Açlık sınırının altında yaşamaya itilmiş büyük çoğunluk.
Hem de öyle dev bir çoğunluk ki "Türk Seçmenleri'nin en kalabalık grubu".
Aslında, emekli adını taşıyan bazı dernekler mevcut. Mevcut ama kendi seslerini bile duymaktan uzaklarmış gibi geliyor bana. Ne zaman suskun kalabalık olmaktan çıkar, üyeler ne zaman gerçek katılımcı sıfatını üstlenir, işte o gün ne kadar güçlü olduklarını kendileri de görürler. Tabii toplumun her kesimi de...
Emekli, ilginç bir kelime.
Gerçek anlamı sözlüklerde yok.
Olsa, herhalde en az şu kadar geniş bir anlatımı olurdu.
"Hayatının çok büyük bir bölümünü çalışarak geçiren, kendisini ve ailesini yaşatabilmek için aldığı maaşın bir kısmı 'Emekli olunca bunu sana maaş olarak vereceğiz, seni rahat ettireceğiz, seni insanca yaşattıracağız' vaatleriyle eksik ödenmiş, buna karşılık hak ettiği yerine bırakın fakirliği, açlık sınırının altında aylık bağlanmış, aile bireyleri yoksulluk nedeniyle zorla potansiyel toplum düşmanı ya da dilenci olmaya itilmiş, sürünerek yaşamaya alıştırılan, aslında bir an önce ölüp de hazineye katkı sağlaması beklenen bir tür."
Bu anlatım yine de minik bir özet. Oysa bunun içine katılacak o kadar şey var ki!
Düşünün, bir konunun halli için güvendiğiniz birini vekil tayin ediyorsunuz. Hani semavi olsun olmasın tüm dinlerde kutsal sayılan emaneti taşıma işi bu. Oylarınızla seçtiğiniz, vekâlet verip işlerimi iyi idare et dediğiniz kişi sizi bir kenara bırakıp başka yönlere doğru yolculuğa başlıyor.
-Soruyorsunuz, " Benim iş ? ".
-Cevap, "Bekle"
-Soruyorsunuz, " Benim iş ? "
-Cevap, " Sırada çok daha önemli yüce memleket meseleleri var. "
-Yine de soruyorsunuz, "Benim iş ? "
-Cevap, " Kaynak yok. meşgul etme... "
-"Sizin için, hayal tacirleri için olan kaynak benim için mi yok ?"
-"Sus! Haddini bil! Bizim veremeyecek hesabımız yok! Vatan haini, din-devlet düşmanı!"
Her zaman böyle olmuyor mu bu işler ? Söylediklerimde bir yanlış bulabilir misiniz ?
Hiç sanmıyorum. Aslı için olmayan her imkân vekil için daima bir yerden bulunup olur hale getiriliyor.
Peki, buna karşılık asil ne yapıyor. Yani vekâleti veren; git, benim işlerimi hallet diyen.
O da gelecek yazının konusu...
Esen kalalım her zaman.
Günay Tulun
İlk Yayınlandığı Yerler
Türk Edebiyatı
Edirne P.