Bugün 10 Kasım!
Büyük insan, Mustafa Kemal Atatürk´ün 73. ölüm yıldönümü.
Hepimiz biliyoruz ki "Birinci Dünya Savaşı" sonrasında yurdumuz tam bir enkaz hâlindeydi. Elde bir şey kalmamış, halk aç ve inanılmaz derecede yoksuldu.
İşte o anda; kaybettiğimiz güveni yeniden kazandıran bir önder çıktı ortaya.
Türk'ün hür ve bağımsız olarak yaşayacağını, yurdunu ve bayrağını düşmana çiğnetmeyeceğini söyleyen bir kahraman.
Zaman mı kahramanları hazırlar yoksa kahramanlar mı zamanı iyi kullanırlar?
Mustafa Kemal, 1881 yılında değil de; 1700'lerde ya da 1960'larda doğmuş olsaydı, yaptıklarını yine aynen yapabilir miydi acaba?
Bence hayır!
Aynen olmasa da Türkiye'yi daha ileri götürmek için lazım olan her şeyle ilgilenirdi.
O günlerde şartlar kurtuluş mücadelesini gerektiriyordu.
Bugün olsa ya ekonomik bir savaş başlatır ya da son zamanlarda yaşadığımız din sömürüsü yapıp laiklikten, çağdaşlıktan uzaklaşmaya çabalayanlara karşı bir savaş açardı.
Şu an yanlış kullanımlar sonucu bozulmaya yüz tutmuş, hatta daha açık ifade edersek bozulmuş Türkçemizi düzeltmek için uğraş vermesi kaçınılmazdı bence...
Eminim ki bu savaşlardan da galip çıkardı.
Mustafa Kemal; tarihin akışını durduran, ulusunun kaderini değiştiren bir kahramandı.
Birinci Trablus Seferi'nde kendisini öldürmek üzere bir araya gelen asilerin pusu kurdukları yere tek başına, silahsız girerken şaşkınlık yaratan bir kahramandı.
Anafartalar'da mermisi bittiği için geri çekilmek zorunda kalan "19. Tümen"e bağlı "57. Alay"a süngü taktırarak düşmanın üzerine yürütürken yalnız yurdunu düşünen bir kahramandı.
Erzurum Kongresi sona erince, Sivas Kongresi'ni yapmak üzere Sivas'a giderken Dersim Köyü yakınlarında pusudaki eşkiyanın kurşun yağmuruna aldırmayıp geçerken de bir kahramandı.
Kahraman; olayların gidişatına göre, haklı olduğu konularda önlemlerini alıp amacına ulaşan kişidir.
İşte Mustafa Kemal böyle biriydi.
Sarayın damatlık teklifini reddederken bir kahramandı.
"Hattı müdafaa yoktur. Sathı müdafaa vardır!" diyerek kuvvetlerini Eskişehir'den Sakarya'nın sağ kıyısına çekerken de bir kahramandı.
Mustafa Kemal, Türkiye'yi kurtarmakla tüm dünya uluslarına Türk'ün sesini duyurabilecek güçte olduğunu ispat etti.
Tüm bunları düşünüp uygularken; el kapılarında yalvarmadı, kimsenin de peşinden koşmadı Mustafa Kemal... Ülkemizi ve ulusumuzu bir gün olsun küçük düşürmedi. O, Türkiye'yi hesaba katılması gereken; kuvvetli ve saygın bir ulus hâline getiren, saygın bir devlet adamıydı da ayrıca...
Bu yüzdendir ki mazlum uluslar bağımsızlık kavgasında onu örnek aldılar.
Mustafa Kemal Atatürk, aslında kısacık olan hayatına, uzun ve dalgalı bir yaşam sığdırmış bir kahramandı.
Türk Ulusu'nu ve dünyayı yasa boğarak aramızdan ayrılırken, dünyada eşi ve benzeri zor bulunacak bir ışık bıraktı.
Bize gelince...
Işığın hiç sönmedi, sönmeyecek, söndürmeyeceğiz.
Ulusumuzu çağın gerisine sürüklemeye, cumhuriyetimizi yıkmaya çalışanlar unutmasınlar ve bilsinler ki; bizler onun ilkelerine ve devrimlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Büyük asker, büyük kahraman, büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk; seni bugün her zamankinden daha fazla sevgiyle özlemle arıyor ve anıyorum.
Rahat uyu Türk'ün kahraman evladı.
Ruhun şad olsun.