Milliyeti İnkâr Kâfirliktir [Ömer Sağlam]

Hazır gündemde iken söyleyelim; Hz. Peygamber Kadir Gecesi'nin Ramazan'ın hangi gecesi olduğunu söylememiştir.
Daha doğrusu kendisine bildirilmediği için söyleyememiştir. Sadece "Kadir Gecesi'ni Ramazan'ın son 10 günü içinde arayın" şeklinde kendisine atfedilen bir rivayet vardır.

Dolayısıyla; Peygamberlerin gaibi, yani olmamış ve olacak olayları, kendisine bildirilmemiş hadiseleri ve haberleri, bilme yetenek ve yetkisinin olmadığı, bu kudretin sadece Tanrı'ya ait olduğu Kur'an ayetleriyle sabitken(1) önce Peygamber'e, geleceğe ve ahiret gününe ilişkin birçok uydurma hadis nispet edip, sonra da bu hadislerden hareketle bazı olayları ve olguları, bu hadislerle yorumlamak suretiyle, Müslümanlar arasında çatışma noktaları oluşturanlar, toplum kesimleri arasına nifak ve düşmanlık tohumları ekenler vallahi ziyandadırlar.

Bu tür bilgiler vermek yerine, ekranlarda ve büyük Türk Milleti'nin gözünün içine bakarak, dayanaktan yoksun bilgilerle ve kavramın mahiyetinin ne olduğunu bilmeden "TÜRKÇÜLÜK HARAMDIR" demek, abesle iştigaldir ve Tanrı'nın öngördüğü ve ayetiyle sebebini açıkladığı (2) milliyeti inkar etmek, kâfirlikle eş değerdir.

Madem çoğu uydurulmuş hadislerle amel ediyorsunuz da Peygamber'in, Hücurat Suresi'nin 13. ayetiyle de uyum içindeki şu hadisini neden ısrarla görmezden geliyorsunuz?
Hz. Peygamber'den rivayeten:
Vasile b. El-Eska’ anlatıyor: Hz. Peygamber (a.s.m)’e “Kişinin kavmini sevmesi asabiyet/ırkçılık sayılır mı?” diye sordum. “Hayır, asabiyet/ ırkçılık, kişinin kavminin yaptığı zulmüne yardımcı olmasıdır.” diye buyurdu.(3)

Din kisvesine bürünen bir kısım zevat, Hz. Peygamber'e nispet edilen ve neredeyse Irkçılık yaparcasına, Cemel ve Sıffin Savaşlarında birbirini boğazlayan bir kısım Kureyşliyi cennetle müjdeleyerek onlara ayrıcalık tanığına ilişkin uydurmayı doğru kabul ediyor ve ballandıra ballandıra anlatıyor da, benim milletime dair en küçük bir sevgi gösterimi bile ırkçılık olarak adlandırmak suretiyle "TÜRKÇÜLÜK HARAM" diyor ey Müslüman.

Arap ulularının uydurulmuş hayat hikâyelerini, cami kürsülerinden ve televizyon ekranlarından gözyaşları içinde ve dini bilgi adı altında geniş kitlelere anlatarak Arabizmin dibine vurduğunun ya farkında değiller, ya da bunu maksatlı olarak yapıyorlar.

Bu tür uydurma rivayet, menkıbe ve hikayeleri iyiden iyiye ticaret aracı haline getirdiler ki; Allah bu insanları şöyle uyarıyor kitabında: "Allah’ın indirdiği kitabın bir bölümünü gizleyenler ve onu az bir karşılık için satanlar yok mu, onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Allah kıyamet gününde onlarla konuşmayacak, onları arındırmayacak! Onlar için elem verici bir azap vardır. Onlar, doğru yol karşılığında sapkınlığı, mağfiret karşılığında azabı satın almış kimselerdir. Ateşe ne kadar da dayanıklılarmış!"(4)

Şarlatanın hani o gözyaşları içinde salya sümük bahsederek duygu sömürüsü yaptığı, çoğu Hz. Peygamber'i görmüş Arap uluları var ya; onüçbini Cemel Vakası'nda, yetmişbini de Sıffin Savaşı'nda olmak üzere tam 83.000'i, sırf siyasal iktidarı ele geçirmek için gözlerini kırpmadan birbirlerini boğazlamışlardır!

Cemel (656) ve Sıffin (657) savaşları, sanma ki; gayrimüslimlerle ve Allah yolunda yapılan savaşlardır.
Hayır!
Bu savaşların her ikisi de Arap'ın bir türlü sonu gelmeyen kanlı iktidar mücadelesinin başlangıcını oluşturan iç savaşlardır. Ki; içinde Hz. Peygamber'in en yakın akrabaları bile vardır.
Mesela eşi Ayşe, damadı Ali...

Hani senin Alevilik ve Sünnilik adı altında karşıt gruplara bölünerek asırlardır kanlı ve kansız yaptığın Mücadeleler ve birbirinize karşı yan ve şaşı bakmalar var ya; kökeni işte Arap'ın bu iktidar kavgasına dayanmaktadır.

Lütfen aç gözünü artık Müslüman!
Lütfen aç gözünü artık Aziz Türk Milleti!

DEVLET ELİYLE ATATÜRK'E SALDIRI YAPILIYOR 
Eskiden Atatürk heykellerine ve büstlerine balta ve tahralarla saldırıyor, saldırganlar meczup diye geçiştiriliyordu. Bu tür saldırılar artık devlet görevlileri tarafından yapılıyor.
Peki bunlara da meczup mu diyeceğiz?
O halde bazı kamu kurumları meczuplar tarafından mı yönetiliyor diyeceğiz?
atatürk

23 Nisan'da Atatürk afişlerini ters asan kafa, 19 Mayıs'ta da muhtemelen sırf Atatürk adını anmamak için "Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı" demek yerine "Cumhuriyet Bayramı" demiş bulunuyor.98019480_10158640734784396_5657357804491505664_n

TRT Haber kanalında aynen böyle yazıyordu çünkü: "19 Mayıs Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun"
Atatürk'e "İngiliz Ajanı" diyen ve devletin üniversitesinde öğretim üyesi olan profesörler bile var artık.

Bunlar, tesadüfle ve hata ile açıklanamaz.
Atatürk'e resmen sinsi ve sistematik bir saldırı var efendiler.
Üstelik de devlet eliyle yapılıyor bütün bunlar!
Bunu yapan kamu görevlileri hakkında işlem yapılmadıkça, bu tür olaylar hep devletin adıyla anılacaktır; maalesef...





 Araştırmacı Yazar Ömer Sağlam 20 Mayıs 2020

1-Yunus/20; Hud/123; Nahl/77; Neml/65; Hücurat/18; Enam/50; Hud/31; Araf/188.
2-Hücurat/13
3-Ahmed b. Hanbel, 4/107; Mecmau’z-zevaid, 6/244).
4-Bakara/174-175

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN