KOVİT-19 Ye’cüc Me’cüc müdür [Ömer Sağlam]




Kur'an'da, geçmişte yaşadıklarına ve gelecekte de ortaya çıkacaklarına dair atıflar bulunan Ye'cüc ve Me'cüc, insanlardan oluşan bir topluluk, bir kavim değil de acaba insanlığın başına bela olacak, onları, sığınaklarına ve barınaklarına kapatacak bir virüs olabilir mi!

Soruyu biraz daha açık soralım; İncil'de Gog ve Magog, Kur'an'da Ye'cüc ve Me'cüc olarak zikredilen varlıklar, Koronavirüsü, yani Kovit-19 olabilir mi?

"Kehf sûresinde Ye’cûc ve Me’cûc’den zaman ve mekân belirtilmeden geçmişte yaşamış bir topluluk şeklinde söz edilmekte, onların etrafa zarar verdikleri ve Zülkarneyn’in yaptırdığı büyük sed sayesinde engellendikleri bildirilmektedir (18/93-97). Enbiyâ sûresinde ise Ye’cûc ve Me’cûc’den gelecekte ortaya çıkacak bir topluluk olarak söz edilir, burada da yer ve zamana değinilmeden gerçek vaad yaklaştığında Ye’cûc ve Me’cûc’ün önünün açılacağı kaydedilir (21/96-97)."(1)

Geçmişte, yani Kur'an inzal olmazdan önce olmak üzere, Ad Kavmi, Semud Kavmi, Nuh Kavmi ve Lût Kavmi gibi, birçok kavmi yok eden musibetleri, Kur'an inzal olduktan sonra yaşanan VEBA, SITMA, KOLERA vb. büyük salgınları, günümüzde yaşanan Korona salgınını dikkate aldığımızda, Ye'cüc ve Me'cüc'ün, bir kavim ve insan topluluğu değil, bir virüs ve insanları kitleler halinde yok eden bir mikrop olabileceğini düşünüyor insan.

Diyanet'in İslam Ansiklopedisindeki "Ye'cüc Me'cüc" maddesinde yer alan şu ifadeler özellikle dikkat çekici geldi bana: "Ye’cûc ve Me’cûc, çevreye yayılıp zarar veren, yakıp yıkan toplulukların bir tasviridir; Kur’an, geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu niteliği taşıyan toplulukların ortaya çıkacağını haber vermektedir. Bunlar çok kalabalık bir topluluktur ve yeryüzünde fesat çıkaracaktır...Yine kıyamet vakti gelince Ye’cûc ve Me’cûc’ün seddi yıktıktan sonra tepelerden akın edip yeryüzüne dağılacakları, gittikleri her yeri yakıp yıkacakları, insanların korkularından kalelerine ve barınaklarına sığınacakları..."(2)

Müfessirlerin, Ye'cüc Me'cüc kavmi için kullandıkları "seddi yıktıktan sonra tepelerden akın edip yeryüzüne dağılacakları" şeklindeki bilgilerle, bilim adamlarının günlerdir ekranlardan "Kovit-19'un mutasyona uğrayarak hücrenin duvarını deldiği, kilidini açtığı" yani "Virüsün mutasyona uğrayarak hücrenin seddini aştığı" şeklinde verdikleri bilgileri yanyana koyunca bu konudaki kanaatlerim iyiden iyiye güçleniyor.

Dahası, İncil'de Gog ve Magog, Kur'an'da Ye'cüc ve Me'cüc olarak tarif edilen kavmin, bir çok kaynakta, ufak tefek insanlardan oluştuğu, Asya'da zuhur ettiği/edeceği, ayette geçen seddin Çin Seddi olduğu ve bu kavmin olsa olsa Çinliler olabileceği şeklinde görüşler de vardır(3)

Kur'an, Yecüc ve Mecüc'ü, geçmişte Ortaya çıkıp insanoğlunun başına bela olan ve gelecekte de yine ortaya çıkıp insanlığın başına bela olacak bir topluluk olarak tarif ettiğine göre; bu topluluk, yok olmuş, nesli kesilmiş bir kavim olamaz!

Bu topluluk, eğer insanlardan teşekkül eden bir topluluk ise, etkinliğini yitirmiş de olsa halen yaşıyor ve gelecekte yine güçlenerek ve insanlığın başına yine musallat olacak(ya da şimdi oluyor) demektir!

Yok eğer bu kavim, eğer yok olmuş ve nesli kesilmiş bir kavim ise ve tekrar insanlığın başına bela olacaksa, bu durum, elbette inananlar için ancak mahşer sonrası olabilecek bir durumdur.

Dolayısıyla; geçmişte insanlığın başına bela olup, gelecekte de bela olacak olan Yecüc ve Me'cüc, ya çok eski zamanlardan beri ve halen varlığını devam ettiren, mesela Çin milleti gibi bir millet olabilir ya da insan dışı bir varlık, yani virüs, bakteri veya mikrop denilebilecek bir canlı.

Bazı Türk düşmanı Arap alimleri, Yecüc ve Me'cüc'ten kastın, yüzlerce yıl kendilerini yönetmelerinden dolayı eziklik duydukları ve intikam almaya çalıştıkları Türk Milleti olduğunu da söylemişlerdir ki; sahih kabul edilen bazı hadis kitaplarında bu konuda hadisler bile bulunmaktadır.

Kovit-19'un Çin'in Vuhan kentinden çıkıp, Çin seddini ve onca dağı taşı aşıp dünyaya yayıldığını, hatta bu virüsün, Çinliler tarafından laboratuvar ortamında üretildiği şeklindeki komplo teorisini de dikkate aldığımızda olay çok daha ciddiyet kesbediyor gibi, ne dersiniz?

Şu yaşadıklarımıza bakınca, gel de böyle düşünme şimdi!
Kaç gündür evlere hapsolmanın tesiriyle neler düşünüyoruz değil mi?

Yine de şarlatanların durumuna düşerek "bu kesin bilgidir" demek istemem elbette. Ben, sokağa çıkma yasağı sebebiyle evlerine kapanıp internete abanan insanlara, bir bardak Çin çayı ikram etmek istedim sadece...





 Ömer Sağlam 11.04.2020
1-https://islamansiklopedisi.org.tr/yecuc-ve-mecuc,
2-Aynı kaynak.
3-bk. https://tr.wikipedia.org/wiki/Ye%27c%C3%BCc_ve_Me%27c%C3%BCc

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN