politikacı olan Tayyip Bey, bilir ki; böyle bir heyetin
oluşturulması, kamuoyunda "Hükümetin tam anlamıyla İmralı'ya ve Kandil'e
teslim olduğu" şeklinde yorumlanacak ve 400 vekil hayali büsbütün suya
düşecektir.
3 dönem kuralına takıldığı
için 7 Haziran'dan sonra mecburen emekliye ayrılacak olan ve esasen Başbakan
yapılmayarak siyasi karizması iyiden iyiye kaybolan Bülent Arınç, belki faydası
olur ve kamuoyundan destek gelir düşüncesiyle; "İzleme Heyeti"
oluşturmakta kararlı olduklarını ve bu konunun hükümeti yetkisinde olduğuna
ilişkin olarak en azından çözüm süreci yanlıları bakımından oldukça doğru bir
açıklama yapar medyaya.
Arınç'ın açıklamaları,
ayrıca Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığını yitirdiğine inanan ve onun hükümetin
işlerine karışmaması gerektiğini savunan milyonlarca insan tarafından da
isabetli bulunur.
Ve Arınç Atışa Geçer!
Arınç'ın Cumhurbaşkanına
diklendiği zehabına kapılan Ankara B.B. Başkanı Melih Gökçek, twitter
hesabından "Arınç'ın paralel yapının etkisiyle böyle bir açıklama
yaptığına ve kızı ile damadının halen paralel yapının üst düzey yöneticileri
arasında olduğuna" ilişkin bir açıklama yapar.
Bunun üzerine Bülent
Arınç, eline tüfengini alır, Melih Gökçek'i de hedef tahtasına koyarak bütün
kurşunlarını onun üzerine boşaltır!
Adeta açar ağzını, yumar
gözünü Arınç!
Bunun üzerine Melih
Gökçek, Arınç'ı mahkemeye vereceğini ve kendisiyle mahkemede hesaplaşacağını
söyler.
Arınç ise "Hodri
meydan" çekerek, "İstediği mahkemeye başvursun. Mahkeme de sorulacak
sorulara vereceğim cevaplar davacı olarak onu mu yoksa davalı olarak beni mi
zorda bırakır bilme!" diyerek, tıpkı Erdoğan Bayraktar gibi, "Mahkemeye
verilirsem konuşurum. Bu da herhalde partinin ve Tayyip Bey'in istemediği bir
sonuç olur..." mesajı verir.
Yani bir anlamda Bülent
Arınç "İşin içine mahkemeyi karıştırmayın, karıştırırsanız sonuç sizin ve
partinin hayrınıza olmaz..." demek ister.
Saraydaki Zat Devreye
Girer!
Arkasından (Her ne kadar
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın aksini söyleyip "Bu konu
Cumhurbaşkanlığını ilgilendirmiyor" dese de) muhtemelen saraydaki zat
hadiseye müdahale eder ve önce Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan "Cumhurbaşkanının
sürece ilişkin açıklamaları bizim için talimattır" diyerek Arınç'ın yanlış
yaptığını ima eder.
Başbakan Davutoğlu ise
memleketi Konya'da yapmış olduğu açıklamada "Bülent Arınç ve Melih
Gökçek'in tavırlarının yanlış olduğunu" belirterek, her ikisi için de
parti disiplin kurulunu işaret eder.
Bunun üzerine pabucun
oldukça pahalı olduğunu gören ve siyasi ömürlerinin son döneminde disiplin
kurulu ile partilerinden atılma ihtimali olduğunu anlayan, öte yandan
muhtemelen Büyük Usta'nın bizzat devreye girmesiyle hadisenin mahkemeye
taşınması durumundan sadece Arınç ve Gökçek ikilisinin değil, daha başka
kişilerin ve parti tüzel kişiliğinin bundan zarar göreceğini belirtmeleri
üzerine Arınç ve Gökçek geri adım atmak zorunda kalırlar.
Arınç, "Sayın
Cumhurbaşkanına nezaketsizlik yapmayız. Sayın Cumhurbaşkanı bazı konularda
görüşlerini ifade ediyor. O ifadeler bazılarının hoşuna gidecek noktaya
geliyorsa haşa onu eleştirmek değil, onu bilgilendirmektir. Benim iki gün üst
üste yaptığım konuşmaları ele alırsanız saygısızlık göremezsiniz. Ben hükümeti
belli konularda elbette savunurum. O günkü konuşmalarımın samimi olarak
karşılandığının, diyalog kanallarının daha çok açıldığını görüyorum. Sadece Anayasal
çerçevede bir ilişkimiz yok. Aynı zamanda Türkiye için çağ
atlatacak noktada, toplumsal kardeşliğimizi pekiştiren bir insanla sevgiye ve
saygıya dayalı bir arkadaşlığımız vardır. Benim sözlerimi o yanlış anlamaz onun
sözlerini de ben yanlış anlamam." der.
Arkasından da Melih
Gökçek'i hedef alan açıklamaları için; "...Yanlış yaptım ama özel hayatıma
girdiği için kendimi tutamadım. Sözlerim hakaret diyorsa istediği mahkemeye
gider. Başbakan haklıdır ama sussam doğru olmazdı. Özel hayatıma tecavüzde
bulunan kişiye cevap veririm. Başbakanımız haklıdır ama kendimi tutamadım"
diyerek nedamet getirir!
Melih Gökçek de, "Dün
akşam Başbakanımız konuşulmaması gerektiğini belirtti. Başbakanımızın emri
başım üstünde. Bugünden sonra herhangi bir şekilde bu konu üzerinde en ufak bir
cevap vermeyeceğim. Bizim partimiz CHP değil,
Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu
değil. Ak
Parti , CHP değildir. AK Parti’de emir verilir, o emir yerine getirilir.
Başbakan’ın emri üzerine bundan sonra konuşmayacağım..." diyerek adeta
Arınç için hukuk yoluna gitmeyeceğini ima eder.
Yani özetle; tıpkı Yüce
Divan gibi, Arınç-Gökçek polemiği de saman alevi gibi başladığı gibi söner.
Haşa Huzurdan Ağam!
Gerçi olay mahkemeye
düşmüş olsaydı da sonuç değişmezdi.
Hadise tıpkı Deniz Feneri
Davası ve tıpkı 17-25 Aralık soruşturması gibi takipsizlikle sonuçlanır ve
kapatılma yoluna giderdi.
Şimdi ortada kala kala
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üçüncü kişilerce yapılan suç duyurusu
üzerine başlatılan soruşturma kaldı.
Hadisenin tarafları
birbirinden şikâyetçi olup konuşmayacaklarına ve muhtemel belgeler ortaya
dökülmeyeceğine göre; bu soruşturmanın da takipsizlikle sonuçlanması
mukadderdir.
Lütfen hiç kimse bu
soruşturmaya bel bağlayıp, elini ovuşturma yanlışına düşmesin ve beklenti içine
girmesin.
Özellikle muhalefete
çağrımdır; bu yapay çatışmaya bel bağlayıp lütfen çalışmayı elden bırakmayın.
Seçmenin karşısına yeni
projelerle çıkın.
Öte yandan; anlaşılıyor
ki; AKP'de borusu öten tek kişi vardır o da hâlâ Büyük Usta'dır.
Kafası kızarsa valla Arınç
marınç, Gökçek mökçek dinlemez kovar partiden!
Sözümüzün sonunda muhterem
okuyucularıma küçük bir tavsiyem olacak;
Lütfen, büyük ustalar
Şener Şen ve Kemal Sunal'ın baş rollerini paylaştıkları "Kibar Feyzo"
isimli filmi bir kez daha izlesinler.
Özellikle de meşhur
"Abdesthane" sahnesini.
İnanın çok benziyor baştan
beri özetlemeye çalıştığımız hadiseye.
Feyzo da tıpkı Arınç'ın
Büyük Ustaya dediği gibi diyor Maho Ağaya;
-"... haşa huzurdan
ağam!"
...
Öte yandan Maho Ağa düzeni
sadece iktidar partisi için değil, muhalefet partileri için de geçerlidir.
En küçük bir başkaldırma
hareketi bile kovulma sebebidir Maho ağaların torpaklarından.
Pardon partilerinden
Hele de Maho
Ağaların etrafı müzevir ve gammaz Bilolar tarafından çepeçevre
kuşatıldıysa.
Ne diyordu Maho Ağa Feyzo
için;
-"...Hangi ağalık
kitabında yazar bu. Töremizin içine de ediysiz nomussizler!..Ula def ol
köyümden. Sürüldün la. Hemen terk et torpaklarımı, puşt oğli..
Ömer Sağlam
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.