Osmanlı'nın; gerek önem, gerek sıra ve gerekse süre olarak, Dimetoka’nın kısa nöbetini saymazsak ikinci başkenti Edirne, taa ilk günlerinden başlayıp bir çok târihi olayların içinde ve merkezinde yer almıştır. Yazımızı, biz de bu bakış açısıyla düzenliyoruz. Edirne'ye ilişkin bir takım olayları, kronolojik bir sıra içinde anlatacağız.
Her şeyden önce kısa bir târihçe.
Bugünkü Edirne'nin Kaleiçi semti, gerçekten de eski bir kalenin içinde yer almaktadır. Ne var ki, bu kaleden şimdi sâdece birkaç duvar parçasıyla, 1953 depreminde yıkılmış saat kulesinin de kâidesi olan silindirik bir kule kalmışlardır. Hâlen Kaleiçi denilen bu yer, anlaşılmış olacağı üzere Edirne şehrinin çekirdek noktasıdır. Pazar yeri veyâ köy diyebileceğimiz bu yerin ilk sâkinlerinin Traklar'ın en büyük boyu Odrislerle gene bir Trak boyu Bettegeriler oldukları bilinmektedir. Ama ağırlık büyük ölçüde Odrisler'indir. Bu Traklar'ın üstüne de MÖ 340'ta Büyük İskender'in babası II. Filip zamanında Makedonlar gelmişlerdir. Yerleşimin, daha önce Odrisia olan adı da bundan sonra Orestia diye değiştirilmiştir. MÖ l68'den beri parça parça Roma'nın eline geçen Trakya'yı ziyâret ederken, MS 123-124' te Orestia'ya da uğrayan Roma İmp.Hadrianus, Bura'yı ele alıp Roma şehir hukuku bahşetmiştir. Bununla kalmayıp, surlarla çevirtmiş ve onartıp mâmur kılmıştır. Bu sırada, Orestia adını kendi adıyla değiştirip Hadrianopolis, yani Hadrianus şehri demiştir. Günümüzün Edirne adı, işte bu uzun adın bozulup kısalmasından elde edilmiştir.
Doğu Trakya Krallığının başkentiyken, Roma İmp. Trajanus tarafından Roma şehir statüsüne alınan Vize'den sonra, Edirne de aynı statüye kavuşmakla, bölgedeki işlevi ve önemi artmıştır. Aşağıda vereceğimiz kronolojideki gibi, olaylardan olaylara sürüklenmiştir. MS 395'te Roma İmp. ikiye bölününce Edirne Doğu Roma (Bizans) elinde kalacaktır.
Edirne-Osmanlı ilişkileri daha önce başlamış olsa bile, fetih 1361'de 5 Mayıs Perşembe günü gerçekleşecektir. Bundan başka târihler de söylenmiş olsalar, Edirne'nin Osmanlı'ya başkentlik süreci 1365 târihi itibariyle başlamıştır. Kesin olarak başkent olması ise, ancak 1402'de ve Yıldırım Beyazıt'ın büyük oğlu emir Süleyman'la başlayacaktır. 1453'te İstanbul alındıktan birkaç yıl sonra, başkent bu defâ İstanbul'a taşınacaktır. Ancak, İstanbul başkent olmakla Edirne tamâmen terk edilmemiştir. Edirne, bir üç yüz yıl kadar daha ikinci derecede başkent olarak kalacak, bu konudaki işlevini fiilen sürdürecektir.
Edirne'nin, Râtip Kazancıgil imzalı iki kronolojisi bulunmaktadır. Ahmet Bâdî Efendi’den çevrilen biri kitap, diğeri dergi olan bu kronolojilerdeki olaylarla, Oral Onur ve Lâtif Bağman imzâlı olup, Atatürk'ün Edirne ziyâretlerini anlatan kitaptaki olayları ve bunların târihlerini burada tekrarlamıyoruz. Biz bunlara ek olarak, başka kaynaklardan sağladığımız ve daha çok Türkler öncesindeki dönemi kapsayan kendi tespitlerimizi yazıyoruz:
284 Roma İmp. C.A.V. Diocletianus zamânında Haemimontus eyâleti merkezi olan Edirne'de, silâh imalâthaneleri de bulunuyordu.
