Kılıçdaroğlu, dün yapılan CHP grup toplantısında Karaman'daki bir yurtta erkek çocuklarının tecavüze uğramasıyla ilgili tepkisini dile getirirken; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun, Karaman'daki tecavüz olayı için kullanmış olduğu "Bir kere yaşanmış bir olay Ensar Vakfı'nı karalamaya gerekçe olamaz" sözünden dolayı, bakanın adı geçen vakfa sahip çıktığını vurgulamak için "birilerinin önüne yatmış" tabirini kullandı.
Abla Deme Lazım Olur [Ömer Sağlam]
Kılıçdaroğlu, dün yapılan CHP grup toplantısında Karaman'daki bir yurtta erkek çocuklarının tecavüze uğramasıyla ilgili tepkisini dile getirirken; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun, Karaman'daki tecavüz olayı için kullanmış olduğu "Bir kere yaşanmış bir olay Ensar Vakfı'nı karalamaya gerekçe olamaz" sözünden dolayı, bakanın adı geçen vakfa sahip çıktığını vurgulamak için "birilerinin önüne yatmış" tabirini kullandı.
Kullanmasıyla da kelimenin tam anlamıyla
Türkiye'de yer yerinde oynadı!
Aslında Kılıçdaroğlu, iddialara
göre; dönemin İç İşleri Bakanı Muammer Güler'in, halen ABD'de yargılanmakta
olan aslen İran Vatandaşı olmakla birlikte T.C. vatandaşlığını da kazandığı
anlaşılan ve iddialara göre bütün kirli işlerini Türkiye'de çekip çeviren, bu
arada da elbette yine iddialara göre bazı etkili kişilere rüşvet vererek
işlerini kolaylaştırıp çabuklaştıran Reza Zarrap için kullanmış olduğu
"Korkma sana bir şey olmaz, gerekirse senin önüne ben yatarım!" şeklindeki
sözlerine atıf yapmak niyetiyle söyledi o sözü.
Muamer Güler'e atfedilen o söz,
Türkçede "Sana dokunmak için öncelikle benim ölümü çiğnemeleri
gerekir" ya da "Senin için ölürüm" anlamında kullanılan deyimin
siyasi ağızda söylenişinden ibarettir.
Yoksa bir erkek, durduk yerde
başka bir erkeğin önüne neden yatsın ki!
Ancak bakan kadın olunca Kemal
Bey baltayı biraz taşa vurmuş oldu!
Yani espri biraz kalın kaçtı!
Medyada farklı şekillerde
yorumlandı!
Oysa kadın da olsa bakan bir
politikacıdır ve bu tür ağır tenkitleri göze alması gerekir.
Üstelik adı geçen vakfa sahip
çıkması da yanlıştır.
Çünkü Sema Hanım, vakıfların
değil, tecavüz mağduru çocukların bakanıdır; onlardan sorumludur ve onlara
sahip çıkması gerekirdi.
Bence asıl çirkin olan Davutoğlu'nun,
Kılıçdaroğlu için söylediği; "Kılıçdaroğlu bugünkü konuşmasında bana
hitaben, 'Bana adam gibi cevap versin Başbakan' demişti. Şimdi ben de ona
diyorum ki 'Adam olana adam gibi cevap verilir'. Bu konuşmasından sonra ben onu
adam sınıfından da saymıyorum, adam müsveddesi demeyi bile kendisine çok
görüyorum." şeklindeki sözlerdir.
Davutoğlu'nun Kılıçdaroğlu için
söylediği "Bu konuşmasından sonra..." şeklinde atıfta bulunduğu
konuşma, elbette Kılıçdaroğlu'nun dün partisinin grup toplantısında bakan Sema
Ramazanoğlu için söylediği "birilerinin önüne yatmış" şeklindeki
konuşmasıdır.
Kimleri Adam Yerine Koymadınız
ki?
Davutoğlu, dünkü parti grubu
toplantısında Gülen Cemaati için dedi ki; "Bizim için paralel yapı ile
PKK'nın farkı yok. Her iki örgüt de Türkiye'yi tökezletmek isteyen odakların
taşeron olarak kullandıkları birer kukladır"
Eyvallah, bizim için de tastamam
öyledir.
Zaten yıllardır biz de bunu
savunuyoruz, ancak duyan kim; "söyler ali ağam, dinler ya..ğam"
şeklinde kendi kendimize doldur boşalt yapıp duruyoruz internet köşelerinde!
Yahu erenler;
Daha düne kadar FTÖ mensuplarını
adam yerine koyup "Ne istediler de vermedik" diyerek adeta
kendileriyle iktidarı paylaşan, Pensilvanya'da oturan zata "Bitsin bu
gurbet, dön artık!" çağrıları yapan, bu cemaatin polisi, yargıyı ve hatta
askeriyeyi ele geçirmesine göz yuman, cemaatin TSK'ye kumpas kurmasının yolunu
açan 2010 referandumunu yapan ve FTÖ lideri Gülen'e "Elimden gelse
mezardakileri de kaldırıp EVET oyu verdirirdim!" şeklinde propaganda yaptıran
siz değil miydiniz?
Peki, "M.G. Ankara'yı parsel
parsel bu cemaate peşkeş çekti diyen Arınç, sizin ağabeyiniz değil midir?"
Ya İmralı'daki terörist başını
adam yerine koyup onun dayatmalarına boyun eğerek Dolmabahçe'de PKK ile
mutabakat imzalayan, Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarında Apo'nun bildirisinin
okunmasına göz yuman, HDP'ilerin ikide bir İmralı ile Kandil arasında gidip
gelmesini sağlayan sizler değil misiniz?
Habur'da çadır mahkemeleri
kurulmasını ve PKK'lı teröristlerin şov yaparak Türkiye'ye giriş yapmalarını
hatırlatmaya bile gerek yok.
Çünkü PKK'lıların bazı
faaliyetlerine göz yumulması konusunda mülki erkana talimat verdiğinizi itiraf
ediyorsunuz artık!
Şehirlerimizin hendek, barikat ve
bombalı tuzaklarla doldurulmasına göz yuman ve sadece son dokuz ayda yüzlerce
güvenlik görevlimizin şehid edilmesine, bir o kadarının sakat kalmasına ve bir
o kadar sivil yurttaşımızın da ölmesinin yanında, birçok şehrimizin yaşanamaz
vaziyette altının üstüne getirilmesine sebep olan iktidarın başındaki
Davutoğlu'na hatırlatalım ki;
Yarın öbürgün Anayasa değişikliği
için olmasa bile, Allah korusun umumi seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü
hal ilan edilmesi gibi bir durumda, siyasi destek için legal bir parti olan
CHP'nin lideri Kılıçdaroğlu'nun kapısını çalmak zorunda kalabilirsiniz.
Peki o zaman Kılıçdaroğlu da
kalkar size "Ben başbakan müsveddesiye görüşmem" derse o zaman ne
yapacaksınız?
Şu halde yapılacak iş, yarını
bugünden düşünerek konuştuklarınıza dikkat etmenizdir.
Yapılacak iş, 2008 yılından bu
yana Çorum, Artvin ve Karaman'da sistematik bir şekilde yapıldığı anlaşılan bu
tür çirkin tecavüzleri "Bir kerelik bir olay.." diyerek hafife alan
bakana sahip çıkmak değil, kendisini kolundan tutup kabineden atmaktır!
Bu sebeple bakanına sahip çıkma
adına Kılıçdaroğlu'na ağır hakaretlerde bulunan Sayın Davutoğlu'na son
zamanlarda televizyon programlarında da sık sık tekrarlanan şu gözde kadın
esprisiyle ince bir tavsiyede bulunalım:
"Abla deme lazım olur!"
Ömer Sağlam
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.