-Davud aleyhisselamın torunu tarafından öldürülmesiyse "Yahudilere dokunanların önünde sonunda Yahudiler tarafından cezalandırılacağının, caydırmayı amaçlayan korkutucu bir ilanı"dır.
HRİSTİYANLARCA DECCAL
Kimine göre yarı insan yarı şeytan, kimilerine göreyse tamamen şeytani bir yaratıktır. Ahir zamanda belireceği, ibadet edilen her şeye karşı çıkacağı kabul edilir. İblis ona; güç, kudret ve hâkimiyet yeteneklerinden bir kısmını vermiştir. Kendisine tapanlar olacaktır.
Genelde; Antichrist yani İsa aleyhisselam karşıtı, “Antimesiah, Sahte İsa, Sahte Mesih, helâk oğlu, devil, satan, fesat adamı” olarak tanımlanır. Kitâb-ı Mukaddes'in I. Yuhanna, II. Yuhanna; Yeni Ahid'inse Matta, Lukas, Vahiy, Selânikliler'e II. Mektup gibi bölümlerinde bahsi geçer. Süryanice Yeni Ahid'de ondan Mesiha Daggala olarak söz edilir.
Bu yaratığın, çok kişiden oluşmuş bir topluluk olduğunu ileri sürenler de vardır. Katolik İncil yorumcularının çoğuna göreyse tek kişidir. Markos ve Lukas İncillerinde, seçilmiş kişileri dahi sapkınlığa düşürebilecek olağanüstü şeyler oluşturabilme yeteneği nedeniyle ondan uzak durulması önerilir. Bazı İncil yorumcuları, altmış dörtten fazla Deccal'in geleceğini ve Yahudilerin, bunlara inanacağını iddia eder. Aynen olmasa da Yuhanna İncil'inde de bunu görürüz. Neden olarak da "Mesih'i reddetmeleri" anlatılır.
Matta İncil’inin bir yerinde şöyle yazar:
"İsa'nın öğrencileri 'Dünyanın sonunun belirtisi ne olacak?' diye sordular. İsa onlara dedi ki: 'Sakın kimse sizi saptırmasın. Çünkü birçokları benim ismimle gelip Mesih benim diye birçoklarını saptıracak. Birçok yalancı peygamber de birçoklarını saptıracak. Fesat çoğalacağından birçoklarının sevgisi soğuyacak. Sona kadar dayanan kurtulur."
Katılır mısınız bilmem ama düşüncem şu:
Özellikle Orta Çağ'dan itibaren Hristiyan Dünyasında egemen olan Deccal fikri; halkın kiliselere biat etmesi için abartıldıkça abartılmış, böylece cahil halk Deccal korkusuyla tir tir titrerken, ruhbanlık güçlenerek, egemenliği tartışılamaz bir sınıf hâline gelmiştir.
MÜSLÜMANLARCA DECCAL
“Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu teala aleyhi vesellem”den aktarıldığı iddia edilen hadis külliyatında da Deccal kavramına rastlamaktayız. Deccal'li hadislerle "Diyanet İşleri"nin pazarladığı kitaplarda da karşılaşırız. Bazıları o hadislerin doğrulanır nitelikte olmadığını, Yahudi ve Hristiyanlardan Müslümanlığa bulaştığını söyleyerek tümünü kesin bir tutumla reddeder.
Deccal sözcüğüne, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de rastlayamazsınız. Bir kısım Kur'an yorumcuları gizlice işaret edildiğini söylese de bu kuramdan öte gitmez. Çünkü Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim-i okuyup anlamamız için göndermiştir. Bir kısmı da Deccal olgusunu yukarıda değindiğim gibi tümden reddederek “Deccal bahsi uydurmadır” der. Kur'an'da olmayıp hadislerde olduğunu savunanlar da vardır. Onlar, bu hadislerden örnekler de verir. Hatta sallallahu aleyhi vesellem efendimizin Deccal'in fitnesinden korunmak için namazda dua ettiğini anlatırlar. Yine o dönemde, İbn Sayyad adlı birinin Deccal olduğuna dair söylentiler de çıkmıştır. Hazreti Ömer’in, "Bu adam Deccal'dir!" diye yemin ettiği, aynı ortamda bulunan Peygamber aleyhisselamınsa hiç ses etmediği ve ses çıkarmamasının da iddianın doğruluğunu ispatladığı ileri sürülmüştür.
Tüccar olduğunu sandığım Temim ed-Dârî adlı gezginin adı verilerek yapılan bir rivayet daha vardır. Bir grup insanla birlikte, ıssız bir adada, isminin Cessase olduğunu söyleyen bir hayvan aracılığıyla Deccal'le görüşen Temim ed-Dârî, zincire vurulmuş durumdaki Deccal'in "Günü gelince ortaya çıkacağım!" dediğini Muhammed aleyhisselama anlatmış ve Muhammed aleyhisselam da bu anlatıdan, "ashabına söyledikleriyle benzer" olması nedeniyle mutlu olduğunu söylemiştir.
Peygamberim Hazreti Muhammed Mustafa aleyhisselamdan aktarıldığı iddia edilen hadislerden birinde, “Ümmetimden yirmi yedi tane yalancı Deccal çıkacak. Onlardan dördü kadındır. Bense peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra peygamber yoktur." yazmakta… O tabii ki peygamberlerin sonuncusudur. Buna hem dinen hem kalben hem de mantıken inanmaktayım.
Bazı "Deccal, Mesih, Mehdi" yorumcuları, ahir zamanda Mesih İsa'nın yani İsa aleyhisselamın zuhur edeceğini iddia ederler. Bu iddia son peygamber gerçeğine aykırıdır. Yalnız benim inançlarımla değil, aleyhisselatu vesellem efendimizin sözleri ve Kur'an-ı Kerim'le de terstir.
"Hazreti Âdem'in yaratılışından itibaren kıyamete kadar geçen süre içersinde Deccal'den daha büyük bir olay ve fitne yoktur.” hadisi insanları teyakkuza davet eden önemli bir uyarıdır.
"Deccâlin beraberinde cennet ve ateş vardır. Cennetin ve ateşin misli vardır. Deccâlin cenneti ateş, ateşi ise cennettir.” hadisi de insanları korkutucu sondan kurtarabilecek uyarılardandır.
“Ben, Deccal ile beraber olanı ondan daha iyi bilirim. Onun yanında akan iki ırmak vardır. Bunlardan biri beyaz bir su gibi görünür. Diğeri alevlenmiş ateştir. Sizden biri ona yetişirse ateş olarak gördüğü ırmağa gelsin. Sonra başını daldırıp ondan içsin. Çünkü o, soğuk bir sudur. Deccal’in sol gözü yoktur, üzerinde kalın bir perde vardır. Alnının ortasında kâfir yazılıdır. Okuması olan olmayan her Müslüman o yazıyı okur.” sözlerinin de sevgili peygamberimize ait olduğu rivayet edilir.
Katılır mısınız bilmem ama düşüncem şu:
Eğer aleyhisselatu vesellem efendimizce söylenmişse Deccal'e de inanırım, ahir zamanda gelecek Deccallerin yirmi yedisinin sahte birinin gerçek, o yirmi yediden dördünün kadın yirmi üçünün erkek olacağına da... Çünkü o, "Yücelerden Yüce Rabb'im Allah"ın elçisi ve yalana alıştırılmış biz gariplerin aklının alamayacağı kadar dosdoğru bir kuludur.
DECCAL'İN ÖZELLİKLERİNİ ÖZETLERSEK
Dicle Irmağıyla aynı kökten gelen ve Süryanicedeki “Daggala” sözcüğünden türeyerek Arapçaya geçtiği sanılan Deccal; göstereceği olağanüstü olaylarla insanları büyüleyen, dinlerinden çıkaran, sapkınlığa iten, kötülüklere taşıyan şeytani bir yaratıktır. "Ne zaman gelecek?" derseniz, sizlere ancak “şu an içinde bulunduğumuz ahir zamanda ve İsa aleyhisselamın ikinci kez dünya gezegeninde ortaya çıkmasının yaklaştığı bir dönemde” rivayetini işaret edebilirim. Belki dün geldi, belki gelmekte, belki de gelmesine daha çok var. O günü hiç ama hiç kimse bilmiyor. Aynen ne zaman öleceğimizi bilemediğimiz gibi...
"İkiyüzlü, hilekâr, çok rahat bir şekilde yalan söyleyen, insanları kandıran biridir." ve bu tanım bazı Arapça sözlüklerde Deccal sözcüğünün tam karşısında yer alır. Türkçe sözlüklerdeyse "dinsel inanışlara göre kıyamete yakın ortaya çıkacak kötü yaradılışlı yalancı kişi" olarak tarif edilir. Türkiye'de; "yalancı, dedikoducu, ara bozan, fesat, fitçi, müfsit, münafık, müzevir, insanların arasına nifak sokan, ordubozan olarak tanımladığımız kişiler"e de deccal deriz.
Dünyada da genel olarak, ne denli kötü biri olduğunu vurgulamak ve halkı o korkuyla terbiye edebilmek amacıyla "Orta Çağ’daki tüm tarif ve tasvirlerde; kör, topal, çirkinlerden de çirkin, mide bulandıracak kadar iğrenç biri" olarak gösterilmiştir.
Aslında karakter olarak; çirkinden de çirkin, iğrençten de iğrenç, ahlahsızdan da ahlaksız, namussuzdan da namussuz, hilekârdan da hilekârdır. Bir iddiaya göre, insan olmadığı hâlde insan şekline bürünerek dünyaya gelecektir. Haindir, zalimdir. Yakışıklı değil, çirkin sayılanlardandır. Bir gözünün yerinde kalın bir perde olduğunu belirten hadisin mecazi anlamda olduğu ifade edilir. Bu hadis, bazı yorumculara göre, "kendi sonunu ve ahiretteki hâlini düşünemeyecek denli dünya nimetlerine bağlı" olacağı anlamı taşımaktadır.
Mecazen devdir, yani uzun boyludur. İnsanların arasına nifak sokması nedeniyle "Fitneci Kral, Şeytani Kral" olarak da anlatılır. Dost gibi davrandığı kişileri bir anda düşman ilan edebilmesi, geçtiği her yerde sanki tek kişilik çekirge sürüsüymüşçesine insanların gıda olarak kullanabileceği her şeyi yok ederek onları açlığa itmesi; ağaca, suya, doğal yaşama yani "Doğa"ya, kültüre ve kültür mirasına dolayısıyla da sanatın her türüne karşı olması, başkalarının mallarına el koyması, içinde yaşadığı ve eriştiği her ülkenin hazinesini yağmalaması, lüks ve şatafat içinde saraylarda yaşamaya meraklı olması, sürekli bir doyumsuzlukla her şeyi çalma çabası, hoşlanmadığı insanları hapislerde çürütmesi hatta rahatlıkla öldürtebilmesi, sahtekârlıkta zirve yapması, yalana, iftiraya ve savaş çıkarmaya düşkün olması onun özelliklerindendir.
Kendisini önce peygamber daha sonra da tanrı olarak tanıtacak ya da peşine takılan hayranlarıyla kuracağı ordunun askerleri tarafından öyle olduğu lanse edilecek ve o da bu duruma itiraz etmeden başlangıçta peygamber, sonra da tanrı rolü oynayacaktır.
Cahildir ama kendisini öylesine pazarlar ki dünyanın en büyük bilgini sanırsınız. Çok akıllıdır. İnsanları koruyan, kollayan, aydınlatan, dinine çok bağlı biri gibi davranacaktır. Sinsidir. Kurtarıcı gibi konuşacak, kendisini tanrısallık figürleriyle pazarlayacak, mucize gibi gelen kerametler gösterecek, hitabetiyle büyük kitleleri peşinden sürükleyecek, onlar tarafından tapılırcasına sevilecek, peşinden koşan kitleleri istediği şekilde yönlendirdiği gibi bilim merkezlerini, kolluk güçlerini, orduları da yönetecektir. Her işin altından kalkabilecek derecede beceriklidir.
Kurulu düzenlere karşıdır. Fitne konusunu çok iyi kullanır. Kendisi fitne çıkarırken karşıtlarını fitnecilikle suçlar. Dünyaya gerçek fitneyi o yayacaktır. Ahir zamanda çıkacak fitne, fesat, savaş ve kaoslar onun ya da ona hizmet edenlerin eseri olacaktır. Kendisine bağlı olanlar, ihtiyaçlarını onun eliyle karşılamaları nedeniyle gerçeği göremeyecek, saçtığı kötülükleri fark edemeyecek, tam tersine onun dalga dalga yayılan fitnesine ayak uyduracaktır.
"Bir yanında su diğer yanında ekmek dağları olduğunu anlatan hadis"in yorumuna göre kendisine biat edenleri türlü olanaklarla tatmin edecektir. Onun vaat ettiği cennet, kendisine bağlı olanlara tattıracağı dünya zevkleridir. Kadın ve erkek dâhil hoşlarına gidecek her türlü zevk ve imkânı taraftarlarının önüne serer, onlara mutluluk verici şeyler sunar. Makam, mevki, ün, armağan ve maddî imkânlar vererek onları dünyevi bir cennette yaşatır. Tüm bunları yapar ama karşıtlarının yaptığını iddia ederek onları suçlar.
Kendisine biat etmeyenleri itibarsızlaştırır. Onlara yokluk, huzursuzluk, işkence ve azap içinde geçecek cehennem hayatı yaşatır. Suçsuz insanların özgürlüklerini ellerinden alır, hatta öldürtür.
DÖNEMİN DECCAL'İ KİM
Tüm bu bilgileri, değişik din ve uluslara ait çok sayıda eserden derledim. Bu konuda bir hayli zaman harcadım. Yalnız bu nedenle bile en başta sorduğum soruyu bir kez daha sizlere yöneltmenin hakkım olduğuna inanıyor ve açıkça soruyorum:
Bu efsanevi canavar ya da o canavarın yirmi yedi farklı sürümünden günümüze denk gelen kişi sizce kim olabilir? Kim kim kim?
Günay Tulun 24.2.2020