Grup yayınlarımızda sansür uygulanmaz. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
İngilizlerin ünlü devlet adamı Winston Churchill’in, “ Geçilir.” diye ısrar ettiği Çanakkale, geçilmedi, geçilemedi, geçit vermedi. Neden mi?
"Nusrat" yüzünden.
Yüzbaşı Hakkı komutasındaki Nusrat; düşmanın daha önce, temizlemiş olduğu Kepez civarındaki mayınları tekrar döşeyerek, bizim zafere gidecek olan yoldaki ilk basamakları çıkmamızı sağladı.
Churchill nasıl sinirlenmesin, nasıl kızmasın?
O koskoca müttefik donanmasının mimarıydı kendisi.
Nusrat, o büyük armadanın hezimete uğratılmasına yol açtığı gibi, Winston Churchill’in kariyerini de o gemiler gibi, 18 Mart saat tam 18 de denizin dibine yollamıştı. Denize döşenen mayınlar ve kıyılardaki topçu bataryalarının isabetli atışları sonunda denizden geçişin mümkün olmadığını anlayan düşman geri çekilmek zorunda kalmıştı.
Çanakkale Deniz savaşı ve zaferi, Birinci Dünya Savaşı içersindeki savaşlarımızdan, savunma açısından en önemli olanıdır ve Mustafa Kemal’i yaratmıştır. Çanakkale Mustafa Kemal’i yok sayarak anlatılamaz!
Bilindiği üzere Osmanlı yönetimindeki ülkemizin komutanlarının hepsi yabancıydı. Çoğunluğu Alman olan yabancı komutanların arasından Çanakkale ile adı duyulan ilk Türk komutandı Mustafa Kemal. Türklüğü ile övünen bir liderdi. O, emperyalist güçleri dize getiren ve mazlum uluslara örnek olan bir liderdi.
Dünyada asrın lideri seçilen Mustafa Kemal Atatürk, özgür bir şekilde yaşamamızı sağladığı ülkemizde, hain ve ülkeye ihanet eden bir takım kişilerin söylemleriyle yok sayılmaktadır.
Atatürk’e düşman olan, yok sayan bu kişiler tarihi çarpıtıp, kirletiyorlar. Gençleri yalanla dolanla eğitmeği marifet sanan bu kişilerin amacı belli. Karşılarında “Durun!” diyecek dirayetli kişiler yok! Tüm dünyanın bildiği on binlerce, milyonlarca kanıtlı belgeyi, gerçek belgeleri yok sayamayacaklarını hazmedemiyorlar.
Özellikle Çanakkale’de Mustafa Kemal’i yok sayanlara, o kibirli İngiliz’in bir sözünü hatırlatmak isterim: “Şu an mağlubiyeti vücudumdaki tüm damarlarda şiddetle hissetmekteyim. Çanakkale bizimdir diyordum. Çok umutlu ve mutluydum. Çanakkale’yi geçeceğiz ve amirallerim geleneksel beş çayımızı İstanbul’da içiyor olacaklar diye düşünüyordum. Savaşı kazanmak için her şeyi hesaplamıştım. Donanma dünyanın en büyük donanmasıydı, Para, asker, cephane her şey mükemmeldi. Hepsinde çok üstündük ve mutlaka yenecektik! Ama hesaba katmadığım bir kişi vardı. Mustafa Kemal! O Mustafa Kemal ki; dünyadaki hiçbir komutanın bir orduya veremeyeceği, hiçbir ordunun da yerine getirmeyeceği bir emri vermiş ve 'Size ölmeyi emrediyorum.' demiştir. Bu söz üzerine, bir daha asla geri dönmeyi düşünmeyerek, vatanını kurtarmak için ileri atılmıştır; her bir subay, her bir nefer. İşte Çanakkale bu yüzden geçilemedi!"
"Siz vatanı için, milleti için, namusu için canını ortaya koyan böyle insanları tanımazsanız, geleceğinizi göremezsiniz, hedeflerinizi bilemezsiniz." derken Atatürk, bu günleri mi görmüştü acaba?
18 Mart’ı anarken, Türk Ulusu’nun kaderini tayin eden şehitlerimizi saygıyla selamlıyor, onlarla birlikte, güzel insan, büyük asker ve devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’ün önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum.
Canay Davran