Düşünmek de yetmiyor. Gözyaşlarım da senin...
Anlamsız hepsi bunların. Hiçbir şey hissetmiyorum sana...
Yok yok! Kendimi kandırıyorum ben!
Yine de üzülüyorum senin için.
Sanki değermişsin de...
Çiziyorum seni bir kalemle aklımda.
Keşke yalnız öyle olsa keşke yalnız hayal etsem.
Seni yalnız rüyalarımda görsem.
Bu kadar mı sandın?
Bütün duygularıma yerleştin sen.
Acılar dolarken kalbime, dünyaları da verdin sen...
Telefona her baktığında, ağlıyorum için için.
Nefret ediyorum kendimden. Nefret ediyorum seni sevdiğim için.
Kolay değil tutmak, tutup da ağlamamak. Bütün dünyam duruyor o an...
Duruyor, kalbimle birlikte.
Her yer cehenneme dönüyor. Alevler ulaşıyor bana...
Acıyla kıvranıyorum.
Gerçekten mi yanıyorum?
Gerçek mi yandığım?..
Kalbim çıkacak gibi oluyor.
Korkuyorum kalbimi görmenden.
Korkuyorum onu kırmak istemenden.
Sadece benim...
Paylaşmak istemiyorum seni.
O gözler sadece beni görsün, o kalp sadece beni sevsin isterim.
İstiyorum da...
Biliyorum, bir hayal bu.
Kocaman, güzel, bir o kadar da imkânsız.
Bu gözler, her gece senin için ağlamaktan yoruluyor, bu yüzden.
Aklımı senden başka hiçbir şeye veremiyorum.
Sadece sen...
Sen ve kalbim...
Her gün yeniden sarsılan o kalp senin için çarpıyor yalnız.
Sanıyor ki bir gün gelip düzelteceksin onu.
Acılarını unutturacaksın ona...
O gün asla gelmeyecekmiş gibi.
Bilmiyor ki zavallı!
Belki yarın, bilinmez, belki de öbür gün...
Giderken, bir kırık kalp bir de yaşlı gözlerimi alacağım yanıma...
Neden mi?
Sen çelişkilerime bakma. Seni hep seveceğimi söyledim ya!
Seni seven yanında ne götürebilir ki?