324 (5) Roma İmp. Büyük(I.) Konstantin, Roma'nın doğu yakası İmp. ve kardeşi kocası (eniştesi) olan Licinius Licinianus (Flavius Valerius)'u, Edirne yakınında yenip bundan bir yıl sonra da öldürtmüştür.
Roma İmp. Valens Flavius, Edirne yakınında Ostrogotlar ve Fritigern komutasında Vizigotlar ortak ordusuyla tutuştuğu savaşı ve bunun sonuncunda hayatını kaybetmiştir.
Doğu Roma (Bizans) elindeki Edirne, Attila tarafından kuşatılmakla birlikte fetih için başarılı olunamamıştır.
Doğu Roma (Bizans) İmp.Justinianus zamanında, bir saray hadımı komutasındaki Bizans ordusu, Edirne önündeki bir savaşta, Türk-Avarlar'a karşı büyük bir bozguna uğramıştır.
Doğu Roma (Bizans) elindeki Edirne, Türk-Avarlar tarafından bir kez daha kuşatılmışsa da, Avarlar ağır bozguna uğrayarak geri çekilmişlerdir.
807 Doğu Roma (Bizans) İmp. I. Nicephoros, Edirne'yi işgâl etmiş bulunan Bulgarlar'ı püskürterek şehri geri almıştır.
Doğu Roma (Bizans) İmp. I.Nicephoros, Balkanlar'da Bulgarlar'la yaptığı savaşı kaybederek bir de başını verince, oğlu Straurakios ancak Edirne'ye kaçmakla kurtulmuştur. Strauraikos, Edirne'de Doğu Roma (Bizans) İmp. ilân edilmişse de sonra bundan feragat zorunda bırakılmıştır.
Bulgar Çarı Türk-Krum (Han), Doğu Roma (Bizans) ordusunu Edirne yakınlarında bozguna uğratmıştır.
Doğu Roma (Bizans) İmp. V. Leon zamanında, Bulgar Çarı Türk-Krum(Han)'un kardeşi tarafından Edirne bir daha kuşatılmış olmakla birlikte, gene başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
823 Doğu Roma (Bizans) İmp. komutanı Thomas, kendi devletine karşı isyan ettiği bir sırada, Edirne dolayında Bulgarlarla karşılaşmıştır. Savaşı kaybedince Edirne'ye (başka bir kaynağa göre Lüleburgaz'a) kapanmıştır.
Bulgar Çarı Büyük (I.) Simeon, bir savaş sonunda Edirne'yi alıp ülkesine katmıştır.
Leo Focas komutasındaki Doğu Roma (Bizans) ordusu, Bulgarlar'ı yenip işgâl altındaki Edirne'yi kurtarmıştır.
922 Büyük (I.) Simeon komutasındaki Bulgarlar, Doğu Roma (Bizans) İmp. Romanos I. Lecapinus zamanında, Edirne'yi tekrar ele geçirmişlerdir. Şu var ki, Bulgarlar aynı yıl şehri boşaltmışlardır.
Rus Kinyazı (Kralı) Swjatoslaff, Edirne yakınında Bizans ordularıyla çatışmıştır.
971(2) Doğu Roma (Bizans) İmp. Tzimiskes, Bulgarlar üzerine açtığı sefere Edirne'den başlamıştır.
Edirne, Doğu Roma (Bizans) 'nın en büyük yönetim birimlerinden Thrakia themasına merkez olmuştur.
1003(4) Çar Samuel komutasındaki Bulgarlar, Doğu Roma (Bizans) elindeki Edirne'yi yeniden fethetmişlerdir.
1018 Türk-Peçenekler, Edirne'ye sonuçsuz kalacak bir saldırıda bulunmuşlardır.
1047 Edirne’de yaşamakta olan Ermeni asıllı Leon Tornikes, komutası altındaki orduyla alternatif Doğu Roma imp. olarak İstanbul'u kuşatmış, ancak şehri alamamıştır.
Türk-Peçenekler, Bulgar bölge valisi Davit Areanites zamanında, Doğu Roma (Bizans) ordusunu, Edirne yakını bir yerde hezimete uğratmışlardır.
Türk-Peçenekler, Doğu Roma(Bizans) İmp. Konstantinos IX. Monomakhos zamanında, Edirne'yi ele geçirmişlerdir (Başka bir kaynak ise, Bizans yenilgisine rağmen Edirne'nin düşmediğini bildirmektedir.)
Akulathos ve Nicephoros komutasındaki Doğu Roma(Bizans) İmp. ordusu, Edirne'yi Türk-Peçenekler'den geri almıştır.
Doğu Roma (Bizans)'nın Avrupa toprağındaki en saygıdeğer bürokratı olan Nicephoros Bryennios, doğum yeri Edirne'de kendisini İmp. ilân ederek, komutasında altındaki bir orduyla İstanbul üstüne yürümüştür.
Doğu Roma (Bizans) generali Nicephoros Bryennios, İstanbul'daki yeni İmp. Botaniates'ten kaçıp Edirne'ye sığınmıştır.
1078 Türk-Peçenekler, Edirne'yi kuşatmışlarsa da, Doğu Roma (Bizans) İmp. Nikephoros Bryennios'un verdiği ödünlerlerle yetinerek geri çekilmişlerdir.
1086 Türk-Kumanlar, Tatikios komutasındaki Doğu Roma (Bizans) ordusuna Edirne yakınında saldırmışlarsa da, yenilip çekilmişlerdir.
1094 Türk-Kumanlar Edirne'ye saldırmışlar, ancak başarılı olamayarak geri çekilmişlerdir.
Gautier-Sans-Avoir komutasındaki Haçlı ordusu, Haçlılar'ın birinci seferleri sırasında Edirne'den geçmiştir.
Aynı Haçlılar'ın Pierre L'Ernite komutasındaki ikinci bir ordu kolu, Edirne'de üç gün dinlenip devam etmiştir.
1096 Godefroi de Bouillon komutandaki Haçlı ordusu üçüncü kolu da, Edirne'den geçip gitmiştir.
Gene Haçlılar ordusundan, III. Konrad komutasındaki Alman birliği, Edirne'den geçip Kudüs'e yönelmiştir.
1186 Doğu Roma (Bizans) alternatif İmp. ve ordu komutanı Aleksios Branas, yaşadığı Edirne'de İmp.luğunu ilân etmiş ve İstanbul üzerine yürümüşse de, başarılı olamadığı gibi bunun yanında canından da olmuştur.
Alman imparatoru ve komutan Friedrich I. Barbarosa'nın III. Haçlı ordusu, Edirne'de bir kış geçirmiştir.(Komutan'ın Türk târihi açısından şöyle bir önemi bulunmaktadır: Ordusuyla Anadolu'ya geçip de orada Selçuklular'la karşılaşınca, bu topraklara tarihte ilk defa "Türkiye" demiştir. Kendisi, bir bakıma Ülkemizin isim babasıdır!)
Aynı Friedrich I. Barbarosa, Edirne'den ayrılmadan önce Doğu Roma (Bizans) İmp. Izaatios II. Angelos'la, Haçlı Seferlerine ilişkin bir de anlaşma imzalamıştır.
1193 Kumanlar ve Ulahlar, bu yıl Edirne’ye girdilerse de tutunamayıp geri çekildiler.
Doğu Roma (Bizans) hanedan üyesi Konstantinos II. Angelos, Edirne'de İmp. ilân edilmişse de daha sonra gözlerine mil çekilerek cezalandırılmıştır.
1204 Belçikalı asılzade Henri de Flandre, Doğu Roma (Bizans) üstüne Latin İmp. ilân edilen kardeşi Baudouin de F. ile Edirne'de buluşmuştur.
1205 Bulgar ve Türk-Kuman ortak ordusuna kumanda eden Bulgar Çarı Kaloyan, Edirne yakınında Latinler'i perişan etmiş ve Latin İmp. Baudouin de Flandre'ı da esir almıştır.
1206 Bulgar Çarı Kaloyan'ın Edirne'ye karşı harekete geçmesi üzerine, Edirne halkı, bir hânedan mensubu olan Theodoros Branas' tan yardım istemiştir.
1207 Bulgar Çarı Kaloyan Edirne'ye karşı ikinci olarak harekete geçince, bu kez, İstanbul'da hüküm süren Latin İmp. Henri de Flandre'dan yardım istenmiştir. Kaloyan, bunun üzerine geri çekilmiştir.
Doğu Roma (Bizans) İznik kolu prensi Ioannes III. Vatatzes, çağrı üzerine Edirne'yi ele geçirmiştir. Ancak, Epir Despotu Theodor Angelos daha sonra şehri teslim almıştır.
Bulgar Çarı Ivan II. Asen komutasındaki Bulgar ordusu, Edirne'yi Doğu Roma (Bizans)'dan almıştır.
Doğu Roma (Bizans) İznik kolu prensi Theodoros Bulgarları Edirne önünde yenmiştir. Ancak aynı yıl, Çar Mikhael Asen komutasındaki Bulgarlar Edirne'ye yeniden saldırmışlar, Theodoros'un amcası Mikhael Laskaris bu sırada canını zor kurtarmıştır.
1305 Doğu Roma (Bizans) İmp. Mikhael X. Palaiologos, Katalan ordu komutanı Roger'i Edirne'de misafir edip-ağırlamış, bundan bir süre sonra da öldürtmüştür!
1321 Doğu Roma (Bizans) hânedan mensubu Andronikos III. Palaiologos, Edirne ordusu başına geçerek taht kavgasına karışmıştır.
1322 Bulgarlar, Çar Georgios II.Terterij komutasında Edirne'ye saldırmışlar, ancak, Doğu Roma (Bizans) İmp. Andronikos III. Pala-iologos büyük kayıplar pahasına Edirne'yi koruyabilmiştir.
1328 Mikhael II. Simeon komutasındaki Bulgar ordusu, Edirne'ye saldırmışsa da başarılı olamayıp geri çekilmiştir.
1336 Edirne bu tarihte politik bir düğüne sahne olmuştur. Doğu Roma (Bizans) İmp. Andronikos III. Palaiologos’un kızı Eirene (veyâ Maria), bir Bulgar prensi olan Mikhael (veya İvan Asen) ile Edirne'de evlenmiştir.
1341 Doğu Roma (Bizans) İmp. Andronikos III. Palaiologos ölünce, Ioannes V. Palaiologos ile O'na vasi olan Ioannes VI. Kantakuzenos Edirne'yi ele geçirmeye çalışmışlardır. Şu var ki, buna razı olmayan Edirne halkı Bulgar Çarı İvan Aleksander'dan yardım istemiştir.
1342 Doğu Roma (Bizans) İmp. adayı Apokavkos Aleksios, bundan önceki bir tarihte Edirne'de isyan başlatmıştır.
1346 Doğu Roma (Bizans) hanedan mensubu Ioannes VI. Kantakuzenos, Osmanlı'nın da desteğiyle Edirne'yi hasımlarından alarak Kudüs Baş Piskoposu Lazaros'un elinden İmp. tacını giymiştir.
1347 Doğu Roma (Bizans) İmp. Ioannes VI. Kantakuzenos, Edirne'yi taht ortağı Ioannes V. Palaiologos'a bırakmıştır.
Ioannes V. Palaiologos Edirne'yi elde etmişken, başka bir asılzâde olup Türkler'den yardım sağlayan Mattheos Kantakuzenos Edirne'yi bir daha ele geçirmiştir.
Orhan Gâzi'nin oğlu Süleyman Paşa, Sırp Kralı Stefan Duşan'a karşı zora düşen Ioannes VI. Kantakuzenos ve oğlu Mattheos yardım isteyince; Evrenos Bey, Hacı İlbey, Ece Bey ve Gazi Fazıl Beyle birlikte Edirne'ye gönderilmiş, Stefan Duşan'ın saldırısı da böylece def edilmiştir.
1359 Artık Edirne'yi fetih niyetine giren Osmanlılar, Süleyman Paşa komutasında Edirne yakınına gelmekle birlikte, Paşa'nın ölümüyle geçici olarak geri çekilmişlerdir.
1360 Osmanlılar, Edirne'yi fethetmek için bir girişimde daha bulunmuşlardır.
1361 Bazı kaynaklar başka târihler verseler de, Edirne Türklerin eline bu yıl geçecektir.
1362 Lala Şahin Paşa, Edirne'de derlediği bir orduyla Filibe üzerine sefere çıkmıştır.
1363 İki yıl önce fethedilmiş Edirne'de derlediği bir orduyla, daha sonra Sırpsındığı denecek ve Edirne'ye yirmibeş-otuz kilometre uzaklıktaki yerde; Bosna, Bulgar, Eflâk, Macar ve Sırp askerlerinin üstüne bir gece baskını düzenleyen Hacı İlbey, düşmanı tam bir bozguna uğratıp Rumeli'nin bugünkü tarihine yön vermiştir.
1401 Edirne'nin fethinden sonra boş kalan Metropolit makamına, bu tarihte, Büyük protostrator unvanlı Moralı Nicephoros Melissenos atanmıştır.
1410 Ünlü Simavna Kadısı Şeyh Bedrettin, Musa Çelebi tarafından Edirne'de kazasker olarak atanmıştır.Tarihin Düzmece Mustafa dediği, ancak belki de Yıldırım Beyazıt'ın gerçek oğlu olacak kişi, hükümranlığını Edirne'de ilân edip bir de adına para bastırmıştır.Üç yıllık bir saltanatın ardından Edirne'den kaçmak zorunda kalan Düzmece Mustafa, daha sonra yakalanarak Edirne kalesinin (muhtemelen) Yelli-Burgaz burcunda asılarak îdam edilmiştir.
1445 Edirne bedesteninde başlayan bir yangın, Taht al Kal-a (Tahta Kale) semtine kadar yayılmıştır.
1454 Edirne'nin Tunca kıyısındaki Saray-ı Cedit (Yeni Saray) tamamlanmıştır.
1463 Trabzon'un fethinden sonra, Edirne'de oturmaya memur edilen Rum-Pontus İmp. Davit Komnenos, Uzun Hasan'la mektuplaşmasından kuşku duyulması üzerine, Edirne'de başı kesilerek idam edilmiştir.
1470 Mora'nın fethinden sonra, Edirne'de yaşamaya memur edilen Despot Demetrios Palaiologos Burada ölmüştür.
1484 II. Beyazıt, Edirne'de adıyla anılan caminin temelini atmıştır.
1595 Osmanlı asker sınıfları arasında, Edirne'de çıkan çatışmanın ciddî bazı sonuçları görülmüştür.
1665 İstanbul'da yaşayan Mehmet Larî diye bir İranlı, Allah'ı inkâr ettiği gerekçesiyle Edirne'de idam edilmiştir.
