Hatipoğlu Din Tic.ve Paz. A.Ş I [Ömer Sağlam]
Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Her Ramazan olduğu
gibi bu sene de tv ekranları din bezirgânları ile dolup taşıyor. Nihat
Hatipolu'ndan tutun, Necmettin Nursaçan'a, Mustafa Karataş'tan tutun Ebubekir
Sifil'e ve Fatih Çıtlak'a kadar her türlüsü var içinde. Ebubekir Sifil neyse
de, diğerleri tam bir din bezirgânı. Zaten malı da onlar götürüyor. Hatta Nihat
Hatipoğlu ve Necmettin Nursaçan, bezirganlıktan çıkıp "şarlatan"
sınırına dayanıyorlar. Hatta bu ikisi, bir anlamda tiyatro oynayıp şov
yapıyorlar! Elbette halkın temiz dini duygularını şovlarına alet etme pahasına.
Ancak ismi geçenlerin
hiçbirisi bu konuda prof.unvanlı Nihat Hatipoğlu'nun eline su dökemezler!
Hazret boynunu sağ omzuna düşürüp, gözlerini kısarak konuşmaya görsün, değil
insanlar, akan sular bile durup diniyorlar bu adamı! Ancak ne var ki; adı
geçenin din adı altında anlattıkları, daha doğrusu konuşmalarının en ilgi
çekici ve reyting arttırıcı bölümleri, göz yaşları içinde, jest ve mimikler
eşliğinde anlattığı çoğu İsrailiyat
içerikli menkıbe ve hikâyelerdir! Ballandıra ballandıra anlattıklarının
doğruluğunu ise ancak Allah bilir.
Nihat Hatipoğlu'nun
çoğu kere gözyaşları içinde anlatmış olduğu son derece dramatik ve trajik
menkıbeler ve hikayelerin dinleyicileri çok fazla olmalı ki; hazret yıllardır
aynı şeyleri anlata anlata dönmedik köşe bırakmadı maddi anlamda. Adam sadece
anlatarak kazanmıyor ki; anlattığı hikayeleri kitaba dökerek bunları ikinci kez
paraya tahvil ediyor. Bugünlerde gidin bakın İstanbul'da Sultanahmet Camii'nin,
Ankara'da Kocatepe Camii'nin avlularına, Nihat Hatipoğlu meydana oturmuş
kitaplarını imzalıyordur. Çünkü şu anda bu iki camiinin avlusunda Diyanet
tarafından "Dini Yayınlar Fuarı" açılmış bulunuyor.
Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu, geçen yıl yazmış
olduğu bir yazısında Nihat Hatipoğlu'nun sadece 2013 yılının Ramazan ayı
boyunca program yaptığı TV kanalından 80.000 TL aldığını, ekstralarıyla
birlikte bu miktarın 100.000 TL'ye yaklaştığını, gerek almış olduğu ücret,
gerekse reyting olarak Nihat Hatipoğlu'nun, pop starlarını bile kıskandırdığını
belirtiyordu(1).
Geçenlerde medyada yer alan bir haberde ise;
Nihat Hatipoğlu'nun 2014 yılı Ramazan maaşının 600.000 (Altıyüzbin) TL.
olduğunun iddia edildiği ancak bu iddianın avukatı tarafından yalanlandığı
belirtiliyordu. Aynı habere göre; Ahmet Özhan'ın 450.000 Tl, ilahiyatçı Mustafa
Karataş'ın 400.000 TL, Mehmet Fatih Çıtlak'ın ise 150.000 TL alacağı
belirtiliyordu(2).
Nihat Hatipoğlu, program yaptığı TV kanalından
kaç lira alır bilmem, ancak bildiğim bir şey var, o da program yaptığı TV
kanalının "Bu milletin a... koyacağız" diyen Mehmet Cengiz'e
ait olduğudur. Hani şu İstanbul'a yapılacak olan 3. Hava limanı ihalesini alan
konsersiyumun ortaklarından olan Cengiz İnşaat'ın sahibi Rizeli Mehmet
Cengizden bahsediyorum. Demek ki; bu adam almış olduğu ihaleler üzerinden "milletin
a... koyarak" kazandığı paraların bir kısmını da, sahibi bulunduğu
televizyonda din adamı adı altında şovmenlik ve şarlatanlık yapan kimi
şahıslara aktarıyor!
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu,
geçenlerde, ihale aşamasında İstanbul'a yapılmakta olan 3. havalimanının deniz
seviyesinden 105 metre yükseklikte yapılmasının şart koşulduğunu, ancak
ihaleden sonra bu kot farkının 75 metreye düşürülerek ihaleyi alanların cebine
fazladan 2 milyon Euro aktarma imkanı tanındığını iddia ediyordu. Aynı Mehmet
Cengiz'in İstanbul'da sahibi olduğu ve birkaç gün önce cayır cayır yanan tarihi
Hüseyin Avni Paşa Yalısı'ndaki yangının da sabotaj olabileceği, yani sahibini
ima ile bilerek ve isteyerek çıkartılmış olabileceği iddiaları var yine medyada.
Zira itfaiye raporu böyle diyormuş!
Eğer bu iddialar doğruysa; Mehmet Cengiz'in,
bu milletin a... nasıl koyacağını merak edenlere duyuralım ki, bu kabil
adamlar, koyacakları yere işte böyle koyuyorlar efendiler. Din adamı kisvesine
soktukları şarlatanlara haram yoldan kazandıkları paralardan yaptıkları yüksek
miktarlı ödemeler mukabilinde kendi televizyonlarında hazırlattıkları
programlarla bu milleti uyutuyorlar, arkasından da millet bu şarlatanların
anlattıklarını sayıklayarak uyurken milletin a..na koyuyorlar! Nihat Hatipoğlu
ve diğerleri ise belki de farkında olmadan milletin a... koyan bu insanlara bir
anlamda kıyakçılık yapıyorlar(3).
Umarım ki; Nihat Hoca ve benzerleri, bunları bilmiyorlardır. Eğer bütün bunları
bilerek bu adamların televizyonlarında program yapıyor ve gazetelerinde yazı
yazıyorlarsa, vay ki; onların haline vay...
BelPlas Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Hatipoğlu
Üzülerek söylemeliyim ki; Nihat Hatipoğlu'nun
bütün bunları bilerek bahse konu televizyonlarda program yaptığına ve bu kabil
gazetelerde yazı yazdığına ilişkin bazı karineler var elimizde.
Birkaç gün önce faceboak'ta bu konuyu gündeme getirdiğimde dostum
H.Yılmaz şöyle bir yorum yaptı: "Ömer Bey, Nihat Hatipoğlu'nu tarif
ederken 'Din, hurafe pazarlamanın' yanında belediye arpalıklarından beslenmeyi
de katmak lazım. 90’lı yılların ortalarında Ankara B. Şehir Belediyesi şirketi
BELPLAS’ta (Ankara Termoplastik ve Bakım Onarım Hizmetleri A.Ş) şube müdürü
olarak çalışan teyzemin oğlu ziyaretime geldi. 'Nihat Hatipoğlu’na geldim, gelmişken
de seni göreyim H.abi' dedi. 'Hayırdır fetva almaya mı geldin Nihat
Hatipoğlu’na?' dedim. 'Yok abi, o bizim yönetim kurulu üyemiz, karar defteri
imzalatmaya getirdim' dedi.'Nihat Hoca Kimyacı mı ? Ne arıyor, yol boyası imal
eden firmanın yönetiminde?' diye sordum. 'Abi bu belediye şirketlerinin
yönetimi arpalıktır. Belediyelerde yandaşları besleme, avanta dağıtma,
yerleridir' dedi. O zaman ülkem adına çok üzülmüştüm. ODTÜ kimya mühendisi kız
kardeşim o yıllarda işsiz gezerken, Diyanetin mollası Belediyenin kimya
fabrikasının yönetim kurulu üyesiydi. Dedim ki; 'bizden aldığınız vergiler
haram zehir zıkkım olsun size….'
Peki, o zaman şimdi soralım Nihat Hocaya; Hocam Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanlığı'na ait Belplas isimli şirkette yönetim kurulu üyeliği
yaptınız mı? Eğer yaptıysanız, bu görev karşılığında huzur hakkı olarak kaç
para aldınız şirket bütçesinden? Bu şirket kimya sanayinde faaliyet
gösterdiğine göre; sizin de en azından Kimya Fakültesi mezunu olmanız gerekir
ki; bu şirkete bir faydanız dokunsun ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak almış
olduğunuz huzur hakları helal olsun! Peki hocam Kimya Fakültesi diplomanız var
mı ve hangi fakülteden kaç yılında mezun oldunuz? Eğer böyle bir eğiteminiz
yoksa, muhtemelen almış olduğunuz huzur hakları helal midir? Bu anlamda benzer
başka şirketlerde herhangi bir göreviniz var mıdır?
Hatipoğlu Din Tic.ve Paz. A.Ş (Hatipoğlu Holding)
Diyanet'in
yetiştirmesi olan ve henüz Diyanet'te Din Hizmetleri Uzmanı sıfatıyla devlet
memuru iken (nedense hep uzman olarak kalmıştır bu kurulda, bir türlü üye
yapılmamıştır) dini temalı hikaye ve menkıbeler anlatarak tv şovlarına başlayan
ve köşeyi dönen Nihat Hatipoğlu, yakalamış olduğu bu yağlı kuyruğu kaybetmemek
için şimdi de oğlunu yetiştiriyor yerine. Geçenlerde gördüm bu tıfıl oğlanı,
babasının program yaptığı tv kanalında. Hani şu "milletin a...
koyacağız" diyen herifin televizyonunda. Muhammet Sait Hatipoğlu,
gerek ses tonu, gerekse boyun kırmasından, dua niyetiyle el açmasına ve diğer
jest ve mimiklerine varıncaya kadar babasının aynısı. Anlaşılan baba oğul, evde
tiyatro çalışması yapıyorlar bu konularda...
Bakınız Nihat
Hatipoğlu'nun yerine halife bırakacağı anlaşılan oğlu M.Said Hatipoğlu nasıl
tanıtılıyor internette:
"Nihat
Hatipoğlu'nun oğludur. Doğum Tarihi: 1990. Yaşı: 23. Boyu: 1.80 cm uzunluğunda.
Kilosu: 70 kg üzeri. Saç Rengi: Kahverengi. Göz Rengi: Kahverengi. Eğitimi:
Açıköğretim öğrencisi"(4). Bir
başka yerde ise "(Nihat Hatipoğlu'nun oğlu)Said Hatipoğlu evli mi?" başlığı
ile yapılan bir haberde bu gencin
halen bekâr olduğu yazıyor(5). Sanki
çok lazım!
Böyle bir tanımı
gören hangi genç kızın kalbi pır pır etmez ki? Hangi genç kız, son derece
karizmatik olan Nihat Hatipoğlu'na gelin olmayı istemez ki? Kim bilir kimler,
evde kalmış kızlarını bu genç adama kakalayarak Hatipoğlu ailesinin şöhretinden
istifade etmeyi düşlüyordur!
Bakar mısınız şu
hale; 24 yaşında, açık öğretim fakültesi
öğrencisi olan bir genç (ilahiyat eğitimi filan da yok) çıkmış televizyonlara din
adına ahkam kesiyor! Üstelik bu iş karşılığında tomar tomar para da kazanıyor!
Tabiri caizse babası, anlatmış olduğu efsane, menkıbe ve hikayelerle milleti
uyuşturup cezbeye getiriyor, altın vuruşu ise tamamıyla kendisinden
duyduklarını veya yazıp eline tutuşturduklarını anlatan genç oğlu Said'e
bırakıyor! Sonunda ne mi oluyor? Elbette nefer şehit, ordu gazi olmuyor; sadece
Millet nakavt, Mehmet Cengiz vb. adamlar şampiyon oluyor!
Not:
Dün (08.07.2014 günü) yapmış olduğu
konuşmada Ekmeleddin İhsanoğlu'nu ima ile "Biz vitrine vazo ve saksı
seçmiyoruz..." diyen Erdoğan'a tavsiyemiz, arkasına dönüp boş
kâğıda imza atarak kendisini Cumhurbaşkanı adayı gösteren 311 saksıya
bakmasıdır.
Ömer
Sağlam
___________
1- http://www.radikal.com.tr/hayat/reytingi_yuksek_nihat_hatipoglu_ne_kadar_ucret_aldi-1144947,
2-http://www.tgrthaber.com.tr/gundem/son-dakika-gundem/27198.html,
3-Kıyak Çekmek: Manisa yöresinde, eşek ve
atların çiftleştirilmesi sırasında eşeğin cinsel organının dik durmasını
sağlamak için kullanılan ucu çatallı sopa. Bu işe kıyak çekmek, bu işi yapan
kişilere de kıyakçı adı verilmektedir...
4-http://www.haberedikkat.com.tr/haber/Nihat-Hatipoglu-nun-cocuklari-kimler-Said-Hatipoglu-kimdir-Omer-Vehbi-Hatipoglu-kimdir/148548
& http://www.ozguncel.com/said-hatipoglu-kimdir.html,
5-http://www.son.tv/haber-269630
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.