[Vordonisi Yazıları 5] Satiryos'un Laneti [Günay Tulun]

PAGANLARIN SATİR’İNE ADANAN SEMAVİ DİN MERKEZİ
Bir önceki sayfanın sonlarında Satir’e adanan ve “Satiros, Satyros, Satyrios” olarak da dile getirildiğini yazdığım, “Satiryos Manastırı”nı ortada bırakıp gitmiştim. Bu kez, ellerinden tutup karşınıza getirmek istiyorum.
Satiryos, yapıldığı dönemde, denizin hemen kıyısındaymış. Hemen önünde de güneşle denizin tüm nimetlerini önünüze seren muhteşem bir kumsal… Lebiderya yani…
Sanmayın ki içindekiler gariban papazlar…Hepsi, dünya nimetlerinin farkında olan insanlar.
O DEVİRDE RAHİP OLMAK VARMIŞ
O zamanlar, kent merkezi Haliç çevresinde olduğu için, bu manastırda yaşamak; hem sayfiye keyfi sürmek hem de kentteki asayiş bozukluğundan korunmak gibi iki önemli imkân sağlamış onlara…
İşte bu rahiplerin yaşadığı Satiryos, patriklik kavgaları nedeniyle inat uğruna yapılan Vordonisi’nin tam karşısındaymış. Bu manastırlar, her ikisi de ikişer kez patriklik yapan Fotios’la hem halef hem de selef olan Ignatios arasındaki çekişmeye sembol olmuş.
İGNO’YLA FOTİ
İsimlerini, a
slında Satiryos telaffuzuna yakın bir şekilde Ignatyos ve Fotyos olarak yazmak gerek ama cehaletimi yüzüme vuracakların sayısı artmasın diye, vazgeçiyorum bu zevkten.
Bu yüzden, Fotyos diyemediğim o Fotios; İstanbul’a büyük hizmetleri olmuş biri. Yalnız Vordonisi’yi yaptırmakla kalmamış. İstanbul’u batakhane görüntüsünden kurtarmak için bayağı çabalamış.
Büyük imar hareketlerine girişmiş.
Şehir meydanlarını yeniden düzenletmiş.
Yıkık kiliseleri, sarayları yeniletmiş ya da aslına uygun olarak eski temellerinin üzerinde yeniden inşa ettirmiş.Büyük Fotios [Aziz Fotios - Fotios I]
Ondan, “Hazer Yüzlü” diye  söz ederlermiş.
Anlayacağınız, kimine göre Hazerli kimine göreyse Ermeni’ymiş…
KİME ÇEKMİŞ BİLMEM Kİ? Ermeniliği, “Soyağacının bir yerinden bir Ermeni Hanedanı’na bağlantısı varmış gibi düzenlettiği bir belgeyle ve akraba çıkmaya çalıştığı dönemin imparatoruyla ilgiliymiş. Aslında zavallı imparator, asil soydan gelmiyormuş [Ne büyük ayıp (!)]. Üstelik de köylünün tekiymiş [Uuuu! Rezalet (!)].
Foti, iktidar kavgası nedeniyle gire çıka pek aşina olduğu hapiste yatarken, dönemin imparatoruna; “Bak ben de seninle aynı soydanım. Üstelik sen, sandığın gibi köylünün teki değilsin. Senin ataların benim de atalarımdı. Benimkiler hanedandan olduğuna ve tekrarlıyorum senin atalarınla benim atalarım aynı olduğuna göre; hadi yine iyisin, sen de soylusun.” numarasını çekmiş. Bunun için de adamlarından birine düzmece belgeler yazdırtıp, o belgeyi kimseye çaktırtmadan “İmparatorluk Kütüphanesi” ne koydurtmuş.
Sonra da adamları; “A! Bakın burada ne var. Aaa! İmparatorumuz köylü değil asilmiş. Üstelik Fotios’la aynı soydanmış.” çığlıkları atarak o belgeyi bulmuşlar. 
Tahmin edersiniz ki, hemen kelebek gibi uçup İmparator Hazretlerinin yanına konmuşlar. Aldıkları bahşişin miktarını hiçbir tarihçi yazmamış.
Çünkü milletin parası, aynen bugünkü gibi, o devirde de devletin başındaki adamın parası demekmiş. Üzerinde çeşitli örtüler bulunan ödeneklerden oluşurmuş. Dikkat edin lütfen; “muş, müş” dedim, “du, dü” demiyorum. Neme lazım, başım derde girmesin! 
Neyse…
Bizim Fotios, çevirdiği bu dolap sayesinde, hedeflediği dinsel iktidar yolculuğuna yeniden başlamayı becerebilmiş.
Buraya kadar karakteriyle ilgili öğrendiklerimiz şu:
Akıllı ama güvenmeden önce istiareye yatmanız gereken bir tip.
BİRAZ DA IGNATIOS
Hep Foti hep Foti…
Ignatios harcanmış gibi oldu ama ne yapalım ki asıl konu Fotios I ve onun adası… O yüzden, başroldeki kişinin Fotios olmasına da tahammül gerek. 
Ignatios I’e gelirsek…
Onun düzmece asalet aramasına hiç mi hiç gerek yok. Çünkü o doğuştan nasıl asil olunabiliyorsa işte, aynen öyle asil.
Dedesi İmparator Nikeforos I, babasıysa sonradan Kınalıada’ya sürgüne yollanan ve “Keşiş Athanasios” adıyla oradaki manastırlardan birinde gece uykusunda ölen, zorunlu emeklilerden; imparator I. Mikhail Rangabe…
Hadımlar imparator olamadığından, imparatorlukta hak iddia etmemesi için diğer erkek kardeşleriyle birlikte hadım edilip uzun süre sürgünde kalan, daha sonraları da din adamı olarak üstün yetenekleriyle ön plana çıkıp “İstanbul Patrikliği”ne kadar yükselen oğul Ignatios’un asıl adıysa Niketas… 
Bu yazı dizisinde, birçok yerde, aynı isimlerin değişik şekilde yazıldıklarına şahit olabilirsiniz. Böyle bir şeye rastlarsanız, yanıltmasın. O farklılıklar, dönemler içinde o dillerde meydana gelen söyleyiş değişikliklerinden kaynaklanıyor.
Bir de isimlerin Yunan’a mal edilme gayreti nedeniyle oluşan, yazılış ve okunuş farklılıkları var. Kullandığınız dile göre; Photivs, Photius, Fotius yazıp Fotyus ya da Fotius olarak okudunuz mu o ismin Roma kökenli olduğunu anlaşılıyor. Sondaki “vs ya da us”u değiştirip “os” yaptığınızdaysa Yunanlaştırıyorsunuz. Aynen Fotyos ya da Fotios gibi, tıpkı Ignativs’un da Ignatios olduğu gibi… 

Şu Yunan akıllı millet. Onlarla aşık atmak zor. Hem de ne zor!
Konuya devam edeceğim.
İlginizi çektiyse sonraki sayfaya da buyurun! 


Günay Tulun

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN