Ekonomide Kriz Var Ama Ekönömi Tıkırında [Günay Tulun]


Recep Bey’in özel eğitim bakanı, okullardaki bazı derslerin buharlaştırılacağını söyledi ya, hazır eli değmişken ekonomiyle ilgili dersleri de kaldırsın. Yoksa aynen imam ve hatip meselesindeki gibi, ekonomist bolluğundan geçilmeyecek. Her camiye bir iki ekonomi mezunu atamak zorunda kalacaklar. Sıkıntıya ve israfa ne gerek var? Dinimiz israfa karşı değil mi? Kapatın gitsin. Nasılsa başımızda üç tane ekonomi dehası var. Onlar paşa paşa idare edip duruyorlar. 

Durun, öyle hemen ”Hadi canım sen de!” demeyin. 
Sonra utanırsınız. 
Üçü de has ekonomist! 

Önce Recep Bey’den başlayalım. 
Ülke ekonomisi kötüye gittikçe her bulduğu mikrofona “Ben ekonomistim!” demedi mi? Aynı söylemi sürdürüp durmuyor mu? Gerçi üniversite diploması hâlâ yok, hâlâ aynı okulda iki ayrı öğrenci numarasıyla okumuş (!) tek insan unvanını sürdürmekte ama olsun. Ekranlara çıkıp “Ben ekonomistim!” diyor ve bir dolu yüksek tahsilli adam da ona biat edip her dediğine inanıyor ya, siz ona bakın. Üstelik o olmayan diplomasıyla yedek subaylık ve cumhurbaşkanlığı yapacak kadar da başarılı biri… 

Gelelim ekonominin başındaki Berat Bey’e… 
Bir özel liseden sonra, "İstanbul Üniversitesi’nin İngilizce İşletme Bölümü"nden mezun olup Amerika’ya uçmuş. Orada, Joseph I. Lubin School of Business’te finans üzerine yüksek lisans yapmış. 18 yaşından itibaren önemli makamlarda bulunmuş ve 29 yaşında “Çalık Grup” CEO’su olmuş. Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaparak, “Yeni Türkiye Yeni Ekonomi” köşesinde Türkiye’nin ulaşması gereken yeni ekonomik düzeni anlatmış. O kadar çok kurum ve kuruluşta yönetim kurulu başkanlığı yapmış ki sonunda kendisine bir eğitim şirketi ve vakıf, evet evet yanlış duymadınız bir vakıf kurmuş. İşler bunlarla da bitmemiş. Başarıları devam etmiş. Sonunda da milletvekili, "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı" ve en nihayetinde de "Hazine ve Maliye Bakanı" olmuş. Şu anda da hem bu görevi yürütmekte hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk döneminden bu yana elde ettiği tüm kazanımları küçülte küçülte küçücük bir keseye koyan kayınpederiyle birlikte Türkiye’mizin kalan tüm varlıklarını yönetmektedir. 
Pardon, kayınpederinin adını yazmadım değil mi? 
Belki bilmeyenler vardır, yazayım. Recep Bey'in ta kendisi... 
Berat Bey’in de ne denli başarılı olduğunu gördünüz. 
Sanırım hakkındaki fikriniz değişmiştir.

Hadi gelin, yine ekonomiyle ilgili bir okulda okumuş, aynı dalda doktora yapmış, öğretim üyeliğinde bulunarak birçok öğrenci yetiştirmiş, yardımcı doçentliğe ulaşmış, çok sayıda kitap yazmış bir başka ekonomiste bakalım: Devlet Bahçeli’ye… 
Yaptığı işleri bile sayarken ne denli başarılı bir ekonomist olduğunu görüyoruz. Gerçi bazı kıskanç tipler, hakkında; “Yardımcı doçenttir denmesine rağmen bu unvana hangi tarihte ulaştığı bir türlü öğrenilemiyor. Gerçekten yardımcı doçentse neredeyse yarım asırdır hâlâ neden yardımcılıktan kurtulamamış. Ekonomi dersinin ilk adımı ekonomi sözcüğünü doğru telaffuz etmektir, bu zat; yıllarca okuduğu, öğretmenliğini yaptığı, doktorasını verdiği, yardımcı doçent sıfatını taşıdığı, kitaplar yazdığı konunun adını bile söyleyemiyor; ekonomi yerine ekönömi diyor; hiç kimse “Der a, ne olacak!” diyemez, sade vatandaşlar söyleyebilir ama kitaplı bir ekonomi doktoru asla!” şeklinde dedikodu yapıyorlar ama siz onlara bakmayın. 

Hanımlar, Beyler! 
Gördünüz, ekonomik olarak emin ellerdeyiz. 
Hiç dert buyurmayın. Dedikoduculara da aldırmayın. 

Ah o Amarika* yok mu o Amarika!.. 
Ekönömimizi bozan o!..
Yoksa biz ileri demokrasiyle Türkiye'yi uçuracaktık!
A! ne oluyor be?
Ben neden havalandım öyle?
Neden balon gibi uçuyorum?
Tutun ipimi, yoksa Ay'a kadar giderim.
Baba, hani Ay'a dört şeritli yol yapacaktın? 

Ah baba, vah baba, sen neymişsin, sen!

Tamam tamam sustum.
Trump Amarika'dan bizi dikizliyormuş, kızar sonra!..
Kızma kızma, parasını versek de S 400, pardon ES 400 almayacağız! 

Nasılsa bizim cebimizden çıkmıyor ya!

Amarika Amarika "Ay lav yu sana"...





Günay Tulun 24.5.2019/17.30


BİLGİ NOTU:
* Amarika: 
Vallahi neden böyle dendiğini ben de anlamıyorum
ama nedense dinciler, sağcılar ve kendisini milliyetçi sa-
nanların büyük kısmı Amerika'yı böyle isimlendiriyorlar.

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN