DİKKAT: Bu İş Bizler İçin de Nefrete Dönüşüyor [Günay Tulun]

"Soykırımı İnkâr Yasası", Fransa Meclisi'nden sonra Senato tarafından da kabul edildi. Tabii birkaç küçük aşama daha var, ama sonuçta Sarkozy denen çirkinlik abidesi zibidinin önüne gelecek ve onaylanacak. Tersi mucize olur.

Konum, ne "Soykırımcı Fransızlar"la ortakları "Soykırımcı Ermeniler" ne de defalarca yaptığım için adlarını sıralamaktan bıktığım işbirlikçileri değil.
Konum, o zibidi yasanın mucidi zibidi parlamentolar da değil!
Konum, bu ahlaksız yasa oylanırken, Fransız Parlamentosu'yla Fransızlar sanki ayrı düşünüyorlarmış gibi, bizi kandırıp güdülemeye çalışan yerli malı sunucu ve yorumcular da değil.
Konum, sanki her şey yalnız Sarkozy'nin başının altından çıkıyormuş, Fransız milleti bizi çok severmiş safsatasını bize içirmeye çalışan aklı evvel siyasetçilerimiz de değil.
Konum; yerli malı uyuyan güzellerin boynuna, birer çalar saat asmak.

Asıl bakmanız gerekenleri atlamayın sakın...
Kanmayın ara sıra uyanıp cart curt eden bizimkilere...
Örnek mi istersiniz:

- Dış İşleri'mize bakın.
- Milletvekillerimize,
- Sivil toplum kuruluşlarımıza,
- Bilim insanı sınıfında olduğu söylenen üniversite hocalarımıza,
- İlk ve orta öğrenimdeki öğretmenlerimize,
- Eğitmenlerimize bakın...
- Zayıftan da yetersiz ders kitaplarımıza,
- Ulusal konularda gerçekleri yazmaktan korkan yazarlarımıza,
- Ödül ve entelektüel saygı uğruna milletine iftira atan romancılarımıza,
- Basınımıza bakın...
- Üç gün öncesine kadar, hareket etmemeyi kendisine görev edinmiş uyur gezer halkımıza,

- Dışarıdaki, sinmeyi prensip edinmiş vatandaşlarımıza,
- Bana ne diyen "Dış Türkler"e,
- Ermeniler konusunda; bir o yana bir öte yana yüzüp duran, ama aslında, gerçekler karşısında uzun yıllardır kış uykusunda olan ve ne yapacağını asla bilmeyen Hükûmet'imize bakın...


Şimdi bunların bir kısmından ufak tefek mırıltılar yükselecek. Hepsi bu...
Evet, onların yapacaklarının hepsi budur da her haklı meselemizde Türkiye'nin karşısında olan ve payeler verilerek basının yazılı ve görsel tüm kanallarına bolca boca edilmiş zevat, bu sesleri hemen bastıracak.
Onlar, hangi kapıların ardında yetiştirilmiş ve bugüne kadar kimlik cüzdanlarının gizli bölümlerinde hangi adı saklamayı becerebilmişlerse ona uygun davranacaklar.
Bilmedikleri tarih üzerinden ahkâm kesecek, bildiklerini de çarpıtıp sunacaklar. Seslerini yükseltecek, soykırıma uğratılan Türk ve Kürtlere; "Siz yaptınız!" diye bağıracaklar.
Araştırılması gereken nedenlerle birileri tarafından kendilerine sunulmuş imkânlardan yararlanarak, zihinleri bulandırıp duracaklar.
Zaten tarihini bilmeyen halk ise bilmem hangi çıkarın verdiği fitille ateşli bir şekilde mücadele veren bu insanlar için; "Yalan olsa böyle konuşabilirler mi? Bak arslanlar gibi konuşuyorlar." diyecek ve inanacak.

Bu arada milliyetçilerimizin "Hareketçi" kanadı, "ulusal değil millî "; "Halkçı" kanadıysa "Her gün yeni bir kurultay isterük!" oyalanmalarının peşinde koşmaya devam edecek.
Muhalefete karşı "İç Politika Arslanı" olan AKP ise gündem oluşturmayı en az Ermeni ve Rumlar kadar iyi bilmesine rağmen, ulusal konularda sanal gündemlerin pısırık takipçisi olmayı sürdürecek.
Anlayacağımız: Oynanan oyunlar da bu oyunlarda koyun yerine konulanlar da hiç değişmiyor.

Bazı şeyleri rahatlıkla yazabiliyorsam* o konularda uzun yıllardır sarf ettiğim çabalardandır. Hepsini olmasa bile bunlardan birkaçını aşağıya listeleyeceğim.

Bugün televizyonları kaplayan tipi tipler; bir sade vatandaş olan benim bile
sekiz on yıl önce değindiğim konulara ancak erişebiliyor, büyük keşifmiş gibi sunup duruyorlar. Bunu övünmek değil, bize yol gösterecek konumdakilerin ne kadar yetersiz olduklarını anlatmak için yazıyorum. Üstelik hâlen, benim çalışmalarımın bile inanılmayacak kadar gerisindeler. İsim ve olayları doğru söylemekten aciz birçok insan karşımıza çıkıp bilgiçlik taslıyor.
Bildikleri konularıysa çorbaya çeviriyorlar.
Vardır elbet hesapları!

İşin bir de başka yanı var.
Soykırımcılar, katiller, yalancılar, iftiracılar ama, 75.000.000'luk Türkiye'yi susturan Ermenilere helal olsun.
Yalnız duracakları yeri bilmeleri gerekirken; hırs, çıkar kaygısı, sağlanan başarılar ve aşılanan intikam duyguları frenlerini bozmuş.
Cadı kazanının ateşleyicisi olduklarını fark edemiyorlar bile...

Türkler, tarihlerini öğrenmeye başladılar. Uğradıkları soykırımları ve üzerlerine atılan iftiraları fark etmeye başladılar. Kısacası, tarihinin doğrularını aramaya başlayan bir millet geliyor artık.
Türkleri, araştırıp öğrenmeye itense frenleri bozuk kamyon gibi sürekli olarak saldıran Ermeniler. 


Tarihimizi öğrenerek geliyoruz artık.
Ermenilerin yaptığı ahlaksız soykırımları öğrenerek, işbirlikçi hocaları Fransızların; Türkiye ve dünyada yaptıkları tüm soykırımları öğrenerek...

Kiminle konuşsam, ortak bir düşüncenin yükseldiğine işaret ediyor:
Ermeni ve Fransız sözcükleri bu millete çirkin şeyler anımsatma, atalarımıza yapılan soykırımları görebilme, üzerimize atılan iftiraları doğrularla kıyaslama yolunu açtı. Herkes, hepimiz; Ermeni ve Fransız sözcüklerini işitmekten nefret eder olduk.
En tehlikelisiyse Ermeni ve Fransızların zorladıkları bu alçaklık kapısından, silahların geçmeye başlaması...

Bilmiyorum, belki de istenen bu!




Günay Tulun





*Ermeni Meselesi konusundaki yazılardan 
bir kısmına bu arşivden seçerek ulaşabilirsiniz
En alttaki yazıdan başlamanızı öneririz.  

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN