Öyle ya, Mehmet Görmez'in iddiasına göre; Bezmialem Valide Sultan Camii'nde bütün bu hazırlıklar yapılırken, caminin görevlileri ve camiye bitişik bir mekânda konuşlu bulunmakla Beyoğlu Müftülülüğü çalışanlarının neden hiç haberi olmadı? Neden konuyu İstanbul İl Müftülüğü'ne, Beyoğlu Kaymakamlığı'na veya İstanbul Valiliğine bildirmediler? Yoksa onlar damı çapulcu takımından?
Yani yukarıdaki sözleri karşısında Sayın Görmez'e ne denir bilmiyorum ama eğer üzerinde Diyanet İşleri Başkanı titri olmasaydı bu sözlerin sahibi bir adama aynen şunları söylemek gerekirdi:
Hadi oradan şantajcı sen de. Bırak şantajı da, dök bir an önce şu eteğindeki taşları. Hiç değilse boşuna gerilip durmayalım toplum olarak. Hayırdır; siz de çakma CD'lerle ip çekenlerden ve şantaj yapanlardan mı oldunuz hoca efendi? Sizin göreviniz CD'lerle, kamera kayıtlarıyla toplumu tehdit etmek ve germek değil, dinin güzel yanlarını topluma vermektir. Anayasal göreviniz de zaten budur. Bırakın hafiyeliği ve dedektifliği. Bu işi sizden daha iyi yapanlar elhamdülillah bolca var zaten bu ülkede! Hem de bu adamlar sizin gibi tek bir CD ile yetinmiyorlar, çuvallarla ve bavullarla taşıyorlar CD'leri ve diğer sözüm ona belgeleri! Lütfen siyasete daha fazla alet olmayın. Ya şimdi konuşup her şeyi açıklayın, ya da ebediyen susun artık.
İnsanları zan altında bırakmayın. Siz görüntüleri paylaşmadıkça, halk sizin ve Sayın Başbakanın insanlara iftira attığına inanıyor. Lütfen hem kendinizi hem de camiye sığınanları zan altında kalmaktan kurtarın. Ayrıca, camiye çok önceden lojistik malzeme yığıldığını ve bu caminin üs olarak kullanılmak üzere önceden hazırlandığını ifade etmekle, caminin imam ve müezzinleri ile eğer varsa kayyım ve tuvalet bekçisinin de eylemlere destek verdiklerini ima ediyorsunuz farkında mısınız? Bütün bunlar olurken, sizin İstanbul'daki görevlileriniz ve sizler neredeydiniz? Neden bunlardan haberiniz yok? Bu millet, bu camileri yasa dışı eylemlerin üssü olarak kullanılsın diye mi size emanet etti sanıyorsunuz? Eğer geçenlerde de dediğiniz gibi, camide öpüşme ve sevişme sahneleri yaşandıysa öncelikle sizin o koltukta daha fazla oturmamanız gerekiyor. İddiayla göre; Papa 16. Benedict'in (Ratzinger), istifasının sebeplerinden birisinin de Vatikan'daki çocuk tacizleri olarak gösterildiği bir dünyada, sizin de aynı erdemi göstermeniz gerekmez miydi?
Beyoğlu Müftülüğü'nün resmi adresi şöyledir: Ömer Avni Mh. Meclisi Mebusan Cd. 36/A (Dolmabahçe Camii bitişiği) Beyoğlu/İstanbul. Ayrıca bilmeyenler için söylemiş olalım; "Dolmabahçe Camii" diye bir cami yoktur. Caminin adı "Bezmialem Valide Sultan Camii"dir. Ancak cami, Dolmabahçe'de bulunduğu için kısaca bu isimle anılmaktadır. Vaktiyle burada Diyanet İşleri Başkanlığı'nın müfettişlerinin barındığı bir misafirhane ve bölge teftiş merkezi bulunmakta idi. Beyoğlu İlçe Müftülüğü'nün telefonu: 0212 2431310, Faksı: 0212 2452009. Yazdıklarıma inanmayan, arar sorar.
Bu ülkenin koskocaman Diyanet İşleri Başkanı yalan söylemeyeceğine ve kendi çalışanlarına iftira atmayacağına göre; geriye iki ihtimal kalıyor.
Görüldüğü gibi; Diyanet İşleri Başkanı'nın siz ve idareniz altındaki çalışanlar hakkında en azından bazı imaları vardır. Bitişiğinizde bulunan camide olan bitenleri neden vaktinde görüp gerekli tedbirleri almadınız? Türkiye'ye bunları yaşatmaya ne hakkınız var? Yoksa camide bütün olan bitenlere bilerek seyirci kaldığınıza göre siz de mi çapulculardansınız?
Lütfen konuşun Müftü Bey. Bugün konuşmayacaksanız ne zaman konuşacaksınız. Susmak, Erzurumlu bir Dadaş olarak size yakışıyor mu? Emrinizdeki Müezzin Fuat Yıldırım kadar da mı cesaretiniz yok? Lütfen Nene Hatun'un kemiklerini sızlatmayın Müftü Efendi! Camide içki içildi mi içilmedi mi? Camide genç kızlarla delikanlılar öpüştü mü öpüşmedi mi? Sayın Görmez açıklamayı zait(gereksiz) ve belki de sakıncalı gördüğüne göre camideki sevişme sahnesi nereye kadar vardırıldı? Neden çıkıp iki kelime etmiyorsunuz? Bu korkak tavrınızla biz sizin vereceğiniz fetvalara nasıl itibar edeceğiz?
Ya doğrudan yana tavır koyarak Börekçizade Rıfat Efendi ve Ahmet Hulusi Efendi olacaksınız, ya da güçten yana tavır koyarak Dürrizada Abdullah Efendi ve Mustafa Sabri Efendi olacaksınız Müftü Efendi. Ya da sizin için şöyle diyelim; Kadı Raif Efendi, Müftü Sadık Efendi veya Kadı Hurşit Efendi (3) olmak sizin elinizdedir Recai Hocam. Tercih sizin. Size "Çıkın Sayın Mehmet Görmez'i yalanlayın" diyen yok. O gün veya o günlerde, iki adım ötenizde, daha doğrusu oturduğunuz makam odasının duvarının öbür yüzünde tam olarak neler yaşandıysa onu anlatın yeter...