Bir sitede bulunan apartmanımızda, üst kattaki emekli öğretmen seksenlik X Bey, yalnız yaşayan bir âdemdir. Bu kişi, bir zamandır evinde hazırladığı mamalarla sabah ve akşam saatlerinde sokak kedilerini beslemektedir. Bunu önceleri site içinde yapıyorken, muhalefet ve şikâyetimiz üzere artık sokağa çıkmıştır.
Ancak, biz buna da razı olmayıp şikâyetimizi sürdürmekteysek bile, X Bey bildiğinden şaşmamaktadır.
Bir yıl kadar öncesinde, adamın kaldırım sofrasına bir de sokak köpeği dadanıp eklenmiştir. Kaldırıma serilen gazete kâğıtları üstündeki mamalardan, tabiatıyla X Beyin izniyle artık o da payını almaktaydı. Köpek, herhâlde tabiatı gereği, bu zamandan sonra apartman kapısında veya oradan kovulursa site içindeki süs bitkileri arasında bir yerlerde yatmaktaydı. Aynı köpek, apartmana giren çıkanı oradan kontrol ettiği gibi, yerli ve yabancı ayırmadan kendisinden her korkana saldırıyordu. Özellikle geceleriyse herhâlde velinimeti saydığı öğretmene gösteri yapmakta, ışık, gölge, ses gibi hiçbir hareketi kaçırmayıp havlamakta veya dişine uygun birilerini bulursa kovalamaktaydı!
Gariptir ama… Hiçbir şey bulamazsa, bu kere kendi kendine boş yere havlamaktaydı! Mesela bir keresinde, başını göğe kaldırmış olarak o ünlü “bozkurt” figüründeki gibi uluduğunu görmüşüzdür! Sahipli oldukları, tasmalarından belli başka bir takım köpekler de, geceleri çok defa ona refakat etmekteydiler!
Apartmanın zemin katında oturduğumuz cihetle konudan en çok mağdur olup rahatsızlık duyan biz idik. İşte bu yüzden köpeği sürekli kovaladıktan başka, şikâyet etmediğimiz makam neredeyse kalmamıştır: Sırasıyla çevik kuvvet, semt karakolumuz, Muhtarlık, Valilik, Belediye, İl Sağlık Müdürlüğüyle son olarak Çevre ve Orman Müdürlüğü gibi!
En sonundaysa yazılarımızı verdiğimiz gazeteye bir makale gönderip, durumu etraflıca anlatmışızdır. Fakat bütün bunlara rağmen, şu yazımızı kaleme aldığımız güne kadar sonuç çıkmamıştır ki, bu da ayrı bir memleket konusudur.
Kısaca, başımıza musallat olmuş bu köpekle yaşamaya âdeta mahkûm olmuşuzdur.
Muzır köpek, kendisini besleyen X Beyi görünce de öyle sevinçli ve şımarık hareketler yapmaktaydı ki, eğer ona müthiş öfke duymamış olsaydık, bunlar bize sevimli bile gelebileceklerdi!
Bu akşam (10 Ocak, Pazar) saat 17.00’yi beş on dakika geçe evimize gelirken, köpeğin bizi görmeden üzerimize geldiğini görmüştük. Hemen ve hızla biz de ona yönelmiştik. Onu mümkün olduğu kadar çevremizden uzaklaştıracaktık. Fakat aynı anda, apartman kapısından da X Bey çıkmıştı. İki elinde, içleri evinde hazırladığı mamalarla doldurulmuş yoğurt kovaları vardı. Her zamanki manzara yani. Köpek mama kokusunu almış olmalıydı ki, yönünü değiştirip ona doğru koşmaya başlamıştı. O önde biz arkada caddeye vardığımızda, X Beyi kaldırıma sofra kurarken görmüştük. Köpek de aynen şımarık bir çocuk gibi gelen geçen arabalara saldırıyordu.
Velinimetine gösteri yapacaktı ya, işte bu!
Gece gündüz demeden defalarca kovalamış olduğumuzdan, köpek bizden çok korkuyordu. Bizi hissettiği anda hızla oradan uzaklaşıyordu. Bu akşam da oradan oraya araba kovalarken bizi gördüğünde derhâl komşu site bahçesine atlamıştı. Çılgın gibi de kaçmaktaydı. Fakat…
Her zaman en uzak noktalara kaçan köpek, meğer o çılgın hızıyla komşu siteden dolanıp X Beyin sofrasına doğru koşmaktaymış. Bunu, onun çığlığını duymakla baktığımız yerde, bir midibüsün önünde cansız yatarken görünce anlamışızdır. Meğer o hızla yolu geçerken midibüse önden çarpmışmış.
İlginç bir nokta da şudur: Olay anında arkası dönük olup, kulakları da iyi duymayan X Beyin köpekten hâlâ haberi yoktur. Sabah çöpçüler gelene kadar konteynerlere doğru yürümezse -ki yürümeyecektir- leşi görmeyecek ve kimseyle diyaloğu da olmadığından ölümü hiçbir zaman öğrenemeyecektir!
Şimdi…
Bizi bir yıldır, evet hilafsız bir yıldır neredeyse canımızdan bezdiren, bundan öteye zaman zaman sinir krizlerine sokan köpekten böylece kurtulmuş bulunmaktayız. Bunun yanında, öyle veya böyle bir yıldır tanıdığımız bir can, geri dönmemek üzere uçup gitmiş oluyor. Bir de…
Köpek önce bizden kaçmıştır. Yani, onu o anda kovalamasak bile oradaki varlığımızla korkutmuşuzdur. Sonra da uzaklaşmak yerine bütün korkusuna rağmen sofraya doğru koşmuştur. Oraya sadece on metre mesafe kala ölmüştür zaten.
Köpeği midibüsün önünde ölmüş görünce başımızı çevirip hemen eve gelmiştik. Bir süre sonra çıkıp bakınca da çöp konteyneri yanına çekildiğini görmüşüzdür. Hani geceleri yanına gelen refakatçıları vardı ya, işte onlardan biri yanında onu kokluyor, kendine göre düşünceli ve öylece bakıyordu!
Köpek, sabah çöpçüler gelene kadar orada yatacakken, karışık duygularla biz de bunları yazmaktayız. Etraf mı?
Haaa, etrafımızda bu gece anlaşılmaz bir sessizlik var. Belki bir süre yadırgayacağımız bir sessizlik bu. …ve bu arada “acaba?” diyoruz. Acaba biz, zoraki bu köpeğimize alışmış mıydık ne!?
Mete Esin
Zoraki Köpeğimiz [Mete Esin]
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.