“Sessizliğin Sesi Grubu ile Yazarlar ve Ozanlar Grubu”na ait site ve bloglarda, Günay Tulun imzasıyla yayınlanan hiçbir şey; okura garip de gelse, insanoğlunun paylaştığı günlük bilgilere ters düşmüş görünse de asla yalan barındırmaz. Defalarca araştırılıp doğruluğu kanıtlanmayan hiçbir bilgi okura sunulmaz. Afaki dediğimiz kurgusal bir örnek vermem gerektiğinde de onu açıkça belirtirim. Eğer buna tanıklık ediyorsanız yazımın devamını mutlaka okumalısınız. Yok eğer etmiyor ya da edemiyorsanız okumayın. Değerli vaktinizi bu gibi şeylerle harcamayın.
Hiçbir işiniz yoksa gidin, yatın, uyuyun.
Biz Türkler, çağ dışı yöntemlere başvurarak, çağ dışı yöneticilerle yönetilmek için her türlü ahlak dışı uygulamayı kovalarken, evrenin yakın bölgelerinde, Dünya’mızı ilgilendiren ve bizim bilgilerimize göre garip diye adlandırılabilecek olaylar yaşanmakta… Bir şeyler oluyor ve olmaya da devam ediyor. Oluyor da ne oluyor? Hadi gelin, birlikte göz atalım, neler oluyormuş onu da birlikte görelim.
Nasa’nın değerli bilimcilerinden olan bölüm eski şeflerinden “Planetology: Unlocking the Secrets of the Solar System” adlı eserin yazarı Dr. Ellen Stofan, geçenlerde itiraf niteliğinde bir açıklama yaptı. Dedi ki:
“Gelecek 10 yıl içinde, Dünya’nın dışında yaşam olduğuna dair güçlü verilere ulaşacağımıza ve 10 ila 20 yıl içinde de bu konuda kesin kanıt elde edeceğimize inanıyorum. Nereye bakacağımızı nasıl bakacağımızı biliyoruz ve büyük oranda bu arayışta ihtiyaç duyulan teknolojiye de artık sahibiz.”
“Artık zamanı geldi. Bugüne dek gizlenerek fink attığımız Dünya’da artık açıkça gezineceğiz. Dünya halkını yavaş yavaş buna hazırlayın. Yakında ortaya çıkıyoruz.”. İşte, afaki ama öz itibariyle akla yakın bir konuşma...
Bu yazı "Evrenden Dünya" dizisinin başlangıcıdır. Allah'ın izniyle büyük bir problem olmazsa devam edecek. Zaten asıl ilginç tarafı, devam edeceğini söylediğim kısımlarda...
Bundan sonra elverdiğince kısa yazacağım. İnternetin olanakları geniş olduğundan konuları bir çırpıda yazıp tamamlamak istiyor insan. Bu da uzun yazıya neden oluyor, uzun yazı da okurun dikkatini dağıtıyor.
Bir sonraki yazıda buluşmak umuduyla...
Günay Tulun