Bugünün edebiyat ve tiyatro dünyasında gereğince vurgulanmamış bir gerçek var. Shakespeare'in ne denli "büyük" olduğu değil ne denli "ünlü" olduğu...
Birincisi; anlamı bulanık, öznel, sağlama yapması zor, genel bir yargı. İkincisiyse kanıtlarıyla ortada. İngiliz ve bir ölçüde Amerikan Dili, Edebiyatı, Kültürü ve Batı Tiyatrosu'yla yakından ilgilenen hiç kimse Shakespeare'i sevmese bile bilmezden gelemez.
Batılı, niye sevmediğini bilmek için bile olsa bilir Shakespeare'i.
İşte genelde herkesin yere göğe sığdıramadığı edebiyatın dahi çocuğu Shakespeare; şu sıralar, sanat dünyamızın gündemini kapladı yeniden.
Gündemimizin adı konumuzla aynı: "Bir Yaz Gecesi Rüyası"...
"Bir Yaz Gecesi Rüyası", William Shakespeare'in, değişik yorum ve uyarlamalarla her devirde en sık sahnelenen oyunlarından biridir. Oyun için"Şaşkın insanoğlunun, şaşırtıcı yaşam karşısında düştüğü tuhaf durumları konu alır." diyebiliriz. Aşk ve evlilik, oyunun odak noktalarından birini oluşturur. Oyunun başında Atina Dükü Theseus'la Amazonlar Kraliçesi Hippolyta aşk ilişkisi içindedir. Aşk ilişkisi dedim ama işler o zamanlarda da karışıkmış şimdiki gibi. Lysander ve Hermia adlı iki genç de Dük ve Kraliçe gibi birbirlerini sevmektedir. Hermia'ya Demetrius adlı biri de aşıktır. Helena ise Demetrius'a tutkundur. Hermia'nın babası Egeus, kızını Lysander'a değil Demetrius'a vermek ister. Bu nedenle Lysander'la Hermia, Atina dışındaki ormana kaçmayı kararlaştırırlar. Hermia'yı seven Demetrius da peşlerine düşer. Demetrius'u seven Helena'da onun peşine... Bu arada o da nereden çıktı dememeniz gereken Oregon diye birinden de söz etmem gerekecek. İşte o Oregon'un yaramaz uşağı Puck, ilişkileri karışan dört aşığı efsunlamıştır. Puck'un tüm amacı Demetrius ile Helena'yı eşleştirmektir. Eşleştirmektir ama tılsımlı çiçeğin suyunu yanlışlıkla Lysander'ın gözüne sıkmış ve onun Helena'ya aşık olmasına yol açmıştır.
Önce işler karışır, içinden çıkılmaz hâller alır. Seyirci tam "Ne olacak bu işin sonu?" derken büyüler bozulur, aşıklar eşleşir.
Ben her şeyi mutlu sona bağladım ama siz yine de gidip görün bu ilginç oyunu.
Belki de bilerek olayları farklı anlatmışımdır.
Olamaz mı? Niye olmasın...
Oyunu kaçıran kitabını okusun derim.
Zevkle okuyacaklarına, matematik problemi çözer gibi kimin kim olduğuna ya da kimin kimi izlediğine kendileri şahit olsunlar ilgiyle...
Yazımı oyundan kısa ama hoş bir alıntıyla bitirmek isterim."Biz gölgeler, kusur işlediysek eğer,
Şöyle düşünün ve bizi hoş görün:
Bu hayaller gözükürken sahnemizde,
Siz de biraz kestirdiniz yerinizde..."
Bir başka oyunda buluşmak üzere...
İlk Yayınlandığı Yer: Genç Birikim Aylık Eğitim ve Kültür Gazetesi
Yayın Yılı: 1996