Muhteremlerin gözlerine kestirdikleri ülkelerde ise, kurbanlık hayvan fiyatları oldukça düşüktür. Küçükbaş bir hayvanın ortalama fiyatı ‘120 ile 150’ lira arasında değişiyor. Hele bu büyükbaş hayvan olunca, ‘pay’ fiyatı daha da düşüyor. Peki, ‘aradaki fark’ nereye gidiyor dersiniz? Tabii ki muhteremlerin ceplerine."(4).
Kurban Vurgunu ve Heba Edilen Millî Servetler [Ömer Sağlam]
Bundan yaklaşık
iki ay önce olmak üzere 05.09.2016 tarihinde yayınlanan "Vekâlet yoluyla kurban üzerinden yapılan
din istismarı" başlıklı yazımızda, mâli bir ibadet olan Kurban
konusunda, "Vekaleten kurban kesme kampanyaları" adı altında
yaşanan istismarları enine boyuna dile getirmiştik(1).
O yazıda, 2016
yılı için açıklanan kurban fiyatları konusunda şöyle demiştik:
"Vekâlet
yoluyla kurban kesen kurumlar peş peşe kurban bedeli açıklıyorlar. Türkiye
Kızılay Derneği kurban bedelini, yurtiçi için 740, yurtdışı için 475 TL,
Diyanet yurtiçi için 690, yurtdışı için 500 TL, LÖSEV yurtiçi ve yurtdışı için
750 TL, Mehmetçik Vakfı yurtiçi ve yurtdışı için 790 TL ve İHH yurtiçi ve
yurtdışı için 550 TL olarak belirlemiş bulunmaktadır.
Bana göre;
bugünkü şartlarda en makul fiyatlar LÖSEV ve Mehmetçik Vakfı'nın tespit ettiği
fiyatlardır. Mesela Diyanet 500 TL'ye, Kızılay 475 TL'ye nasıl kurban
kesecekler bilmiyorum! 475 TL'ye kurban satın alınır alınmasına da o kurbana
kurban denir mi Allah bilir! O fiyata ancak 10-15 kg. eti gelebilecek keçi veya
koyun satın alabilirsiniz. Kurban fiyatlarının düşük tutulmasının bir sebebi de
belki yurtdışında kurban fiyatlarının düşüklüğü olabilir. Zira yapmış olduğu
açıklamada Diyanet, 125 ayrı ülkede 225.000 civarında kurban keseceğini
belirtmiştir.
Hesap ortada;
mesela Diyanet'in bu sene belirlemiş olduğu yurtiçi fiyatlarla 7 hisselik bir
sığıra ödeyebileceği maksimum fiyat 4830 TL'dir (7x690=4830). Bu paranın 230
TL'sini kesim masrafı olarak düşersek 7 hisse için satın alınacak bir sığırın
fiyatı 4600 TL'yi geçmemelidir! TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar'ın açıklamasına
göre; bu seneki kurbanlık canlı
hayvan fiyatlarının büyükbaş hayvanlarda kilogram başına 14 ile 22 lira,
küçükbaşta kilogram başına 11 lira ile 20 lira arasında olacağını düşünürsek ve
Diyanet'in kurbanlık hayvanları, canlı kg.ını 15 TL'den alabileceğini
varsaysak, 4600 TL'ye alabileceği kurbanlık canlı hayvan en fazla 300-310 kg.
gelecektir. Kesildiğinde %50 fire vereceğini düşünürsek böyle bir hayvandan
elde edilecek karkas (kemikli) et en fazla 150-160 kg.dır. Elbette kilosu 15
TL'ye canlı hayvan bulunabilirse. Yurtdışı için belirlenen kurban bedeli 500
TL. olduğuna göre, bu miktarla alabileceği 7 kişilik bir sığır, 3500 TL'yi
geçemeyecektir.
Bu durumda
Diyanet ve elbette kurban bedellerini düşük tutan diğer kurumlar, ya kg. olarak
hafif ve zayıf danalara ve düvelere yönelecekler ya da yine kg. olarak hafif
gelen keçi ve koyun türü kurbanlık hayvanları tercih edeceklerdir..."
Meğer
Kazın Ayağı Perdeli İmiş
Meğer kazın yağı hiç de bizim
bildiğimiz gibi değilmiş. Bu sebeple, yurtdışında kesilen kurbanlar konusunda
söylediklerimin en azından bir kısmını geri alıyorum ben! Nedeni, geçenlerde
çalışma hayatını Tanzanya'da sürdüren ve mobilya-doğrama işleri yaptığını
söyleyen Murat Gümüş isimli bir arkadaşımın anlattıklarıdır. Çünkü onun vermiş
olduğu bilgiye göre ve Tanzanya örneğinden hareketle söyleyecek olursak;
yurtdışında et ve havyan fiyatları sudan ucuz! Evet, tabirin gerçek anlamıyla
et ve hayvan fiyatları, su kıtlığı çeken ülkelerde bildiğimiz sudan daha ucuz! Murat Gümüş'ün, Tanzanya özelinde, et ve canlı
hayvan fiyatları konusunda vermiş olduğu bilgi özetle şöyledir:
"Etin kilosu, halk pazarında
12 TL(karşılığı Tanzanya şilini). Lüks markette bile kilosu en fazla 20 TL.
100-150 kg'lık bir dananın fiyatı 500-700 TL. En büyük dananın fiyatı taş
çatlasa 1200 TL. Bu fiyatlar,
büyükşehirlerdeki perakende fiyatıdır. Taşra fiyatları daha ucuz. Hatta taşra
fiyatları yarı yarıya düşer. Koyun fiyatları ise 100-250 TL arasında değişiyor.
Bu ülkede daha çok hörgüçlü Hind sığırları rağbet görüyor."
Bu durumda, yurtdışı kurban
bedelini 500 TL olarak belirleyen bir kurumun, mesela Tanzanya'da kurban kestiğini ve kurbanlık bir dananın en
fazla 1200 TL, bilemediniz 1500 TL olduğunu düşünürsek, bu paranın ancak üçte
birini kurban kesimi için harcayacak, diğer kısmını cebe indirecektir! Özetle
bu kurum, belirlemiş ve toplamış olduğu kurban bedelleri üzerinden 7 kişilik
bir kurbanlık danayı yurtdışında en fazla 1500 TL'ye satın alacak 2000 TL'yi
cebellezi yapacaktır. Kurbanları, 100 TL'ye satılan koyunlardan tercih edecek
olursa, kurbanı 100 TL'ye kesecek, 400 TL'yi hop köy sandığına gönderecektir! Kesim
masrafı ve gönderilen görevlilerin harcırahlarını da bu fiyatlara ekleseniz
bile, yurtdışında kurban kesen firmaların ve STK'ların büyük bir vurgun
yaptıkları ortadadır ki; Murat Gümüş'e ısrarla sorduğum halde, kendisi "yok abi, 1200 TL'den daha pahalı
hayvan satılmaz bu ülkede. En büyük hayvan ancak 1200 TL'ye satılıyor" dedi.
Oysa biz onun tasvir ettiği bir danayı bu sene (canlı kilogramı 18 TL.
üzerinden) 9.400 TL'ye ancak satın alabildik. Demek ki; bizim burada kişi
başına ödediğimiz fiyata, Tanzanya'da 7 kişi rahatlıkla kurban kesebilmektedir!
Bu fiyatlar elbette Tanzanya için
geçerlidir. Ancak, Somali, Kenya, Etiyopya, Çad, Çibuti, Uganda, Nijer, Nijerya,
Mali, Senegal, Kamerun, Gine, Orta Afrika Cum. ve Sudan gibi ülkelerdeki et ve
kurbanlık hayvan fiyatları da herhalde Tanzanya'dan çok farklı olmasa gerekir. Elbette
Afganistan, Pakistan, Malezya, Endonezya gibi Asya ülkeleri de aynı
olmalıdır.(Çünkü geçmişte, bize verilen bir bilgiye göre; özellikle Avsutralya
ve Yenizelenda gibi ülkelerde koyun ve keçi sürüleri sahipsiz olarak kırlarda
dolaşmakta, kurban zamanları toplanıp gemilere yüklenerek Müslüman ülkelere
gönderilmekte imiş! Yani fazla bir maliyeti olmadığı için haliyle ucuz
oluyorlar!) Mesela, Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın, TDV vasıtasıyla bu sene aralarında Çad, Nijer, Bangladeş,
Malezya ve Pakistan da dahil olmak üzere; 130 ayrı ülkenin 530 ayrı bölgesinde
kurban kestirdiğine (kestireceğine)dair haberler var medyada(2). Diyanet İşleri Başkanı Mehmet
Görmez ise "Bu seneki hedeflerinin 225 bin kurban olduğunu" söylemiş(3).
Afrika ve uzak doğudaki Müslüman
ülkelerde ucuza kurban kesilmesinden dolayı artan paraların, yurtiçinde daha
pahalıya kesilen (ve yurt içi için
belirlenen fiyatların kurban alımına kifayet etmemesi sebebiyle) diğer kurbanların
temininde kullanılıp kullanılmadığı bu STK'ları denetleyen resmi kurumların
görevi, eğer yurtdışında ucuza kurban kesilmesinden dolayı elde kalan paralar
yurtiçi kurbanların sübvansesinde kullanılıyor ise bunun caiz olup olmadığı ise
ulemanın çözmesi gereken bir dini problem olsa gerekir.
2008 yılında aynı konuya dikkat
çeken Yeniçağ Gazetesi yazarı İsrafil Kumbasar da hemen hemen bizimle aynı
düşünceleri paylaşmış. Diyor ki İsrafil Kumbasar:
"Mesela, kurban edilebilecek nitelikteki küçükbaş
hayvanların Türkiye’de ortalama fiyatı ‘250 ile 300 milyon’ lira arasında
değişiyor. Bu yüzden, Türkiye’de vekâletle kurban kesen Kızılay fiyatlarını
260, Diyanet Vakfı 260, Mehmetçik Vakfı ise 250 lira olarak belirlemiş.
Muhteremlerin gözlerine kestirdikleri ülkelerde ise, kurbanlık hayvan fiyatları oldukça düşüktür. Küçükbaş bir hayvanın ortalama fiyatı ‘120 ile 150’ lira arasında değişiyor. Hele bu büyükbaş hayvan olunca, ‘pay’ fiyatı daha da düşüyor. Peki, ‘aradaki fark’ nereye gidiyor dersiniz? Tabii ki muhteremlerin ceplerine."(4).
Muhteremlerin gözlerine kestirdikleri ülkelerde ise, kurbanlık hayvan fiyatları oldukça düşüktür. Küçükbaş bir hayvanın ortalama fiyatı ‘120 ile 150’ lira arasında değişiyor. Hele bu büyükbaş hayvan olunca, ‘pay’ fiyatı daha da düşüyor. Peki, ‘aradaki fark’ nereye gidiyor dersiniz? Tabii ki muhteremlerin ceplerine."(4).
İsrafil Bey, aynı yazısında
Türkiye'de açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan insanların milyonlara
ulaştığından hareketle, yurtdışında kurban kesilmesine karı çıkıyor haklı
olarak. Bugün insanlarımızın içinde
bulunduğu durum, herhalde 2008 yılından daha iyi değildir ki; hükümete en yakın
memur sendikası olan MEMUR-SEN bile Türkiye’deki 4 kişilik bir
ailenin açlık sınırını 1.492 TL, yoksulluk sınırı ise 4.252 TL olarak belirledi
geçenlerde(5). Hükümetten çok muhalefete yakın sendikaların ve STK'ların bu
sınırları çok daha yüksek belirlediklerinde hiç kuşku yoktur. MEMUR-SEN'in in
insaflı ve iktidardan yana tavır alarak belirlemiş olduğu bu rakamlara göre; bu
ülkede 1300 TL asgari ücretle çalışanların ve onların bakmakla yükümlü oldukları
milyonlarca insanın açlık sınırının altında yaşadığını söylemeye sanırım gerek
yoktur.
İşte böyle bir ortamda, "Vekalet Yoluyla Kurban Kesiyoruz"
diyerek, daha ucuz olduğu için yabancı ülkelerde kurban kesmek, hem ülke
hayvancılığına vurulan bir darbe, hem milli kaynakların yurtdışına aktarılması
(kaçırılması), hem de "Allah yakınlaaı
bakmayı emreder..."(6) şeklindeki Kur'an ayetiyle belirlenen
İslam'daki yardımlaşma uygulamasına aykırı bir eylemdir. Çünkü İslam,
yardımlaşmaya en yakınındaki fakirlerden başlanılmasını emreden bir dindir.
Sırf ucuza kurban kestirmek ve buradan artı para kazanmak düşüncesiyle
yurtdışında kurban kestirmek, en başta Allah'ın dinine aykırıdır efendiler.
Lütfen kendinize gelin artık...
Ömer Sağlam
____________
1- http://sessizliginsesleri.blogspot.com.tr/2016/09/vekalet-yoluyla-kurban-uzerinden-yaplan.html
2-http://www.gazetehabervaktim.com/tdv-130-ulkede-kurban-kesecek-15737h.htm,
3- http://www.diyanetvakfi.org.tr/tr-TR/site/haberler/vekaletle-kurban-programi-icin-gonullulerimizi-130-ulkeye-ugurladik-1897
4- İsrafil Kumbasar, " Kurbanı yurtdışında kesip 'avantayı' cebe indirenler"
başlıklı
yazısı,
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/kurbani-yurtdisinda-kesip-avantayi-cebe-indirenler-6149yy.htm,
5-
http://www.memursen.org.tr/memur-sen-aclik-ve-yoksulluk-sinirini-acikladi
6- Kur'an-ı Kerim, Nahl
Suresi, 16/90.
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.