1666 Günümüzde Selânik dönmeleri denilen cemaatin lideri Sabatay Sevi, Avcı (IV.)Mehmet'in de kafes arkasından takip ettiği bir duruşmada Sultan'ın önerisiyle İslâm'a girince, hem suçu ve hayatı bağışlanmış ve hem de madden ödüllendirilmiştir.
1702 Edirne, bundan önce de yaşadığı büyük yangınlardan birine daha sahne olmuştur.
1713 İsveç Kralı Demirbaş Şarl doğal şartlar yüzünden Ruslar'a yenilince, Osmanlı'ya sığınıp, bir süre Edirne'de ağırlanmıştır.
1733 Edirne'deki yeni bir yangında, merkezdeki mahâllelerden bir kaçı yok olmuşlardır.
1745 Edirne'nin yangınlarından birinde, ateş o kadar yayılmıştır ki, altmışa yakın mahâlle kül olup ortadan kalkmışlardır.
1801 Rumeli eyâlet valisi Hakkı Paşa'nın yanlış bir tutumu sonucu, halk ve asker gene çatışmışlardır. Olay, II. Edirne Vakası olarak târihe geçmiştir.
1806 Nizam-ı Cedit'in örgütlenmesi sırasında, askerle halk bir daha çatışmışlar, bu olaya Edirne Kıyamı denmiştir.
1808 Alemdar Mustafa Paşa, Edirne'ye gelerek yeniçerilerin isyanlarını bastırmıştır.
1820 Edirne'de yaşayan Rum cemaatinde bir kalkışma görülmüş ve bastırılmıştır.
1826 Yeniçeri ocağı, Edirne'de de dağıtılıp ortadan kaldırılmışlardır.
1829 Daha önce değişik statülerde görülen Edirne, artık bugünkü anlamıyla vâlilik yapılmıştır. İlk vâli Aliş Paşa, biraz kabadayı, biraz serseri ama asıl kimliğini savaş alanında göstermiş gerçek bir kahramandır.
1854 Edirne'de gerçek anlamdaki bir belediye örgütü kurulmuştur.
1863 Eskisi yerine yapılan hükümet konağı bir yangınla yok olmuştur.
1864 İslâm kurumlarından biri olan Bahâiliğin kurucusu Bahâullah (Mirza Hüseyin Ali Nûri), Tahran'la Bağdat'ın arkasından bu defâ da Edirne'de oturmaya memur edilmiştir.
1865 Edirne Vilâyet Matbaası kurulup hizmete konulmuştur.
1867 Edirne Belediye Hastânesi açılıp hizmet vermeye başlamıştır.
1878 Hamidiye olarak adlandırılan süvâri kışlası tamamlanmıştır.
Bugünkü Teknik Liselerin öncüsü Sanâyi Mektebi öğretime başlamıştır.
Tunca kıyısındaki Saray-ı Cedit (Yeni Saray), içinde bulunan cephane Ruslar'a yaramasın, gibi hazin bir gerekçeyle havaya uçurulmuştur. Edirne târihi adına el yazması çok değerli bir eser bırakmış Ahmet Bâdî Efendi merhum, zamânın vâlisi Cemil Hüseyin Paşa için, "Bundan başka bir mârifeti görülmemiştir!" diye not düşmüştür. Daha önceki bir kararla başlanılan Edirne kalesinin yıkımı, bu defa başka bir gerekçeyle durdurulmuştur.
1885 İdâdî ve rüştiye mekteplerinde öğretime başlanmıştır. Mahmûdiye kışlası, bir daha onarılıp yenilenmiştir. Mahmûdiye kışlası, Balkan Harbi sırasında yanmıştır.
1915 Edirne'yi kül eden yangınlardan biri daha yaşanmıştır.
.
.
Mete Esin
Edirne Neler Gördü? [Mete Esin]
ALINTI YAPMAK İÇİN
- Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
ESER EKLEMEK İÇİN
- "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
YORUM YAZMAK İÇİN
Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.