Ömer Sağlam
Meral Akşener ve Ernest Renan Milliyetçiliği [Ömer Sağlam]
Duydunuz mu; Meral Akşener, Atatürk Milliyetçisi veya Türk
Milliyetçisi değil, Ernest Renan Milliyetçisi imiş!
Bu Ernest Renan da ne ola acep?
Duyduğumda; Milliyetçiliği olduğuna göre muhtemelen bir
milletin adı olmalı bu Ernest Renan diye düşündüm ben de!
Acaba hangi coğrafyada yaşıyor ya da hangi tarihte yaşamış
diye internete yazdığımda; bir de ne göreyim, Ernest Renan bir milletin veya
ülkenin adı değil, 19. yüzyılda yaşamış bir Fransız filozofunun adıymış!
1823-1892 yılları arasında yaşamış.
Milliyetçilik kuramı üzerine söz söyleyenlerden.
Belli ki; fikirleri bizim düşünce adamlarını da etkilemiş.
Peki şimdi durduk yerde nereden uç verdi bu mesele?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, 24 Şubat günü Sözcü
gazetesinden Saygı Öztürk'e vermiş olduğu mülakattan araklanmış bu tabir.
Yani "Ernest Renan Milliyetçiliği" söylemi.
Şimdi sosyal medyada Meral Akşener'e bu söylem üzerinden
vuruyorlar.
Akşener'in bahse konu mülakatta kullanmış olduğu "Bizim
milliyetçiliğimiz Ernest Renan'ın milliyetçiliğidir." şeklindeki ifade,
muhalifleri ve muarızları tarafından, tenkit, hatta alay konusu edilmiş.
Onun siyaseti bırakarak babaannelik yapmasını ve torun
bakmasını tavsiye edenler bile var.
Şu zamanda, bir kadın olarak ortaya çıkma cesareti gösteren
bir siyasetçiye destek olma yerine alaya alma, kendisiyle dalga geçme temayülü
var özelikle bizim mahallede.
Aslında Akşener'le dalga geçerken, kendi eşleriyle,
kızlarıyla ve akrabalarıyla dalga geçtiklerinin farkında bile değiller bu
arkadaşlar.
Kadını aşağılayan bir yaklaşımın ve zihniyetin temsilcisi
olduklarının da farkında değiller.
Neymiş efendim, "Neden Türk Milliyetçiliği değil de
Ernest Renan Milliyetçiliği"
Vay anasını sayın seyirciler; ne büyük gaf yapmış Meral Hanım!
Sanki "Milliyetçilik" düşüncesini biz Türkler
kavramlaştırdık da, Meral Akşener bizimkilerin fikirleri yerine batılı
düşünürlerin fikirleriyle hareket ediyor.
Yani onların deyimiyle "Gayri Milli" oluyor?
Bizimkiler, batılıların kavramlaştırdığı düşünceleri, başka
bir tabirle söyleyecek olursak; batılıların, özellikle de Fransız
düşünürlerinin içini doldurduğu bazı kavramları Türkçeye tercüme ederek fikir
ürettiklerini, bu fikirleri kendilerinin ortaya koyduklarını sanıyorlar.
Elbette kendilerini de birer allame-i cihan zannediyorlar!
Ziya Paşa merhum yaşasaydı bizim bu allamelere mutlaka şöyle
derdi:
"Kibre ne sebeb? Yoksa vezîrim diye gerçek,
Sen kendini düstûr-ı mükerrem mi sanırsın?
Ey müftehir-i devlet-i yek-rûze-i dünyâ,
Dünyâ sana mahsûs u müsellem mi sanırsın?
Hâlî ne zaman kaldı cihân ehl-i tama’dan,
Sen zâtını bu âleme elzem mi sanırsın?
En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun,
Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?"
...
Peki Meral Akşener'in söyledikleri tam olarak ne?
Akşener'in sözleri tam olarak şöyle:
"AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın kaba ve küfür seviyesinde
bir milliyetçilik söylemi var. Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Erol Güngör böyle
bir dili hiç kullanmadı. Bizim anlayışımızda böyle bir dilin milliyetçiliği
yok. Bizim milliyetçiliğimiz Ernest Renan'ın milliyetçiliğidir. Soyut
milliyetçiliktir. MHP Genel Başkanı'nın ağzından da Erdoğan tarzı milliyetçilik
tanımını hiç duymamışsınızdır. ‘Gün gelir değiştirir, dönerim' diyebilir. Ama
dönüşümlerinin geldiği yer zikzaktan öteye gitmez."(1)
Yani Akşener özetle diyor ki; bizim Milliyetçiliğimiz Ernest
Renan tarafından kavramsal çerçevesi çizilen, Ziya Gökalp ve onun ardılları
olan Mümtaz Turhan ve Erol Güngör gibi düşünürler tarafından Türk hissiyatıyla
yoğrulan, Türk Milli değerleriyle harmanlanan bir milliyetçiliktir. MHP Genel
Başkanı'yla aynıdır!
Atatürk'ün Fransız düşünürlerinin yanı sıra Ziya Gökalp'ten
çok etkilendiği ve onun düşünceleri doğrultusunda bir ulus devlet kurduğu
ortada iken, Ziya Gökalp'le aynı düşüncede olduklarını ortaya koyan Meral
Akşener'in Atatürk'ten farklı düşündüğü iddiası kabul edilebilir mi?
Nedir "Ben bilhassa Türk Milliyetçisiyim" diyen
Atatürk'ün milliyetçilikten anladığı?
Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, kısaca; "NE MUTLU
TÜRKÜM DİYENE" şeklinde formüle edilmiştir.
Peki, Atatürk'ün Türklük tanımı nedir?
Kısaca, anayasamızda da (Md.66) yerini bulunan "Türk
Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür."
Yani Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, ırka değil,
hissiyata, duyguya ve kültüre dayalıdır.
Peki Ernest Renan Milliyetçiliği Nedir?
Ne olacak, Ziya Gökalp'in, Mümtaz Turhan'ın ve Erol
Güngör'ün benimsedikleri, kendilerini uydurma bir kelime olan
"ulusalcı" kavramıyla tanımlayanlar da dahil olmak üzere, bizim
milliyetçilerin temsil ettikleri milliyetçilik anlayışıdır.
Peki bunu nereden çıkarıyoruz?
Elbette yine bilim adamlarının görüşlerinden.
Türk tarihini, Türklerin Müslüman oldukları tarihten
itibaren, hatta Türk tarihini Türklerin Anadolu'ya geldikleri tarihten itibaren
başlattıkları, yani İslam öncesi Türk tarihini fazla dikkate almadıkları için
"Anadolucu" olarak nitelendirilen(2) fikir adamlarımızdan Ord.Prof.
Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu "Ziya Gökalp’in milliyetçilik düşüncesinin
Durkheim’dan daha ziyade Ernest Renan’ın Fransız milliyeti hakkındaki
fikirlerinden mülhem (ilham alınan) olduğunu belirtir. Renan millet kavramını
şöyle açıklar: 'Bir millet bir ruhtur, mânevi bir varlıktır. Bu ruhu, bu mânevi
varlığı, hakikatte bir olan iki şey teşkil eder. Biri mazide, öteki haldedir.
Biri, müşterek olarak zengin bir hâtıralar mirasına konmadır. Öteki, bugünkü
birlikte yaşama rızası, tüm olarak elde edilen mirası değerlendirmeye devam
etme iradesidir…"(3)
Bizim bu sözlerden anladığımız, Renan'a göre Milliyetçilik;
dil, din, tarih, kültür ve ülkü birliğiyle oluşan Milletinin menfaatlerini
gözetmek, milletini sevmek ve korumaktır.
Renan'ın "Birlikte yaşama rızası, tüm olarak elde
edilen mirası değerlendirmeye devam etme iradesi" olarak tanımladığı şeyin
adı değil de nedir milliyetçilik?
Doç. Dr. Mustafa Oral, Fındıkoğlu'nun Ziya Gökalp'in
milliyetçilik anlayışı hakkındaki bu görüşlerini aktardıktan sonra, devamla
Ernest Renan'ın Milliyetçilik anlayışını şöyle özetliyor:
"Ernest Renan, bu konudaki fikirlerini, Fransa’nın
ulusal bütünlüğü açısından büyük bir tehdit haline gelen Alman genişlemesini de
hesap ederek söylüyordu. Bu tehditlerin en önemlisi, Almanya’nın, Fransa içinde
bulunan German kökenli insanları Alman birliği içine alma çabasıdır. Bu nedenle
Renan, bir milleti oluşturan unsurlar arasında dil ve ırkı yeterli görmez,
bunların yanına din, menfaat, din yakınlığı (mezhep), coğrafya ile askerî
zaruretleri de ekler. Dolayısıyla, Gökalp’in milliyetçilik anlayışı ile Renan’ın
milliyetçilik düşüncesi arasında önemli benzerliklerin yanısıra büyük yaklaşım
farkları da bulunmaktadır."(4)
Netice olarak, Sayın Akşener'e "Türk Milliyetçisi"
yerine "Renan Milliyetçisi" yaftası vurulması, abesle iştigaldir.
Tıpkı FETÖCÜ damgası gibi bu türlü ucuz yaftalar da yapışmaz
kendisine.
Üstelik Ziya Gökalp ve Atatürk'ün milliyetçilik anlayışları
ile Ernest Renan'ın milliyetçilik anlayışları aşağı yukarı aynıdır.
Ömer Sağlam
1-http://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/beyefendi-babasinin-evi-gibi-ulke-yonetiyor-2244192/
2-Prof. Dr. Yılmaz Bingöl-Ahmet Pakiş "Milliyetçiliğin
Anadolucu Söylemde Yeniden Üretimi" başlıklı bilimsel makaleleri,
http://www.todaie.edu.tr/resimler/ekler/4a7b6fd98348708_ek.pdf?dergi=Amme%20Idaresi%20Dergisi,
3- Doç.Dr. Mustafa Oral, "Çağdaşları Tarafından Ziya
Gökalp'in Eleştirisi" başlıklı bilimsel makalesi,
http://web.deu.edu.tr/ataturkilkeleri/pdf/cilt1sayi1/Makale_2_MustafaOral.pdf,
4-Mustafa Oral, aynı makale.
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.