Orduyu Bitirdiniz Sıra Yargıya Geldi [Ömer Sağlam]
Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Seçim
korkusu başbakanı fena sarmış gözüküyor. Zira başbakan, Cumhuriyet savcılarının
talimatıyla güvenlik güçlerinin yaptığı her operasyona ve yargı organlarının
verdiği her karara "Zamanlaması manidar" ve "Zamanlaması anlamlı" demeye
başladı.
17 Aralık'ta gerçekleştirilen "Yolsuzluk Operasyonu"
ile başlayan başbakandaki bu "Zamanlaması manidar"
takıntısı, giderek tam bir paranoya halini almış gözüküyor. "Yolsuzluk
Operasyonu" ile başlayan başbakandaki bu "Zamanlama
manidar" takıntısı, savcılıkların emriyle güvenlik güçlerince Adana-Hatay-Gaziantep
güzergâhında durdurulan her MİT TIR'ı ile devam etti ve en sonunda Yargıtay'ın "Şike
Kararı" ile zirveye çıktı! Doğrusu; geçtiğimiz saatlerde Bağdat
Caddesi'nde Aziz Yıldırım'ın karşılanması sırasında atılan sloganlar,
başbakanın uykularını kaçırtacak türden sloganlardı; "Hükümet İstifa",
"Mustafa
Kemal'in askerleriyiz", "Her yer rüşvet her yer yolsuzluk" ...vs.
Başbakan, bütün bu gelişmelerin, önümüzdeki seçimlerde
partisine oy kaybettireceğini hesaplıyor olmalıdır. Anlaşılan, Yargıtay'ın
vermiş olduğu "Şike Kararı"
ndan dolayı, FB taraftarlarının oylarını kaybedeceğini düşünüyor Tayyip Bey.
Öyle ya; şike yaygarası onun devri iktidarında patlak verdi, FB Başkanı Aziz
Yıldırım, onun devri iktidarında kodese kapatıldı, FB futbol takımı onun devri
iktidarında Avrupa'dan men cezası aldı. FB hisseleri onun döneminde taban yaptı. Eee,
daha ne olsun! Başbakan, bütün bunlardan sonra FB taraftarının partisine
verdiği desteği çekeceğini düşünmesin de ne yapsın.
Başbakan bu tavrını devam ettirdiği sürece, güvenlik
güçleri operasyon yapamaz, yargı organları da karar veremez hale gelecektir.
Çünkü başbakan güvenlik güçlerince yapılacak hemen her operasyona ve yargı
organlarınca verilecek hemen her karara "Zamanlaması manidar"
veya "Zamanlaması
anlamlı" kulpu takacaktır! Önümüzdeki Mart ayında mahalli
seçimler, Ağustos'ta cumhurbaşkanlığı seçimi var. Ondan sonra genel seçim takvimi
süreci başlıyor. E bu durumda, başbakanın "anlamlı" ve "manidar"
şeklindeki sızlanmalarının ardı arası kesilmeyecek demektir.
Dolayısıyla;
benim bu konuda bir teklifim var: Bütün seçimler bir tarafa olup, yerel ve
genel seçimleri AKP alana kadar, Tayyip Bey de Cumhurbaşkanı olana kadar
Yargıyı ve Emniyeti kapatalım gitsin!
Zaten hiç bir işe yaradıkları yok! Öyle ya; madem her operasyondan sonra
operasyonu yapan polisler hallaç pamuğu gibi atılıyor, bu konuda kolluk
kuvvetlerine talimat veren yargı mensupları çil yavrusu gibi dağıtılıyor, o
zaman onca masrafa ve onca emeğe ne gerek var? Bırakalım her şeyi padişahımız
efendimiz tek başına bir güzel hala, yola koysun.
Esasen Yürütme ve yasama erkleri onun elindedir. HSYK
kanununu değiştirerek yargıyı da emri altına almaya çalıştığı gün gibi
ortadadır. Tayyip Bey, bu konudaki niyetini geçen yılın Aralık ayının son
günlerinde İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'ın ikinci yolsuzluk
operasyonu için düğmeye bastığında açıkça ortaya koymuştu zaten. Bakar
mısınız lütfen padişahımız efendimizin
şu sözlerine:
"Böyle savcı bizim için adaletin
yüz karası.(Savcı gizlilik esası olan dosyaları basına servis etmiştir)Ben
buradan suç duyurusunda bulunuyorum, HSYK da suç işledi. Adli kollukla ilgili
bir taraftan Danıştay’da dava sürerken, onlar o davanın sürdüğü esnada kalkıp
bir açıklama yapıyorlar ve Anayasa’ya aykırı hareket ediyorlar.
Şimdi bu HSYK’yı kim yargılayacak? Öyle bir yetkim olsa anında yargılarım”(1).
Doğrusu pek çok insan gibi ben de tam bir şaşkınlık
içindeyim. Çünkü ülkenin başbakanı yargıdan şikayetçi, Genel Kurmay Başkanı
yargıdan şikayetçi, Ergenekon, Balyoz, Oda TV ve KCK hükümlüleri veya
tutukluları yargıdan şikayetçi, meclis başkanı yargıdan şikayetçi,
inanmayacaksınız ama yargı bile yargıdan şikayetçi! Malum İstanbul Eski
Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı yolsuzluk operasyonunu başlatan
savcıların çalışmasından haberdar olmadığını söyleyerek bu savcılardan
şikayetçi olmuştu.
Şu halde yukarıdaki teklifimizi yineleyelim; gelin yargıyı büsbütün kapatalım olsun
bitsin anasını satıyım! Madem Milli Ordu'ya kumpas kurulmasına izin vererek onu iyice
köşeye sıkıştırdınız, sıra Milli Yargı'ya gelmiştir. Onu da bitirin de siz sağ
biz selamet tığ teber şahı merdan çıkalım ortaya! İstanbul'daki yolsuzluk operasyonunu başlatan
savcıları darma duman eden ve ülke
sathında içlerinde İzmir'de bacanağa yönelik yolsuzluk operasyonunu başlatan İzmir
Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Baş'ın ve Adana'da MİT TIR'larını durdurma
talimatını veren Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık'ın da
aralarında bulunduğu 96 savcı ve yargıcın yerini değiştirmek için kararname
hazırladığı belirtilen bu HSYK ile bundan sonra yargının bağımsız ve tarafsız
karar verebileceğini mi sanıyorsunuz siz?
Başbakan'dan Kel Alaka Bir Cevap
Tayyip
Bey, Brüksel'e gitmek için geldiği
havalimanında "MİT'in görevi uluslararası silah kaçakçılığı yapmak
değildir" diyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na cevap verirken MİT
Kanunu'nun 26. maddesine bakmasını istedi. Doğrusu merak ettim ve bahse konu
maddenin MİT'e böyle bir görev vermiş olabileceğini
düşünerek yüreğim ağzıma geldi. Derhal söz konusu maddeyi açıp okudum. Bereket
versin, böyle bir düzenleme yok kanunda. İlgili kanun maddesi şöyledir:
"MİT Kanunu Madde-26: MİT mensuplarının
görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası
sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan ötürü haklarında cezai takibat
yapılması başbakanın iznine bağlıdır."
Yani söz konusu madde, MİT'e Kılıçdaroğlu'nun iddia
ettiği gibi bir görev ve yetki vermiyor. Söz konusu madde, suç işlediği
konusunda şüphe ve iddia bulunan MİT elemanları hakkında yasal takibat yapabilmek
için başbakanın izninin gerektiğini söylüyor. Bu düzenleme, sanırım geçen sene MİT
Müsteşarı Hakan Fidan'ı koruma altına almak için getirilen ve büyük gürültü
koparan düzenlemedir.
Oysa bize göre; TIR'ları durduran cumhuriyet savcıları,
kesinlikle yasal görevlerini yapmışlardır. Eğer konu ile ilgili olarak geldiği
tahmin edilen ihbarı değerlendirmeyip,TIR'lar da MİT'e değil de Türkiye'nin
düşmanı olan ülkelere veya terör örgütlerine ait olsaydı o takdirde savcı
görevini yapmamış olacaktı.
Bizim bu konuda da bir teklifimiz olacak: Madem Adana
Valisi'nin ağzıyla "bu tür işler MİT'in rutin işleri" diyorsunuz, o
takdirde yol güzergahında bulunan valilik ve savcılıkları önceden haberdar edin
kardeşim. Yoksa zırt pırt durdurulan MİT TIR'ları sebebiyle cümle aleme rezil
oluyoruz millet ve devlet olarak. Ki; eğer bu TIR'lar iddia edildiği gibi
mühimmat taşıyorlarsa, Türkiye uluslararası hukuku çiğniyor ve Suriye'nin iç
işlerine karışıyor demektir. Bu durum, iyi komşuluk ilişkileri ile de
bağdaşmamaktadır. Yok eğer, bu TIR'lar, insanî yardım taşıyorlarsa, o zaman da
bu işi MİT'in yapmasına gerek yok. Emrinizdeki İHH ve Deniz Feneri Derneği ne
güne duruyor?! Dolayısıyla; başbakanın hava limanında Kemal Kılıçdaroğlu'na
verdiği cevap, tam anlamıyla kel alaka bir cevaptır.
Kılıçdaroğlu Ne Demişti?
Kemal
Kılıçdaroğlu şöyle demişti: "Bu
nasıl bir iktidardır ki Suriye'ye gönderdiği TIR'ları gizleyemiyor. Davul zurna
ile TIR gönderiyor Suriye'ye. Demek ki iktidarın çivisi çıktı. Eğer bu
TIR'larda insani yardım malzemesi varsa gizlemeye
gerek yok. Açarsınız bildiğimiz insani yardım malzemeleri çıkar. Gizleme, arama
yaptırmamanın hiçbir mantığı yok. Olay şu: Bu TIR'larda silah taşınıyor. Kimse
kimseyi kandırmasın. Koskoca Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin meşruiyeti
tartışılır hale getiriliyor. Bir ülkenin 90 yıllık birikimini uluslararası
arenada tartışma konusu yaptıramazsınız, hakkınız yoktur. Ne zamandan beri
Suriye'nin içişlerine karışıp müdahale etmeye başladınız. Bu MİT'e ait tırlar
deniyor, arama yapılamaz deniyor. Benim bildiğim kadarıyla MİT'in silah
kaçakçılığı yapma görevi yok. MİT yasasına baktığınız zaman örgütün operasyonel
eylem yapma yetkisi de yok. Sadece istihbarat toplar, değerlendirir Başbakan'a
sunar. Yasadışı bir işlemin içine sokulmuştur. Yarın bunun hesabını kim
verecek? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin meşruiyeti neden tartışma konusu
olsun."(2).
MİT'in Yasal görevi Nedir?
"Doğruya
doğru" ve "yiğidi öldür hakkını yeme" demiş atalar. Kılıçdaroğlu'nun
da isabetle kaydettiği gibi, MİT'in silah nakliyesi gibi operasyonel bir görevi
bulunmuyor. Zira MİT Kanunu'nun 4. maddesinde bu yönde bir düzenleme yok.
Başbakan, bence de kamuoyuna yanlış bilgi veriyor ve hedef saptırma
gayretindedir. Hem bu nasıl bir MİT'tir ki; hemen hemen bütün faaliyetleri
anında medyada haber konusu oluyor? Böyle gizlilik olur mu? Doğrusu biraz komik
kaçmaya başladı MİT'in çalışmaları. Geçen gün, internet fenomeni haline gelen
Baaddin'in çok güzel bir tespiti vardı. Şöyle diyordu Baaddin: "MİT
öyle gizli çalışıyor ki; Türkmenlere götürülen yardımlardan Türkmenlerin bile
haberi yok..." Güler misin, ağlar mısın.
Ömer Sağlam
________________
1-http://siyaset.milliyet.com.tr/yetkim-olsa-hsyk-yi-aninda/siyaset/detay/1814209/default.htm,
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.