Yalancı Talancı Kundakçı Ormancı [Günay Tulun]


Hiç kimse doğru dürüst konuşmuyor.
Hiç ama hiç kimse!..
“Tek Kişilik İktidar” her zaman yaptığı gibi olayların dozunun azalacağı ana kadar bekleyip susuyor. Yanan yerlerdeki hesaplar tamamlanıp tepkilerin dozu azalınca, ortalığa çıkıp, her zaman yaptığını yapacak ve Metro Goldwyn Mayer’in dişleri dökülmüş arslanı gibi kükreyecek.

Onun, görevli YYKY’leri de her zamanki gibi... Her taşın altından, her delikten çıkıp her kapının altından, her televizyonun ekranından “Cırk cırk” nidalarıyla odalarımızı istilaya çalışıyorlar. Şükür ki hem bizde hem de bir alt katımızda birer elektronik kovucu var. Bu ikisiyle işbirliği yaparak, Akka kalesini Napolyon’a karşı savunan Cezzâr Ahmed Paşa gibi tüm apartmanı koruyoruz.   

ONURLU (!) BİR MESLEKTİR YYKY 
YYKY olmak harika bir meslek (!). Biyoloji kitaplarında bile koca koca yer vermişler. İlgili bölümün  başlığında "OMURGASIZLAR" yazıyordu. Bizim aklımız almıyor ama demek ki, omurga olmadan da yaşayan farklı insan türleri de varmış.

Bu yaratıklar, su sıkmak yerine, doğrularla uzak yakın ilgisi olmayan yalan ve iftira salvolarıyla yangınlara müdahale ediyorlar. Sürekli olarak; yeşil renkli, üzeri resimli, el kadar boyutlu kaliteli kâğıttan yapılmış yemeklerle beslendikleri için zihinleri hep açık hep berrak!

“YYKY'nin gazete, televizyon ve sanal medya dâhilerine de bayılıyorum. Hele TV programlarına çıkardıkları 'hokus pokus’ düzeyindeki akademisyenler yok mu, müthişler! Hepsi birlik olmuş, ellerine aldıkları değerli (!) gazete ve akademik (!) intihaller”iyle alevlere “Kışt kışt!” yangınlara da “Geh pisi pisi, geh!” yapıyorlar. 

Ah anam, ah! Bilmiyorlar ki, tüm bu yangınları “Benim İki Ayyaş'ım, Kılıçdaroğlu yok mu o Kılıçdaroğlu'm, en küçük para birimimiz olan 1 kuruşun ¼’ünü çalan ve upuzun, koskocaman bir aylık görev süresi içinde İstanbul’u sele teslim eden İmamoğlu”m yapıyor.

Aptal, abdal, akıllı, cin, kurnaz, aymaz, ukala, bilgin kim varsa beni dinlesin:
- Hiçbir yangın, bir mucize olmazsa asla birkaç yerde birden başlamaz.
Bir yerden?
- Tamam!
İki yerden?
- Eh, zor ama seni mi kıracağız ona da tamam diyelim.
Üç ve daha fazla yerden?
- De get len! Sen hepimizi kendin ve YYKY'lerin gibi dangalak bellemişsin zahir!..

İZMİR'İN KAVAKLARI ONLARI YAKAR ARIZALI ADAMIN ADAMLARI 
Dün İzmir’de, yangın çıktığı takdirde, rüzgâr hangi yönden eserse essin insanın rahatça yangının yayılma imkânı olmayan yöne kaçabileceği yolu olan bir orman alanında kundakçı yakalandı. Polis değil, jandarma değil, korucu değil, ormancı değil, vatandaşlardı yakalayanlar.

Beyzadem; elindeki alev makinesini sallaya sallaya suçüstü yapanlara bağırıyor:
- Gidin şikâyet edin! 
- İstediğiniz yere şikâyet edin!

Adam, “Orman Bakanlığı”nın “Orman Genel Müdürlüğü”nde görevli bir orman memuru… Üniforması da üstünde... Maaşını bizden alıyor ve hayat damarlarımızı yakarak velinimeti olan bizleri öldürmeye çalışıyor. Öyle de rahat ki!..
- Ben görevlendirildim!
- Gidin mahkemeye verin!
İnsanın aklına hemen şu soru geliyor: " Acaba tüm Türkiye’de, içine tıka basa güven pompalanmış kaç alevci var? Bu yılın diğer yangınlarında neredeydiler?"
YAPMA BE HALKÇI İRFAN KARDEŞİM 
Darılmasın ama bir sözümde Halk TeVe ve çok sevdiğim İrfan Değirmenci’ye…
- İroni de olsa o sözleri söyleme! Çünkü onları gerçekmiş gibi ele alarak sizleri de tanık gösterip propaganda yapan öyle çok hainimiz ve onlara inanan öyle çok aklı kıt insanımız var ki! Duyar duymaz nefes bile almadan başladılar zaten!.. 

Halk TeVe ’de ne söylendi ki onlara serzenişte bulundum.
İroni ya da ciddi, bunun kontrollu bir yangın eylemi olabileceğinden söz edildi.

BÖYLE KONTROLLU YANGIN OLMAZ
Lütfen, biraz bana kulak verin:
- Kontrollu yangın, asla ve asla, tek hatta iki hatta üç kişilik ekiplerle yapılmaz.  
- Kontrollu yangının çıkarılacağı yerde, çok fonksiyonlu iş makineleri konuşlandırılır.
- Kontrollu yangının çıkarılacağı yerde, itfaiyenin ekip ve araçları da hazır bulunur.
- Kontrollu yangının çıkarılacağı yerde, tıbbi personel ve cankurtaran araçları olur.
- Kontrollu yangını çıkaracak personelin elinde "görev belgesi" olarak adlandırılan,
   yetkililerce imzalanmış görevlendirme belgesi olmalıdır.

“Gülmeli mi ağlamalı mı” deriz ya, ülke söz konusu oldu mu bu sözler hiç yakışmaz.
Çünkü gülüp ağlayabilmek için önce cesaretle ortaya çıkıp yanlışları söyleyebilmek ve doğruları da alkışlayabilmek gerek. Bizler gibi Arap terbiyesinin bulaştığı toplumlarda yanlışlar, haksızlıklar karşısında susulur, hatta doğru mu yanlış mı diye araştırmadan yapılanlar alkışlanır, yerin kulağı olduğu için itirazlar ses geçirmeyen alanlarda dedikodu fısıltılarıyla yapılır. Aynen şöyle: 
- Haberiniz var mı? Ormanlarımızı bilerek, isteyerek rant için yaktırıyorlarmış. Emir yüksek yerden gelmiş!

Duyamadınız değil mi? Orada çizgi değil gerçekten söylenmiş iki cümle var. Ne dediğimi anlamak için Sherlock Holmes’in pertavsızı da yetmez. Birkaç kez büyüten mikroskop, teleskop ya da o satırı kopyalayıp bir yerde büyütecek sabır lazım. Aynen sizlerin de fısıltıyı bırakıp ses çıkarmaya başlamanızı bekleyen vatanımız gibi... Vatan hizmet bekler, korkup saklanmak değil!

BENİM KURUMUM “TÜRK HAVA KURUMU”
Türk Hava Kurumu’nun uçak, teçhizat, personel ve bilgi birikimi konusunda baştan beri yalan söylenmekte… Dişleri dökülmüş, kerameti kendinden menkul uyduruk arslanlar gibi değil, gerçek arslan gibi hazır hepsi…

Ellerinde amfibik yani iki tür görev yapabilen, geceleri ay ışığında bile çalışabilen, en karanlık havada bile basit bir aydınlatmayla işine devam eden uçaklar var. Hepsi de bakımlı... Onları bu işlerden uzak tutma nedenini bilmeyen, anlamayan varsa o, ya bu ülkeye layık bir vatandaş değildir ya da vatan hainidir ki anlamamazlıktan gelerek kişisel çıkarlarının peşinde koşmaktadır.

Konuyu daha önce yazdım. Yazılarım orada burada ama hep meydanda, dileyen okur ama burada da özetleyerek anlatayım.
- Tarıma ne yapıldıysa yangın konusunda THK’na da o yapıldı!
- Sanayimize ne yapıldıysa yangın konusunda THK’na da o o yapıldı!
- Ordumuza ne yapıldıysa yangın konusunda THK’na da o yapıldı!
- Cumhuriyet’in tüm kazanımları nasıl yok pahasına satılıp parası saraylarda çarçur edildiyse, biraz argo olacak ama “THK da aynı numaralar çevrilerek satışa getirildi”.
- Cumhuriyet’in tüm atılımları nasıl silinmeye çalışılıyorsa THK’na uygulanan da o!
- Tek kişilik AKalPe Hükûmeti 18 ada ve 1 kayalık grubumuzu sinsice nasıl Yunan’a verdiyse yangın konusunda da aynı sinsilikle THK devre dışı bırakılarak, pardon daha açık yazmam gerek, özellikle devre dışı bırakılarak, iş yandaş bir mimarlık firması üzerinden Kanadalı iş bilmez bir helikopter firmasına verildi. Yangınların arka planlarından öylesine pis kokular yükseliyor ki, yarın öbür gün birilerine rant sağlamak için; yabancılardan, örneğin Ruslardan uçak alınmaya kalkışılabilir. Yangınlardan sağlanan rant da böylece büyür. Maksat Türkiye zarar görsün. Türkiye kıpırdayamaz hâllere düşsün! Sergilenen bu kaotik durum sırasında da Türk Hava Kurumu yok olsun. Nereden çıkardın diyebilecek biri var mı? Yoktur sanırım. Olsa bile bende oluşan kanı bu...

Bunları bilmeyen kaldı mı?
- Kanada sözü, ülkemi siyanürle zehirleyen bir başka Kanadalıyı hatırlatmıyor mu!
- Kanada firmalarının Dünya'nın doğasını yok ettiğini bilmeyeniniz var mı?
- Kanadalıların Türkiye’deki o pek gizli ortakları kimlerdir, bilmeyen kaldı mı?
- Bakan denen özel sekreterler, hangi çalışma karşılığı bizden maaş almaktadır?
- Tek kişilik AKalPe Hükûmeti’nin Türkiye'yle ilgili hayırlı bir amacı varsa o nedir?

