Emeklilerimiz [Günay Tulun]

Sevgili emeklilerimiz...
Açlık sınırının altında yaşamaya itilmiş büyük çoğunluk.
Hem de öyle dev bir çoğunluk ki "Türk Seçmenleri'nin en kalabalık grubu".
İstediklerini iktidara getirecek, istediklerini de geldikleri yere gönderecek kadar büyük potansiyelleri var. Var olmasına var da bundan haberleri yok gibi.
Aslında, emekli adını taşıyan bazı dernekler mevcut. Mevcut ama kendi seslerini bile duymaktan uzaklarmış gibi geliyor bana. Ne zaman suskun kalabalık olmaktan çıkar, üyeler ne zaman gerçek katılımcı sıfatını üstlenir, işte o gün ne kadar güçlü olduklarını kendileri de görürler. Tabii toplumun her kesimi de...


Emekli, ilginç bir kelime.
Gerçek anlamı sözlüklerde yok. 

Olsa, herhalde en az şu kadar geniş bir anlatımı olurdu.

"Hayatının çok büyük bir bölümünü çalışarak geçiren, kendisini ve ailesini yaşatabilmek için aldığı maaşın bir kısmı 'Emekli olunca bunu sana maaş olarak vereceğiz, seni rahat ettireceğiz, seni insanca yaşattıracağız' vaatleriyle eksik ödenmiş, buna karşılık hak ettiği yerine bırakın fakirliği, açlık sınırının altında aylık bağlanmış, aile bireyleri yoksulluk nedeniyle zorla potansiyel toplum düşmanı ya da dilenci olmaya itilmiş, sürünerek yaşamaya alıştırılan, aslında bir an önce ölüp de hazineye katkı sağlaması beklenen bir tür."
Bu anlatım yine de minik bir özet. Oysa bunun içine katılacak o kadar şey var ki!


Düşünün, bir konunun halli için güvendiğiniz birini vekil tayin ediyorsunuz. Hani semavi olsun olmasın tüm dinlerde kutsal sayılan emaneti taşıma işi bu. Oylarınızla seçtiğiniz, vekâlet verip işlerimi iyi idare et dediğiniz kişi sizi bir kenara bırakıp başka yönlere doğru yolculuğa başlıyor.


-Soruyorsunuz, " Benim iş ? ".
-Cevap, "Bekle"
-Soruyorsunuz, " Benim iş ? "
-Cevap, " Sırada çok daha önemli yüce memleket meseleleri var. "
-Yine de soruyorsunuz, "Benim iş ? "
-Cevap, " Kaynak yok. meşgul etme... "

Kaptırmışsınız elinizi, yapmışsınız bir hata. Çaresizce sesleniyorsunuz.
-"Sizin için, hayal tacirleri için olan kaynak benim için mi yok ?"
-"Sus! Haddini bil! Bizim veremeyecek hesabımız yok! Vatan haini, din-devlet düşmanı!"

Her zaman böyle olmuyor mu bu işler ? Söylediklerimde bir yanlış bulabilir misiniz ?
Hiç sanmıyorum. Aslı için olmayan her imkân vekil için daima bir yerden bulunup olur hale getiriliyor.
Peki, buna karşılık asil ne yapıyor. Yani vekâleti veren; git, benim işlerimi hallet diyen.
O da gelecek yazının konusu...
İnsanca yaşamak, insan kalmak ümidiyle.
Esen kalalım her zaman.




Günay Tulun
İlk Yayınlandığı Yerler
Yazarlar ve Ozanlar
Türk Edebiyatı

Kent Haber
Edirne P.
İlk Yayın Tarihi
11.10.2004

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN