Hiçbir Hacivat Benim Başbakanıma "Şey" Diyemez [Ömer Sağlam]
Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
17 Aralık'tan
sonra, tv ekranlarında bir kirlilik, bir seviyesizlik ve bir pespayelik,
sormayın gitsin. Bir tarafta Gülen Cemaati adına kendisinde söz söyleme hakkı
bulan veya cemaat tarafından gazeteci ve aydın adıyla ekranlara sürülen
Donkişotlar, diğer tarafta Tayyip Erdoğan'ın özel olarak görevlendirip yine "Gazeteci" kılığında ekranlara
sürdüğü Deli Dumrullar! Bunlardan birisi de ne yazık ki; bu milletin
vergileriyle oluşturulan bütçeden "Milletvekili" sıfatıyla
maaş alan AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner. Galiba en son CNN-Türk
kanalında Cüneyt Özdemir'in hazırlayıp sunduğu 5N1K programında izledim Mehmet Metiner'i. Fatih Üniversitesi
Öğretim Üyesi olduğu belirtilen ve Gülen Cemaati'nin mensubu sıfatıyla
ekranlara çıkartılan Doç. Dr. İhsan Yılmaz ile karşı karşıya idiler ve Mehmet
Metiner, "Paralel Devlet" adı altında, bahse konu cemaate
ağzına geleni söyledi program boyunca. En sonunda İhsan Yılmaz dayanamadı ve
kendisine "Terbiyesizlik yapma" deme gereği bile duydu(1).
Oysa bildiğim
kadarıyla milletvekilleri, anayasa gereği, sadece seçildikleri bölgenin veya
belirli kişi veya zümrelerin değil, bütün milletin vekilidirler. Gelin görün
ki; Mehmet Metiner'e, bütün milletin vekili, hatta Adıyaman Milletvekili demek
de biraz zor! Çünkü hazret, tam anlamıyla Tayyip Erdoğan'ın savunucusu gibidir.
Ekranlarda, canhıraş bir çaba içindedir Tayyip Erdoğan'ı savunurken.
Mehmet
Metiner'deki bu canhıraş ya da cansiperane çabanın sebebini araştırırken
karşıma bir ses kaydı çıktı dün. Daha doğrusu, 2011 yılından beri internette
dolaşan ve bugünlerde "Mehmet Metiner'i yakacak şok ses
kaydı!" başlığı ile tekrar yayına verilen bir ses kaydıdır bu.
Vakti zamanında Tayyip Erdoğan tarafından "Beynimin yarısı" olarak
nitelendirilen Mehmet Metiner, gerçekten de ilginç şeyler söylüyor başbakan
hakkında. En başta "Tayyib bey benim eski
dostum, yani herkesten çok ve herkesten önce yakından tanıyorum. Yani onun
beyin kıvrımlarında nelerin dolaştığını bilebilecek kadar kendisine yakın olan
bir insanım.. " diyerek, nedense söylediklerine inandırıcılık
kazandırma gereği duymuş Mehmet Metiner. O bakımdan, Mehmet Metiner'in bahse
konu video kaydında bulunan sözlerini önemsemek gerekiyor!
Ses kaydının
deşifre edilmiş tam metnine geçmeden önce, isterseniz Mehmet Metiner'in,
velinimeti olduğu için bugünlerde muhtemelen bir diyet borcu olarak ölümüne
savunma gereği duyduğu lideri Tayyip Erdoğan hakkında kullanmış olduğu bazı
sıfatları kısaca sıralayalım isterseniz: İcazetli,
paranoyak, fırsatçı, antidemokrat, korkak(cesaretsiz), geri, sicili bozuk
insanlarla yol arkadaşı, şey, çapsız, entelektüel birikimi yetersiz...
İşte Tayyip Erdoğan'ın beyninin yarısının,
diğer yarısı hakkında söyledikleri:
“Tayyib bey benim eski dostum, yani herkesten çok ve herkesten önce
yakından tanıyorum. Yani onun beyin kıvrımlarında nelerin dolaştığını
bilebilecek kadar kendisine yakın olan bir insanım. Şimdi isterseniz bunu hemen
çok önemsediğim için değineceğim ama politikacıların paranoyaları olur,
kendilerini yaşatmak için paranoyaları olur ama bütün politikalarını
paranoyalar üzerine bina etmemelidirler. Yani bir boşluktan yararlanmaya
çalıştığı besbelli. Siyasal bir boşluk var. Bu boşluğu doldurabilecek etkili
isimlerden biri olarak gözüküyor. İki; bir yerlerden icazet almaya çalıştı,
aldı mı almadı mı bilemiyorum...
Ben Tayyip Erdoğan’la demokratik bir Türkiye inşa edilebileceği kanaatinde
değilim. Çünkü icazet aldığı içerideki çevreler statükonun sahici sahipleri.
Kürt meselesinde de Tayyip Erdoğan’ın çok geri ve antidemokratik bir konumda
olduğunu biliyorum ama çok pragmatik bir yaklaşımla Kürt sorununa el atabilir.
Ama buna ne kadar cesaret edebilir bilemiyorum. Bir; cesareti el vermez. İki;
zaten böyle düşünmez. Yani Erbakan’ın şahsında temsil edilen gelenekçileri Kürt
sorununa yaklaşımda Tayyip Erdoğan ve çevresindeki arkadaşlardan çok daha ileri
bir konumdadırlar. Türk milliyetçiliği ile birebir örtüşebilecek bir siyasal
yaklaşım içindedirler Abdullah Gül ve arkadaşları. Ben hepsini birebir yakından
tanıyorum.
Bir Mehmet Ağar’ın bir başka gerçekten sicili bozuk insanlarla birlikte yol
arkadaşlığı yapıyor olması bile Tayyip Erdoğan’ın aslında Kürt sorununun ne
çözümünde ne de demokratikleşme sürecinde çok aktif bir rol oynamayacağı
sonucuna götürür ama oradaki boşluk, dinsel muhafazakar kesimdeki boşluk Tayyip
Erdoğan’la liberal demokratik bir kanala akıtılmak isteniyor. Ama Tayyip Bey
bunu götürebilecek bir şey değil, yanında danışmanlarıyla belki bir şeyler
kurtarmaya çalışıyor ama kendisi siyaseten entelektüel düzeyde bunu
kaldırabilecek çapta bir insan değil. Henüz entelektüel birikiminin, siyasal
birikiminin bu çapta olduğuna inanmıyorum. Hele hele Türkiye’yi demokratik bir
değişime uğratacak…"(2).
Mehmet Metiner Bu
Sözleri İçin Özür Dilemişti!
Mehmet Metiner'e ait ses kaydı
"Bir dönem HADEP’de siyaset yapan
Kürt kökenli AK Partili Mehmet Metiner’in olduğu iddia edilen şok ses kaydı
internete düştü." başlığı
ile, hukuki açıdan suç oluşturmaması bakımından "Mehmet Metiner'e ait olduğu iddia edilen" şeklinde
bir temkin ilavesiyle yayına verilmiş bulunuyor. Oysa bu ses kaydının Mehmet
Metiner'e ait olduğu Türkiye'nin başkentinin Ankara olduğu kadar kesindir!
Öte yandan
Mehmet Metiner, bu ses kaydını, yayınlandığı günlerde önce inkâr etmiş ve "Komplo" olarak açıklamış,
arkasından mızrağı çuvala sığdıramayınca Başbakandan özür dilemek zorunda
kalmıştır. O günlerde çıkan gazete haberlerine göre; Ülke TV'nin ana haber
bültenine konuk olan Mehmet Metiner "Herkesin
bir cahiliye dönemi vardır. Başbabakan’a yönelik olarak sarf ettiğim sözlerden
dolayı pişmanım ve binlerce kez kendi şahsından özür diliyorum" demiştir(3).
Hiçbir Hacivat Benim Başbakanıma
"Şey" diyemez!
İtiraf
etmem gerekirse Mehmet Metiner'in Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında söylediği
yukarıdaki sözleri karşısında, tıpkı Gazeteci Yılmaz Özdil gibi davranarak(4) "Hiç
bir (orta) Doğulu Hacivat, kalkıp benim başbakanım hakkında 'ŞEY' diyemez! Ben
Başbakanı ve hükümeti alabildiğine tenkit edebilirim. Çünkü başbakan benim de
başbakanım, hükümet benim de hükümetim. Ancak ben başbakanımın birtakım
Hacivatlar tarafından alay konusu edilmesine ve
onun, gölge oyunu karakterleri tarafından herhangi bir sıfata uygun
bulunmayarak, sıradan bir eşya gibi 'ŞEY' olarak nitelendirilmesine
katlanamam..." demek isterdim.
Ancak
gelin görün ki; Sayın Başbakan benim gibileri ötekileştiren ve bizi sürekli
olarak evlerinde zor tuttuğu %50'yi üzerimize saldırtmakla tehdit eden birisi.
Üstelik benim inandığım "Türk Milliyetçiliği"nin
ayaklarının altında olduğunu söyleyerek bizim gibileri adeta paspas olarak
gören bir zihniyet yapısına sahip. Öte yandan, kendisine "ŞEY"
diyenlere benim gibi düşünenlerden daha çok kıymet veriyor! Zira bizim gibileri
işsizliğe ve açlığa terk ederken, onları ha bire türlü türlü nimetlerle
nimetlendirmeye son sür'at devam ediyor. Üstelik onlar, aldıkları ile
yetinmeyip, ha bire çalıp çırparak kendisini ve hükümetini siyasi bakımdan zor
durumda bıraktıkları halde yapıyor bütün bunları. Muhalefetin iddialarına
bakılırsa; o da bir şeyler götürüyor adamlarıyla birlikte. Çünkü Kılıçdaroğlu,
Başbakanın kendisine "Terbiyesiz, adi herif, pespaye, seviyesiz, karakter
yoksunu, alçak..."(5) şeklinde hakaretler
yapmasını göze alarak onu çoktan "Başçalan" ilan etti
bile...
Ömer Sağlam
____________
1-http://www.internethaber.com/metinere-ayar-verince-kiyamet-koptu-645438h.htm,
2-http://gvenilirvideohaber.wordpress.com/2011/08/31/mehmet-metineri-yakacak-sok-ses-kaydi-video/
3-http://siyaset.milliyet.com.tr/mehmet-metiner-basbakan-dan-ozur-diledi/siyaset/siyasetdetay/07.09.2011/1435705/default.htm
& http://www.cnnturk.com/2011/turkiye/09/07/metiner.ozur.diledi.cahiliye.donemim/628551.0/,
4-Habere göre; Ekim 2013'te Halk TV'de yayınlanan ve Halk
TV. muhabirlerinin Şam'da Beşar Esat ile yaptıkları röportajı konu alan
"Halkın Arenası" programında Uğur Dündar ve Müjdat Gezen Beşar
Esat'ın Tayyip Erdoğan hakkındaki sözlerine kahkahalarla gülerken Yılmaz Özdil
şöyle demiştir: "Şahsi olarak kendi hükümetimle ilgili olarak itirazlarım
olabilir. Ama hiçbir Ortadoğu Hacivatı’nın çıkıp Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na hakaret etme hakkı
yok. Bu lafların bu Ortadoğu kasabına yedirilmesi lazım. Bu ahlaksız katilden
mi öğreneceğiz biz demokrasiyi..."(http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24849867.asp),
5-http://www.radikal.com.tr/politika/erdogandan_kilicdarogluna_agir_sozler-1179941ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.