MELİH GÖKÇEK'İN FI(Ş)KİYESİ Mİ HELİKOPTER Mİ 
Helikopterle yangın söndürmekse dâhiyane (!) bir fikir.
Bu konudaki fikrimi de yazdıklarımı da herkes bilir.
İnsanın aklına ister istemez, Melih Gökçek'in fı(ş)kiyesi mi yoksa helikopter mi daha yararlıdır diye sağa sola sormak geliyor. Dâhidir (!) bizim siyasiler, dâhi (!)… Dâhi olamayanlarsa şakşakçı!

Uçakla helikopterin su taşıma kapasitelerini uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Birisi dev sarnıçları taşır, diğeri çocukların kumda oynadıkları kovayı...
Bir de askerî yangın söndürme uçakları var ki, onlar okyanusları taşıyor.

Az daha atlıyordum. Bunca sıkıntının üstüne Allah'tan ki yüzlerimizi güldürecek yeterli sayıda komedyenimiz var. Efendim, "Tek Kişilik AKalPe Hükûmeti"nin emriyle iş tutan ama ülkemiz yararına ne yaptıklarını bir türlü öğrenemediğimiz bakan denen özel sekreterler ve onlara bağlı laf ebeleri, YYKY mimarlık şirketinin Kanadalı "şeylerini" savunmak için şöyle demekteler:
"Uçaklar çok hızlı olduklarından suyun üstünde duramıyor, istenen noktaya su atamıyor bu yüzden de etkisiz oluyorlar."
Tam gülmekten yerlere yatacaktım ki ülkem aklıma geldi ve suratım asıldı. Bu insanlar ya ne dediklerini hiç bilmiyorlar ya da bizi 4/4'lük salak bellemişler.

Bir yararı olacaksa şu soruma cevap düşünsünler:
- Jet savaş uçakları büyük bir hızla uçarken nokta vuruş ve imhası yapıyor. Peki nasıl oluyor bu? Cevap bulabileceğinizi sanmıyorum. Çünkü öyle büyük atıyorsunuz ki civcivler bile yemiyor artık. Yeteri kadar civcivin ahlakı yalanlarınızla bozuldu zaten. Az frenleyin artık! 

MUHALEFET
Benim gibi sabır küplerini bile çatlatacak muhalefetimiz ve çok çok önemli olayları anlatırken ağzından çıkanı fark edemeden konuyu yumuşatıveren sözcüleri var. Nedense çoğu fikir birliği etmişçesine Bay Recep'i "masum, kandırılan, garip" konumuna oturtup danışmanlarına yükleniyorlar.
Akılları sıra zekâ oyunu yapıyorlar.

Bayanlar Baylar! O Bay Recep var ya o Bay Recep, danışmanlarını da bu kafada oldukça sizleri de sulu dereye götürüp su içirtmeden getirir de yine yine yine götürüp susuz getirir. Ha bire götürüp getiriyor da zaten, fark edin artık!

Bir kısmının büyük çaba harcadığını biliyorum ama bu ülkenin muhalefeti böyle olmamalı... Yoğunlukları düşük, lagar, acur ve kovalaklar.

Onlara yardımcı olacak fikirler mutlaka vatandaşın en az 1/3'ünde de vardır ama dinleyecek kim? Bize hiç olmazsa şunu söyleyin: Vatanımıza yapılan her kötülüğün hesabını, alt kademeden en üst kademeye kadar herkesten soracak mısınız? Yoksa "Devri sabık yaratmayacağız!" diye her şeyin üstünü örtecek misiniz?

Biliyorsunuz ki bu iyi bir numaradır, İktidara gelenler "millî birlik, bütünlük, barış" havaları pompalayarak, kendi iktidarları döneminde yapılacak hataların, ileride sorgulanmamasını sağlamak için böyle bir yola başvururlar. Yani "Ben dokunmam suçlarına, sen de benimkilere dokunma!"...

Yaza yaza sizleri de bıktırmak istemem ama bu tür işlerin ardı arkası kesilmediği, hainlikler kâh orada kâh burada kâh kapının arkasında sürüp gittiği için yazılanların boyu ne denli uzun olsa da yapılanlar yanında kısa kalıyor.

DUA
Allah’ım ülkeme yardım et!
Allah’ım ülkesinin çıkarının nerede olduğunu fark edemeyenlere akıl ver!
Allah’ım ülkesinin elden gitmekte olduğunu anlayamayanlara anlama yeteneği ver!
Allah’ım üç kuruşluk hem de geçici bir menfaat uğruna ülkesinin yok edilmekte olduğunu gördüğü hâlde buna zerre aldırmayan, hatta savunan hainleri vatanını seven kullarından kıl; onlara milletini sevmeyi ve saygı duymayı öğret!
AMİN! 



 Günay Tulun 20.8.2019


  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN