Tatiller ve İstanbul [Semiramis Kanbak]

Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Bir önceki yazı: " O Yılların Moda Oyunları"...
20 Temmuz'da, adli tatil başlar başlamaz, İstanbul'a, anneannemle dedemin yanına giderdik. Anneannemlerin ahşap evi üç katlı bir apartmana dönüştürülmüştü ve 3. katta anneannemler, 2. katta da küçük dayımlar oturuyordu. Bu yüzden evde, dayımın oğlu Aykut ve Aytun'la beraber, 5 kişilik bir çocuk ordusu oluyorduk. Birlikte oyunlar oynar, şarkılar söyler, ailecek gezmelere giderdik.

O zamanlar daha İstanbul'un her yerinden denize girilebiliyordu. Kurbağalıdere'de sandalcı teyzeden bir sandal kiralar, Fenerbahçe açıklarında demir atardık. Ben sudan çok korkardım. Herkes, benden küçükler bile korkmadan sandaldan denize atlarlar, ben hep en sona kalırdım. Sonunda mecburen bir, iki, iki buçuk diye saymaya başlar, ama bir türlü üçü diyemezdim. Bir gün benim bu hâlimi gören bir hanım "oğlum, korkma yahu, sen yarın asker olacaksın" diye beni yüreklendirmeye çalışmış, bizi çok güldürmüştü. Aslında o hanım beni erkek çocuk sanmakta haklıydı, çünkü babam saçların çocukların gelişmesini engellediğine inandığından bizim saçlarımızı hep kısacık (o modele alegarson diyorlardı) kestirirdi. Mayo olarak ta bir şort giydiğimizden erkek çocuktan pek te farkımız yoktu hani.

Gündüzleri bazen pencerenin önüne dizilir, caddeden geçen arabaları seyreder, araba tutardık. Şansına güzel araba çıkan sevinir, külüstür araba düşen hayıflanır, bazen de ben bunu saymıyorum diye mızıkçılık yapardı. Akşam üstü olunca dedem Muharip Gaziler Lokali'nden dönerken Beyaz Fırın'a uğrar, bize jelatine sarılmış beyaz halkalar getirirdi. Anneannem önceleri bunları bize "kuş getirdi" diye verirdi. Bir gün ben "Bu kuşun da ne kadar büyük eli varmış" diye inanmadığımı ima ettiğim için sonraları bu halkaları dedem getirir olmuştu.

Sıcak yaz gecelerinde yemekten sonra hep beraber Moda'ya yürür, Zeynep Kamil Çay Bahçesi'nde çay içerdik. Çaydan sonra Moda'dan elimize birer külah dondurma ya da birer mısır alır, bazen de Nefis Pastane'sine uğrar, dondurmalı tavuk göğsü / kazandibi yer, yine yürüyerek evimize dönerdik. Dönüşte gündüzleri iğne atsan yere düşmeyen Kadıköy Altıyol'un o sakin ve karanlık hali beni çok etkiler, sanki uyuyan bir devmiş gibi gelirdi bana.


Anı dizisi, gelecek yazı olan, "İstanbul'da Yaz Keyfi" ile devam edecek.



Semiramis Kanbak

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN