Başkanlık Sistemi Paranoyası, Çelişkiler ve Gerçekler [Mustafa Nevruz Sınacı]
Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. İmla hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
Gelinen nokta itibarıyla Türkiye'de siyaset
tıkanmış, mutat eşhas ve siyaset kurumları Cumhuriyet tarihi'nin en kaotik
bunalımına sürüklenmiş bulunmaktadır. Burada sorun sadece iktidar veya
muhalefet değil, bütünüyle siyaset hukuku ve politik kurumlardır. Zira sıkıntı,
milli (medeni) siyaset geleneğinin bilinçsizce terk edilerek evrensel insanlık
davası, hak-hukuk, adalet ahlâkı ve "insana hizmet" felsefesiyle
bağdaşmayan çıkar odaklı ve batı eğilimli karanlık mecralara girilmesinden
kaynaklanmaktadır.
Yaşanan kronik sorun: 'Zulümle abâd' ve
"demokrasinin dışlanması" meselesidir.
Güncel politika, devlet idaresinde millet iradesini
hâkim kılmaktan uzak, demokratik hak-özgürlük ve güvenlik kavramlarında çelişki
içindedir. GSMH-refah payının hak kavramı ve adalet ahlakı yönünde tabana
yayılmasında etkisiz; Batıcı bir zihniyetle 'artı değerin' belirli ellerde
toplanmasına taraftar olmakla bu; Evrensel hukuk, milli hars, insani boyut,
bilinç toplumu, siyaset felsefesi ve yönetim biliminin temel (insani ve sosyal)
ilkelerine aykırıdır.
Dolayısıyla halka hizmet, adalet ve hukuk
normlarında zaafa düşen siyaset sisteminin ivedilikle restore-rehabilite
edilmesi; "Türk İnkılâbı" ile vazedilen objektif ve orijinal ilkelere
dönülmesi gerekir. (Atatürk ilke ve inkılâpları) Aksi takdirde 48 yıldır sürüp
giden yozlaşma, çürüme, maruz kalınan dezinformasyon, psikolojik savaş,
anarşi-terör ve tedhiş, telâfisi kabil olamayacak kadar büyük toplumsal travma,
zarar ve hasara neden olabilecektir.
Bu nedenle, sürekli gündeme taşınan sivil Anayasa
yerine, bunu sağlıklı, kalıcı-akılcı ve sürdürülebilir kılacak; Namuslu, dürüst
ve demokrat millet temsilcilerinin seçim şartlarını oluşturmak çok daha önemli,
acil-gerekli ve 'sistemin rehabilite edilmesi' zorunludur. Bu amaçla: AB süreç
ve müktesebatının da (siyasi kriterler) gereği 2820 sayılı "SPK" ve
seçim mevzuatı köklü bir değişikliğe tabii tutulmak, Siyasi Partilerde
kesinlikle Başkanlık sultası önlenmek; Başkanlık süresi iki dönemle
sınırlanmak; Siyaset ahlakına aykırı ittifaka teşebbüs, oy kaybı yahut
seçimlerden kaçınmada görev hitamı; Mutlak üyelik aidatı; imtina halinde seçme
ve seçilme hakkının kaybı; Halkın rıza ve muvafakatine aykırı; Haksız, yolsuz,
keyfi, tek taraflı ve antidemokratik bir tasarruf; İnsan hakları, adalet-hukuk
nizamının tahakkuk, demokrasinin tesis ve tedavülü (kurumlaşabilmesi)
bakımından 'hazine yardımının' derhal ve bütünüyle kaldırılması gerekli ve
zorunlu olup;
Marjinal, statükocu, yalancı-talancı, şirket
görüntülü "antidemokratik vesayet-emanet, sahip-sulta partileri"
(diktatörlükler) yerine "halka-millete ait, (milli irade kaynaklı)
atılımcı, açılımcı, katılımcı, adalet ve hukuka saygılı, ilmi zihniyete dayalı,
ilkeli, namuslu, dürüst ve demokrat" kitle partilerinin yolu açılmalıdır.
Zira siyasi partiler; halka dayalı olmak, milletten kuvvet almak, gündemi
tabandan belirlenmek, üyelerce denetlenmek, parti içi demokrasiyi tam yaşamak,
yaşatmak ve milletin nabzını ve iradesini mutlaka yansıtmak zorundadır.
Bu bağlamda, Parti içi demokrasi kesin ilke ve
kurallara bağlanmalı, mevcut zorunlu organlara ilâveten "Denetleme
Kurulları" kurulmalı, her tür kongre organ seçimi hür irade ve genel
seçimlerde uygulanan tercihli-çarşaf liste ile yapılmalı, kulis yapanlar ve
anahtar liste çıkaranların ihracına ilişkin hüküm konulmalı ve tüzükler buna
göre tahkim edilmelidir.
Siyasi Partiler vaat, taahhüt ve projelerini YSK ve
YCBS'na beyanla tescil ettirmeli, zamanaşımı olmadan vaatlerinden sorumlu
tutularak siyasete onur, saydamlık ve sorumluluk kazandırılmalı, böylece
toplumsal bilinç, ilim, yetenek ve kalite desteklenerek, gerçek hukuk devleti
ve kavi demokrasilerde olduğu gibi, insan hakları ve adalet sisteminin
gelişmesine katkı sağlanmalıdır. Ki, başkanlık sistemi tartışmalarının yerini
akıl ve mantık alabilsin.
Ayrıca iktidar, uygulamadığı proje, yerine
getirmediği vaat ve taahhütten dolayı aleyhlerine dava ikame, tazminat, icra-i
takip ve kapatma dâhil her türlü yasal hükümle SPK tahkim edilmeli. Açılacak
davalar ücretsiz olmalı, adaylar ve Partilerince açıklanan hususlar Seçim
Kurulları, Cumhuriyet Savcıları, mülki idare ve mahalli güvenlik kurumları
tarafından belgelenip, tescil edilerek takibe konulmalıdır.
Mustafa Nevruz Sınacı
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.