Ahmet Hakan'ın Son Saygın Saati [Günay Tulun]


Ah be çocuk! 
İhtiyacın mı vardı? Önce Kanal 7 denen o ilginç şirket, sonra da Doğan Medya denen korkuya teslim olmuş o grup emeklerinin karşılığını fazlasıyla ödemedi mi? 
İhtiyacın mı vardı? İhtiyacın vardı da o yüzden mi adının başına bir daha hiç silinmeyecek bir unvan koydurttun. 

Ölümüne bağlandığın dinci gruplardan sıyrılıp bir başka ufka doğru yelken açtığında çok takdir etmiştim seni. Sevildiğin, el üstünde tutulduğun bir kümeyi terk edip tam zıt düşünceleri savunan bir yere geçmiştin. Çok kişi sana "Casus, bir projenin has adamı, yakında kokusu çıkar!" dediğinde ön yargılı olmayın, bekleyin, görün öyle değerlendirin diye itiraz edenlerden biri de bendim. Çünkü yaptığın iş, gerçekten de her babayiğidin harcı değildi. 

KÖTÜ KOKU SONSUZA DEK SAKLANAMIYOR 
Uzunca bir süre de iyi idare ettin.
İddia ettikleri o koku uzunca bir süre çıkmadı. 
Derken, öyle bir dönem geldi ki, süründüğün o pahalı parfümlerin altından hafif de olsa; farklı, garip ve itici bir koku duyulmaya başlandı. Sonunda ne kadar sıkarsan sık, parfüm şişeni ne kadar boca edersen et, o koku aklı başında duran herkesi rahatsız eder hâle geldi. 

İNSAN NASIL KÜÇÜLÜR 
Bunun doruğa tırmandığı günse bu gece Sayın Ekrem İmamoğlu'yla yaptığın o garip, o ayıplarla dolu, seni bir zamanlar savunan insanları utandıran o berbat program oldu. Davranışlarını izler, sözlerini dinler, ısrarlı saçmalıklarına katlanırken, kendimi işgal kuvvetlerinin sözcüsünü dinlermiş gibi hissettim. 

Defalarca izlediğimiz haberi tersine çevirip, AKalPe'nin Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu'nun ağzından Sayın İmamoğlu'na hakaret ettin. Şimdi ben öyle söylemedim diyeceksin ama aslında açık, seçik şunu söyledin: 
- İmamoğlu, sen "Yunanlı"sın!
Üstelik gözümüzle kulağımızla aklımızla alay ettin. O adamın söylediği sözleri söylemediğini iddia ede ede kendini küçülttükçe küçülttün. 
E, be Ahmet Hakan, senin yalanlarına mı inanacağım, gözümle kulağıma mı? 

EMİRLE ÇALIŞAN PİLLİ BEBEK GİBİ 
Mensubu olduğun ve programın yayınlandığı Demirören Medya'nın CNN Türk adlı TV'sinin program listesinde bile başlangıç ve bitiş zamanları 21.55 ila 23.55 olarak yazan programını 23.30'dan önce bitirmek için anormal bir çabaya girdin. Çünkü rezil etmeye uğraştığın Sayın İmamoğlu kurduğun çirkin tuzaklarından rahatça sıyrılmış ve konuyu, savunmaya çalıştığın AKalPe'nin yolsuzluklarının ortaya döküleceği bir yola taşımıştı. Bizler gibi sizler de yani hem sen hem de programını Ankara'dan takip eden adam ve emirberleri bunu gördünüz. Öylesine telaşlandın ve azarlanmış bir ifadeye büründün ki, "Programı derhâl bitir!" emri aldığını ekran başındaki bizler bile anladık. 

Yazının en alt kısmında yer alan zaman sayaçlı fotoğraflar, hazırlayıp yönetici sıfatıyla sunduğun o programın, devam etmesi gereken saatte başka şeyleri yayınladığınızın ispatıdır. Bakar, görür, utanır mısın bilmem ama ben, senin adına Allah'tan da kuldan da utanmaktayım. 

BENDEN SANA BOMBA BİR HABER
Ahmet! Buyur, benden sana bomba bir haber var.
Dün öğle vakti, çok güvendiğim birinden aldım bu haberi... 

Ona da Etnos gazetesinden bir dostu haber vermiş.
İmamoğlu'na iftira atan da aynı Etnos... Haberi AKalPe'li bir bakanın ricası üzerine yapmışlar. Tabii ki seve seve... Yeter ki Türkiye karışsın! 


Bu kişinin Mevlut Çavuşoğlu olduğunu da söylemişler. O da bu haberi mutlaka Rizeli birinin talimatıyla yaptırmıştır. Rizelinin kendisi söylese sorarlar: "Trabzonlular Yunanlı ise eskiden Trabzon'a bağlı olan Rizeliler nereli olur?"
Bu soruyu duymamak için Rizeli o kişi de maşa kullanmış. 
E, almayın mazlumun ahını, bazen hızla döner ve vurur, sizin gibileri süratle...

NE YAPTIN BE ÇOCUK
Ah be Ahmetçik, ah! 

Yazık! Öylesine yazık ki, isminin başına yapışan unvanlar, bundan böyle seninle bir ömür boyu gidecek! Ailene, taşıdığın Ahmet adına ve sana saygı duyanlara karşı buna hakkın yoktu. İkbal hırsın belli ki, insani değerlerinin önüne geçmiş... 

Programının başladığı saat, aklı başında insanların sana saygı duymasını şüpheli hâle getirdiğin, bittiği saatse bir daha ömür boyu o saygıdan yoksun kalacağının belli olduğu saatti. Açıkça söylemeliyim. Ahmet Hakan Coşkun için saygın saatler geride kaldı!

Bir insan kendi kendini yok eder mi?
Sen ettin be Hakan, ettin! 





Günay Tulun 20.5.2019/23.50
      




  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN