Mustafa Nevruz Sınacı
Kadınlar İnsandır Erkekler İnsanoğlu [Mustafa Nevruz Sınacı]
Grup yayınlarımızda sansür uygulanmaz. Yazım (imla) hatalarını düzeltme sorumluluğu makale sahibine aittir.
Anadolu’nun kutsal
topraklarından neş’et (doğma, çıkma, zuhur) Türk Ozanı, düşünür, halk filozofu
ve sanat adamı; Abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi, “bozkırın tezenesi”
merhum Neşet Ertaş’a (1938/Kırşehir-2012/İzmir) izafe edilen, çok anlamlı bir
söz: “Kadınlar insandır. Biz erkekler ise; İnsanoğlu…”
Aslında bu sözün gerçeği:
“Kadınlar İNSAN’dır; İnsanoğullarıysa ADAM” biçiminde olmalıydı. Bu takdirde
“Adam gibi Adam” ile “mükemmel bir Anne ve muhteşem bir Kadın” söylemi yerini
bulurdu. Eğer biraz düşünseniz halk arasında yerleşik ve bahse konu alanda bir
tanımlama gerektiğinde, ekseriyetle bu cümlenin kurulduğunu ve kullanıldığını
görürsünüz.
Acaba neden? Çünkü: Her ne
kadar ilk insan Hazreti Âdem olsa ve Havva Anamız da O’ndan yaratılmışsa bile;
İnsanlığın üremesi, çoğalması ve bütün dünya’ya yayılmasına vesile olan Havva
Anamızdır. Dolayısıyla ilk kadın’ın yaratılma amacı, “ana” sebebi Analıktır.
Bazı batılı sapık ve
sapkınların ileri sürdüğü gibi cinsiyet; Şeytanlık, kötülük ve lânetli bir
lâğım hayatı sürmek için değil; Bil akis, insanlığı yüceltecek, ahlâki ve
medeni değerleri geliştirecek, tabiatı ve hayatı daha da
yaşanabilir/sürdürülebilir kılacak;
“İlkeli, onurlu, soylu,
sorumlu, namuslu, dürüst, şerefli ve saygın İnsanoğulları” yetiştirmek içindir.
İşte bunu başarabilenler, her türlü saygıya lâyık kadın, diğerleri ise sadece
şeytani unsurlar mesabesinde dişi, mahlûk veya çok genel bir deyimle kancıktır.
ÂDEM yokluktur. Yok
demektir. Varlık HAVVA ANA ile başlar.
Havva ANA, yaradılış
itibarıyla öncelikle “onur/erdem/namus/iffet, şeref ve haysiyet” gibi çok
yüksek vasıflarla donatılmış; Sonra bilgelik, incelik, şefkat, merhamet, sevgi
ve sabır yüklenerek, nihayet “Rahim/yaratma-oluşturma” sıfatı lütfedilmiştir.
Bu yaradılış biçimi İns ile başlayıp, ünsiyet, meşveret ve muhabbetle
tamamlanan “İnsan’ın yaradılışı” sürecine de tıpa tıp uymaktadır.Sonuçta Kadın:
İyi insan, namuslu-dürüst, onurlu-sorumlu, şefkatli ve merhametli; İnsanoğlu
ise: Anne’sinden dolayı, bütün insani özellikleri haiz ve fakat ilâveten
dünyayı imar ve ihya edecek bir kuvvet; Adalet, hakkaniyet ve barışı yeryüzünde
tam bir faziletle hâkim ve hükümran kılacak kadar bilge olandır.
Medeni ve doğrusal yönde
hakikat budur.
Medeniyetin dışında ve
yaratık düzeyinde ise:
Kancık/erkek, erkek/dişi,
alt varlık ve türevleri gibi tamamı dünya dillerinde iğrenç, normal insanlara
tiksinti veren; Yeryüzünde barış, hakkaniyet-adalet, özgürlük, güvenlik ve
medeniyet düşmanı sıfatlarıyla anılan; Namussuz, hırsız-yolsuz,
anarşist-terörist, yalancı-talancı, potansiyel suç unsuru yaratıkların tamamı
İnsanlık dışı varlıktır. Suçlarının misliyle cezasını çekip, ıslah olmadıkça
bunlara insan denilemez ve insanca muamele de edilemez!..
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
BM Genel Kurulu, 16 Aralık
1977’de, her yılın 8 Mart’ının “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanmasına karar
verdi. Ülkemizde giderek önem ve anlam kazanan bu kutlamalarda “İnsan ve Kadın”
teması haklı ve doğru olarak öne çıkarılmaktadır. Fakat, BM tarafından baz
alınan ve dünya kadınlar günü kutlanmasına esas teşkil eden bazı kadın
eylemleri bilinmekle; Muhtemelen bahse konu genel kurulda akla ve gündeme
gelmeyen tarihi bir gerçeğin, belki de “ilâhi tesadüf” olarak yer bulmasıdır.
Zira: Böyle bir kararın ana kaynağı, tarihi dayanağı olan:, 8 Mart 1857’de
ABD’nin New York kentinde 40.000 kadın dokuma işçisinin katılımı ile yapılan
“hak arama eyleminde” polisin sert müdahalesi sonucu 129 kadın işçinin öldüğü
gündür; Bu gün, aynı zamanda Büyük İslâm Peygamberinin “Veda Hutbesi”ni okuduğu
9 Zilhicce Cuma; yani Milâdi Takvimle 8 Mart 632 Cuma günü’nün iz düşümüdür.
Dolayısıyla bunu, pek çok
örtüşmede olduğu gibi bir tesadüf değil, muhtemelen İlâhi plân ve manevi
programın, insanlığa ibret kabilinden denk geldiği bir büyük hadise biçiminde
algılamak, idrak etmek ve bu anlamı da dikkate alarak kutlamalar yapmak
gerekir.
Şimdi bakalım: Neden?
“Dünya Kadınlar Günü” = “Veda Hutbesi”!.
Çünkü: İnsan hakları,
adalet-hukuk, demokrasi ve lâikliğin öncüsü Medine Muahedesi, Rıdvan Biatı ile
Veda Hutbesi olup; Bu harikulâde belgeler, bütün insanlık âlemi ile kutsal
kitap ve sayfalar bazında maruf vahiy dinlerini şamil Evrensel İslâm ile İslâm
Peygamberine ait Hâdislerin özü ve “insani yaşamın” öznesidir.
VEDA HUTBESİ; KADINA
ÖZGÜRLÜK VE SAYGINLIK
Bakınız; 9 Zilhicce Cuma
(8 Mart 632) tarihli Veda Hutbesi kadın için ne diyor:
“Ey insanlar! Bu
günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu
şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise,canlarınız, mallarınız,
namuslarınızda öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur. Cahiliye
devrinden kalma bütün adetler ilgadır, ayağımın altındadır. Kan davaları da
tamamen kaldırılmıştır.
"Ey insanlar!
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allahtan korkmanızı tavsiye
ederim. Siz kadınları Allahın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu
kendinize Allahın emri ile helâl kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız,
kadınlarında sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız,
namusunuzu hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz
olmadıkça evinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi
evinize alırlarsa, Allah size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha
olmazsa, hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınlarında sizin
üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adet’e göre yiyecek ve giyeceklerini temin
etmenizdir.
Size iki emanet
bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler
Allahın kitabı Kur an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir. Sözümü iyi
dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman Müslüman’ın kardeşi olup, bütün
Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman kardeşin kanı da, malı da helal olmaz.
Malını gönül hoşluğu ile vermişse o başka.
Cenab-ı Hak her hak
sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesi vardır. Mirasçıya
vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuş ise ona aittir. Zina
eden kimse için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden
soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan köle Allahın meleklerinin
ve bütün insanların lânetine uğrasın. Cenab-ı hak bu gibi insanların ne
tövbelerini nede adalet ve şahadetlerini kabul eder.
"Ey insanlar!
Rabbiniz birdir. Babanızda bir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise
topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanında Arap üzerine; kırmızı
tenlinin siyah üzerine, siyahında kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur.
Üstünlük ancak takvada, Allahtan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli
olanınız Ondan en çok korkanınızdır. Bir azası kesik siyahi bir köle başınıza
amir olarak tayin edilse sizi Allahın kitabı ile idare ederse onu dinleyiniz ve
itaat ediniz. Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine
oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. Dikkat ediniz! Şu dört şeyi
kesinlikle yapmayacaksınız: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacak, Allah’ın
haram ve dokunulmaz kıldığı can’ı haksiz yere öldürmeyeceksiniz. Hırsızlık
yapmayacaksınız. [Mekke, 9 Zilhicce Cuma – 8 Mart 632 Cuma]
Mustafa Nevruz Sınacı
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.