Kavakçılar ve Turgay Güler'in Fasulye Gazı [Günay Tulun]

 

KAVAKÇILAR
Kavakçılar derken kavak ticaretiyle iştigal edenleri kastetmiyorum. Evet, bu insanlar da tüccar ama onların uzmanlığı din üstüne... Ayrıca tüm sülale  AKalP'nin genel başkanı Bay Recep'in inanılmaz koruması altında... Reis korursa tabii ki "vekiliyle bakanıyla yandaşıyla yoldaşıyla koldaşıyla yağdaşıyla troldaşıyla" birlikte tüm AKalP'liler de korur. Koruyorlar da...

Koruma sözüme mim koyun lütfen! Gürcü kökenli İslam Hukuku Profesörü Yusuf Ziya Kavakçı’nın kızı olan Merve Safa Kavakçı; Fazilet Partisi'nin eski Milletvekili, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı ve Türkiye'nin Kuala Lumpur Büyükelçisi... Onu 21. Dönem 1. Yasama yılındaki yemin töreninde Nazlı Ilıcak destekli provokasyonuyla hatırlarsınız. Onun bu provokesi sonucunda iş, milletvekili seçildiği partinin kapatılmasına kadar gitmişti. Oysa başkanı rahmetli Erbakan olay yaratmamasını sıkı sıkı tembihlenmişti. Onun da bilmediğiyse yemin töreninden birkaç gün önce, nedeninin sonradan anlaşıldığı bir plan için gizlice ABD vatandaşı olmuştu.  Adını "w" ile Merwe olarak yazıyormuş.  

Merve Hanım'ın kızı Mariam Ali Kavakçı, Recep Tayyip Erdoğan'ın özel danışmanı; diğer kızı Fatıma Gülham Abushanab bilgim yetmediğinden anlayamadığım bir işe sahip, Cumhurbaşkanlığı uzmanıymış. Biden'le Erdoğan arasındaki görüşme dâhil son zamanlarda Erdoğan'ın özel çevirmeni olarak görüntü veriyor. Merve'nin kız kardeşi Ravza Kavakçı, AKalP'nin İstanbul Milletvekili... Diğer kız kardeşi Elif Kavakçı ise "Saray'ın First Lady"si Bayan Emine'nin kıyafetlerini seçen kişi... Tabii ki eşler meşler ve eşlerin başına gelenler vs vs vs konuları da var ama onlara da el atsam bitmez bu sayfa... Yalnız babadan çok kısa bir not vereceğim. 2003 yılında imamlığını yaptığı Dallas Merkez Camii’nin 5.500 metrekarelik arazisi üzerinde bir İslam Köyü kuracağı vaadiyle para toplattığı, aradan geçen onca yıla rağmen böyle bir köyün kurulmadığı, köy için açılan tanıtım sitelerinin ortadan kaybolduğu ve paranın akıbetinin de bilinmediği iddia ediliyor. 

Sosyal medya denen yerlerden birinde, artık; doktor, doçent, profesör olmanın da kıymetiharbiyesi kalmadığını anlatırken "Tırtıkla, kopyala, yapıştır, koy el âlemin tezi üstüne ismini, ver dosyayı yandaşa, doğrudan prof bile olursun. Bilim dünyası denen kurumlarımız intihalcilerden geçilmiyor. Fokur fokur kaynıyor mübarekler. Hiçbir cezaları da yok bunların. Bir de utanmadan, göğüslerini gere gere TV kanallarında geğirip duruyorlar." diye yazmıştım. Evet, gerçekten de ortalık intihalcilerle kaynıyor. Şu günlerde, yeni, yepyeni, taptaze iki intihalcinin daha adını öğrendik. "En kral Müslüman benim" yaygarası altında yapılan bu pis işler, gerçek Müslümanları ve gerçek doktor, doçent ve profesörleri rencide ediyor. 

O taze, taptaze intihaller, yani çalmalar yani hırsızlıklar yani cebelleziler yine aynı malum gruptan yani din çığırtkanlığı, din tüccarlığı yapan dinci kesimden geldi. Kavakçı kardeşlerden ve kafadaşlarından söz ettiğimi anlamışsınızdır. AKalPe döneminde, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'nden, "ügülü mügülü püfpüf" metoduyla burs kisvesine büründürülmüş milyonlarca lirayı döviz ve efektif cinsinden alıp yurt dışında keyif çatan, bir de üstüne kopyala yapıştır hırsızlığı yaparak doktor unvanı alan, üst seviyede korunmalı Kavakçı sülalesinin iki ferdinden söz ediyorum. Merve Safa Kavakçı ve kardeşi Ravza Kavakçı Kan'dan... 

O Kavakçılardan AKalP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan, Meclis'te kürsüye fırlayıp şöylesine gülünç bir savunma yaptı. "Çalışıp burs almanın ve bursun neticesinde doktora yapmanın kanun dışı olduğunu bilmiyordum. Bunun bir usulsüzlük olduğunu bilmiyordum. Bütün çalışanlar gibi başvurumu yaptım, kabulümü aldım. Dört üzerinden dört ile tamamladım!"... Bak bak bak! Hem beytülmaldan kamunun parasını birtakım oyunlarla alıyor hem de bizi aşağılayarak suçluyorlar. Allah ıslah etsin bunları... Demek ki günah ve utanma sözcükleri bazılarının semtine uğramamış.

Ben neyin kanun dışı ve usülsüz olduğunu açıklayayım da niyeti varsa okuyup öğrensin: 
- Bir insan, bir iş yerine çalışmak için başvursa ve Merve Hanım'ın yaptığı gibi tek saniye çalışmazsa orada çalışmış olmaz, olamaz!
- O kişinin, TBMM kürsüsüne çıkıp da yaptıklarını tespit eden müfettişlerle İBB yönetimini "Çalışıp ve bütün çalışanlar gibi başvurumu yaptım," sözleriyle itham etme, onlara laf çakma hakkı olabilir mi? Buna "yavuz hırsız ev sahibini bastırdı" denir. 
- Bir kişi, ablası da olsa başkasına ait bilimsel tezi kopyala yapıştır usulüyle kendi teziymiş gibi gösteremez. Bunun adı bilim dünyasında intihal yani hırsızlıktır. Eylemi, sahtecilik suçunu da içerir. 
- Merve Safa Kavakçı'nın tez danışmanıyla Ravza Kavakçı'nın tez danışmanı aynı kişi... Bu da demek ki tez danışmanı da intihal işinin içindedir. Bunun tek istisnası demans hastası ya da alzaymır olmasıdır ki böyle bir hastayı danışman olarak seçmek de atamak da suçtur.   
- Bu duruma göre bence, ilk tezin yani Merve Safa Kavakçı'nın tezinin de o danışman tarafından hazırlanmış olma ihtimali çok yüksektir. Bu durumda tez danışmanı da aynı kefede tartılmalıdır. 
- Howard Üniversitesi'ni ister istemez aklımın bir köşesine güvenilmez olarak kaydettim. Ne diplomalarına ne tezlerine ne danışmanlarına ne akademik kadrolarına ne de dağıttıkları akademik unvanlara hiçbir zaman güvenmeyeceğim. 

Bu burs işinin aslı şöyle:
Öğrencilerinin % 99'u siyahi olan Washington'daki Howard Üniversitesi'nden bir burs ayarlanıyor. Argo tabirle hemen İBB'ye koftiden bir başvuru yapılıyor. Sonra ver elini havaalanı, götür beni Howard'a... İşlemlerimi yapıp oradan da geçeyim Avrupa'ya, dolaşayım kent kent hem orada hem şurada... Merak ettiğim konuysa şu, Allahaşkına onların başvuru formlarını kim doldurdu? 39 kişinin tamamı için soruyorum, kim kim kim? Tezgâhlayanları değil, onları "açıkça bilmesek de çok açık bir şekilde biliyoruz" hem de rahmetli Özal'în dediği gibi "Aççık, seççik, net!"... Ben, gerçekten de dolduran memurları soruyorum. Eline tutuşturulup "git, doldur, getir" diye görevlendirilenleri...

Açıkça belli ki, kerameti partizanlıktan da öte "özel korunmadan menkul" bu insanları, milletvekili ve diğer ballı maaşlar tatmin etmemiş. Örneğin Bayan Ravza, İBB'den  üç aşağı beş yukarı 2.200.000,- TL koparmış. Ya öteki kardeş? Ya ötekiler? Hani, Bay Recep büyük göstermek istediği işleri eski parayla ifade eder ya, Bayan Ravza'nınkini de onun hesabına göre şöyle yazmak ve şöyle telaffuz etmek gerekir: 2.200.000.000.000,- TL yani iki trilyon iki yüz milyar lira... 

Nasılsa birkaç ülkenin vatandaşılar. Yarın öbür gün Türkiye kapıları kapanırsa giderler vatandaşı oldukları bir başka ülkeye... Tek üzüntüleri hampadan yaşayamayacak olmalarıdır. 

Bu kadar parayı hayatlarında bir kez de olsa görenler varsa lütfen "gördüm" diye mesaj atsınlar. Atsınlar ki ülkemizdeki bahtiyar insanların istatiğini çıkartabilelim.   
Sanmayın ki para bu kadar ve Kavakçı kardeşler bu işte yalnız:
Para 61.499.893,- TL yani Bay Recep'in ünlü anlatışıyla 61.499.893.000.000,- TL... Bir de yazıyla yazayım da lütfen uzunluğuna bakın. Altmış bir trilyon dört yüz doksan dokuz milyar sekiz yüz doksan üç milyon lira... Bu hesabın içindeki ballı kaymak yiyen ve yedirilenlerse 34 kişi... 5 kişi daha var ama onların kayıtlarının tutulduğu İBB şirketi satılmış. İsimleri belli olsa da bazı bilgiler tümüyle detaylandırılamadığından açıklama yapılmıyor. 

Tabii ki bugün için imkânı olmasa da yarın o unvanlar ve paralar geri alınacak ama olan ülkemizin ahlak düzeyinde yeni bir sarsıntıya daha sebep olacak. Oldu da!..

Aslında bu konuda söyleyecek çok sözüm var ama inanın içim sıkıldı, midem bulandı, her yanımı ter bastı. Bunlar ne utanmaz insanlar! Ne Allah'tan korkuyorlar ne halktan utanıyorlar. Bir de o intihal tezlerinde Atatürk'ün ülkesinden aldıkları paralarla Atatürk'e küfretmişler. Yuh! Yuh ki ne yuh! 

AKalPe milletvekili Fatma Betül Sayan Kaya ve Rabia Kalender İlhan’ı unuttuğumu sanmayın. Bu işler de "ügülü mügülü püfpüf!"  ama daha fazla söz etmeyi içim kaldırmayacak. Gerçekten de söylemek istediğim çok şey var ama halkımız, çocuklarımız, yarınlarımız adına çok üzgün ve çok öfkeliyim. Kalemimden yanlış bir şey çıkmadan bu konuyu şimdilik ve midem toparlanana dek kapatıyorum. Tuzun kokmayacağına inanan biri varsa gelsin, bu tuzları koklasın!

SAYIN VELİ AĞBABA OLAYI ÖZETLEMİŞ
Sözü, tezlerin Türkçe çevirisini yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'ya bıraksam daha doğru olacak. Konuyu çok güzel özetlemiş: “Cumhuriyet nefreti öyle işlemiş ki içlerine. Tezin neredeyse yarısı Atatürk kiniyle dolu. ‘Despot’ demiş, ‘dikta’ demiş; Mussolini’yle Hitler’le örnek göstermeyi de ihmal etmemiş. Bilim tarihine adını altın harflerle yazdırmış (!). Malum altını, doları çok severler. İstanbul halkının parasıyla Amerika’da tez yaz, ülkenin kurucusuna diktatör de, Hitler ve Mussolini’yle aynı örnek içine koy, ne güzel! Tarih bilmiyor, siyaset bilmiyor, en kötüsü de ahlak bilmiyor. 2.1 milyon lira parayı savunurken ‘usulsüzlük olduğunu bilmiyordum’ diyor.” 

TURGAY GÜLER'İN GAZI
Aziz Vatandaşlarım; Benim İşçim, Benim Köylüm, Benim Memurum, Benim Topraklarımda Yaşayan Benim Tebaam, Benim Bakanım, Benim Bakmayanım, Benim Benim Benim!

Hepinize açıkça soruyorum.
Hiç dikkatinizi çekti mi?
Benim çekti.
Benim gibi bazılarının da çekmiş!
Neyi mi?
Buyurun:
2002 yılında 3 dakikada kaynayan benim çaydanlığımı, benim ocağımın üstüne koyup benim çakmağımla ateşlediğimde artık rekor kırmaya başladı. Kaynama süresi 15 dakikayı aştı...

Acaba diyorum; ülkemdeki şimdilik en bedava şey olan havayla mı yoksa "Sahibinin Sesi" Turgay Güler'in mübarek gazıyla mı karışmakta? Nooluyoozz be! 

Şimdi bu Turgay Güler de kim diyen olabilir. Bu çocuğu tanıtacağım hiç aklıma gelmezdi. Müthiş biridir. Derin tarihçilerimizin hasıdır. Çakma tarih ve fasulye gazı uzmanıdır. Bir de şirindir ki sormayın. Aynen Yunan'ın yaptığı gibi tarihi çorbaya çevirir. Neresi doğru neresi yanlış, düzeltemeyecek kadar aklınız karışır. Derdi zoru da budur zaten. Atatürk düşmanı programlar yapar. O programlara Mustafa Armağan ve benzeri çakma tarihçileri çağırır, sonra koro hâlinde atam Atatürk'e hakaret ederler. Malum, dinci kesimin has adamlarındandır hepsi... Aslında bu çocuk çanağı açar, diğerleriyse gaza gelip ağızlarını açarlar. Hakaret ettiklerinde, mucize eseri adliyeden kırmızı mumlu davet alırlarsa hiç kızarmadan "etmedim" derler. Sonra da güle oynaya evlerine dönerken "Nasıl konuştum ama... İfadem nasıldı?" diye dalga geçerler. 

Fasulye gazı uzmanlığı da YYKY/Ahmet Hakan'ın "YYKY/CNN"'deki tamamen taraflı "Tarafsız Bölge" programında ortaya çıkmıştır. Bu programda, Türkiye'de yaşayan ve tabii ki YYKY olmayan herkese "fasulye yeyip, çıkaracakları gazla ısınmalarını tavsiye etmiş"tir. Turgay Güler, bu büyük buluşun patentini mutlaka almalı. Ayrıca uygulamalı eğitime de başlamalı... Öneririm!.. 

 




Günay Tulun - Şubat/2022/s 2.22



  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN