Bugünkü konumuz oldukça değişik…
Sabır ve dikkat gösterirseniz sizlere de ilginç gelebilir.
Geçen gün, İstanbul Belediyesi tarafından çıkarılan bir dergi geçti elime. Adı, İstanbul Bülteni; sayı, Kasım 2008. Çok kaliteli kâğıda basılmış, pırıl pırıl bir dergi. Yaprak sayısı ön ve arka kapak da bu hesabın içinde olmak üzere tam 32. Yani 64 sayfa…
.
Buraya kadar her şey; parası çok olan, kendisinden başka kimseye hesap verme mecburiyeti bulunmayan zengin bir işletme için gayet normal. Belediyelerin bu tür işletmelerden olmadığını bilmemize rağmen, diyelim ki çok sayıda abonesi var, bu işten zarar etmiyor ve kamuyu bilgilendirme işini hakkaniyetle yapmaya çalışıyor. Bu varsayımlardan hareketle üç adım daha atlayıp konuyu ilerletelim. .
Normal olmayan, olmaması gereken şu: Dergide İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın tam 44 fotoğraflarının bulunması.
Yani 64 sayfalık bir dergide tam 44 fotoğraf… Hatta bazı fotoğraflar için tek sayfa yeterli görülmeyip çift sayfa kullanılmış.
Olayın değişik bir hesabı daha var.
Aşağıda vereceğim rakamları topladığınızda onu da göreceksiniz.
Türk Dili’ne, tiyatroya, bulmacaya, ihaleye, ekonomik krize, özürlülere, öğretmenlere, “Sine-i Millet Sergisi”ne, çiçek büfelerine, ağaç dikimine, sanata, ödül almış bir fotoğrafa, Ergenekon Mahallesi’ne ve Endonezya gezisinin her birine birer sayfa ayrılmış. Tuzla ve Silivri İlçeleri ile reklam, içindekiler ve bütçe sayfalarıysa ikişer adet. Sağlık 3, spor 4 sayfa kaplıyor. Toplarsak tam 31 sayfa…
.
Kalan sayfaları da hesaplayalım. Ön ve arka kapakları da işin içine katmamıza rağmen kalan sayfa sayısı ancak ve ancak 33 ediyor.
İşte bu 33 sayfada Başkan’ın tam 44 fotoğrafı var.
Sizler de sayarsanız yalanlayacak ya da doğrulayacak bir neticeye ulaşmış olursunuz.
Eğer toplama, çıkarma işlemlerinde yanlış yapmadıysam sonuç bu ve bu sonuç bana göre çok garip!..
.
“Kendi fotoğrafını, kamuya ait bir kuruluşun kendisine emanet edilmiş bütçesiyle çıkarttığı bir dergide bu kadar çok yayınlatan bir insan nasıl biridir?” diye sordum kendime ve “Hiç kimse böyle bir şey yapamaz. Mutlaka ortamı uygun bulmuş birkaç işgüzarın işidir.” diye cevapladım sorumu...
.
Bilirsiniz; bir insan, kerameti kendinden menkul olup her şeyde bu kadar öne çıkarsa kamu ve iş arkadaşlarının gözünde değer kaybeder. Hatta hatta emir vermek zorunda olduğu astlarının gözünde de… “Ben zengin doğdum” şeklinde bence ilginç bir beyanı da bulunan Sayın Belediye Başkanı, bu doğuştan zenginlik içinde mutlaka gerekli muaşeret eğitimini de almış olacağına göre, bundan sonra bu tür işlere soyunacak işgüzarların onu ve diğer insanları mahcup etmeme konusuna daha fazla dikkat etmeleri gerekecektir. Bu dikkat dergiye de yansıyabilseydi; gereksiz yere kâğıt israfı, sonuçta da yaşamımızın temel direklerinden olan ormanların boş yere tahribatı önlenmiş olacaktı.
.
Tam burada, konumuz derginin üzerinde "Bu bülten sizindir alabilirsiniz." ibaresi olduğunu ve bunun "Ücretsizdir." anlamına geldiğini de hatırlatayım. İyi bir işletme, insanları bilgilendirmek için bu kadar israf yapmaz. Dergideki önemi ve gerekliliği bence çok sıradan olan tüm yazıları bir araya toplayarak, tek yapraklık bir kâğıda sığdırır; hatta bu işi, kullanıldıktan sonra yeniden kazandırılan kâğıtlarla çözerdi.
.
Aslında en iyi çözüm, kamu bütçelerini hakkaniyetle yönetmek ve her türlü işgüzara yol vermemekten geçer.
Siyer, çehâr yâr-ı güzîn ve ecdattan sık sık söz edenlerin bunları çok iyi bilmiş olmaları gerekmez mi? .
O hayatlarda ders almaları gereken o kadar çok mesel var ki!..
.
.
.
.
Günay Tulun
