[Vordonisi Yazıları 1] Kayıp İstanbul Adaları [Günay Tulun]

KIZILADALAR 
“Kızıladalar ya da Kızıl Adalar”… “Orası neresi, hele bir tarif et!” deseler, çoğumuzun verecek cevabı olmaz bile… 
O adın unutturulması için harcanan çaba etkendir bunda. İpucu verilince, örneğin Marmara Denizi’nin “Ben İstanbulluyum” diyen bölümünde yer alan dokuz ada hatırlatılınca; ben çok denedim, “Prens Adaları mı?” diye kuşkulu bir merakla dönerler size…Soruyu sorguya çekmek âdetmiş gibi…
Türkler, daha İstanbul’u almadan önce irili ufaklı bu güzel adalara, topraklarının rengi nedeniyle “Kızıl Adalar” demiş. Dünya da kabul etmiş. Çok yakışan bu isim varken, “Prens Adaları”nı hortlatmak, içimizdeki işgüzarların eseri. Ne eser ama… “Kızıl”ı ısrarla “Prens” yapmışlar. 
Hani kızıl deseler, olmazmış gibi…
“Prens Adaları” sözü, taşıdığı binlerce hüzün nedeniyle mutsuz eder bileni… İşin o yanını bir başka yazıya havale edeyim. Edeyim de “İncelenebilen geçmişle” günümüz arasında kalan zamanda, bu takımadanın uğradığı sayısal kırımı alalım ele…
 *
Kırım dedim ya, konuyu hiç duymadığı için “Ne kırımı?” diyebileceklere, “Konumuz da zaten o!” diyerek gireceğim söze. Hele araya, şöyle, “Sanmayın ki Marmara’nın İstanbul kesiminde, yalnızca Kızıl Adalar var!'” notunu sıkıştırayım da öyle… 

Evet evet! Bölgede başka adalar, adayken karayla birleştirilerek zorla emekli edilmiş daha başka adalar, ana karanın bir parçasıyken adaya dönüştürülmüş toprak parçaları da var. Konumuza girmediğinden, şimdilik uzak duracağım onlardan. Bir başka zamanda bir başka konuda değiniriz elbette… 
*
Bir takımada özelliği taşıyan İstanbul adalarını araştırırken, “İncelenebilen geçmişle günümüz bilgilerini karşılaştırdığımız zaman; kimine göre on, benim gibi şüpheci birine göreyse onuncu adaya neredeyse bitişik konumlanmış bir kardeşle birlikte; on bir ada çıkar karşımıza”. İsim isim sayacağım onları. 
Yalnız en önce, tüm takımadaya verilen isimleri sıralayalım. “Aziz Adaları, Bahtiyar Adaları, Cin Adaları, Çamlı Adalar, Halka Adaları, Halkın Adaları, İstanbul Adaları, Kadıköy Adaları, Keşiş Adaları, Keşişlerin Manastırları, Kızıl Adalar, Marmara Adaları, Papaz Adaları, Prens Adaları, Prenslerin Adaları ve Ruh Adaları”…
 *
Bunlar, kullanım alanı bulmuş olan isimler. “Marmara ve İstanbul Adaları”nda olduğu gibi bazılarını beğenmesek de gerçek bu…
Üstelik bu ikisi, yanlış olduğu bilinmesine rağmen hâlâ kullanılıyor. 
İyiden iyiye karmaşaya neden olmamak için tüm adları Türkçe yazdım.
O dönemki adlarıyla da yazabilirdim ama gördüğünüz gibi, Türkçe olunca o adlar da bir anlam kazanıyor. Adaları tek tek yazarken kendimi affettirmek için farklı davranırım. Suç işlediysem affola…

Hadi gelin, şimdi de ada ada konuşalım. 
*
1- “Balıkçı Adası”, Hayırsızada, Iandros, Miandros, Neandros, Niandros, Tavşan Adası 
2- Hayırsızada, Ohia, Oksya, Okseya, Oksiya, Oksis, “Sivriada”
3- Hayırsızada, Plati, Plate, “Yassıada”
4- Akoni, Akonidis, “Kınalıada”, Port, Proti, Proto 
5- “Kaşık Adası”, Pembeada, Pide Adası, Pita, Pitye 
6- Antigone, Antigoni, Antigonos, “Burgaz Adası”, Burgazlu, Castrum, Erebintus, Erebintusi, Panarmos, Panormos, Panormun, Panoromis, Pirges, Pirgos, Terebintos  
7- Dimoniso, Halki, Halkis, Halkitis, Halkos, “Heybeliada”, Kalki, Kalkitis
8- Andirkuitos, Androvita, Antirovitos, “Sedef Adası”, Tavşan Adası, Terebintos, Terevintos 
9- Bey Adası, “Büyükada”, Demonissia, Kızılada, Megale, Pitioussa, Prens Adası, Prinkepo, Prinkepos, Prinkipo, Prinkipos  
10- Batık Manastır Kayalıkları, Büyük Bardonos (?), Büyük Vordonos (?), Büyük Vortonos (?), Çöken Ada, Dilek Çakarı Kayalıkları, Dilek Feneri Kayalıkları, “Dilek Kayalıkları”, Höreke Kayalıkları, Küçükada (?), Manastır Kayalıkları, Vordonisi, Vordonos, Vortonoz
11- Batık Manastır Kayalıkları, Bostancı Çakarı Kayalıkları, Bostancı Feneri Kayalıkları, Bostancı Kayalıkları, Bostancı Vortonosu, Çöken Ada, Döküntü, Höreke Kayalıkları, Küçükada (?), Küçük Bardonos (?), Küçük Vordonos (?), Küçük Vortonos (?), Manastır Kayalıkları, Vordonisi, Vordonos, Vortonoz, Yıldız Çakarı Kayalıkları, Yıldız Feneri Kayalıkları, “Yıldız Kayalıkları”… 
Ve kim bilir, daha kaç farklı isim?.. 
Gerek bu adalarda gerekse bu yazı dizisinin tümünde, sözü geçen ve geçecek olan isimlerin, yalnızca Yunan’a ait olduğu sanılmasın. Anadolu’nun kadim halkı Luvilerle usta gemici Fenikelilerin ve tabii ki Romalıların, o isimlerde çok katkısı var.
Yunan’ın, o sözcükleri anlamlarıyla birlikte dağarcığına alıp, kendisine mal ettiğini unutmayalım. 
Onların, “Uygarlığın Beşiği” olma savlarının bir çalıntı iddia olduğu, nihayet bilimcilerin de gözüne çarpar, aklına girer oldu. 
Nihayet ya, ona da şükür.
Yunan’a özel bir düşmanlığım olmadığını göstermek için bu seride geçen isimlerde, Latin değil de Yunan diline yakın telaffuzları kullandım. Yalnız ne olursa olsun, ne yaparsak yapalım, gerçeği değiştiremiyoruz.
Gerçek daima gerçek olarak kalıyor. Kalacaktır da… 
40° 54′ 53,21″ kuzey, 29° 05′ 20,16″ doğu ile 40° 55′ 0,61″ kuzey,
29° 05′ 33,65″ doğu koordinatlarından söz açsam, harita okumayla uğraşmamış çok kişi, aklımdan şüphe edip “Ne diyor bu adam?” der de “Üstüme sıçramasın!” 
nidalarıyla son hızla kaçıp uzaklaşır yanımdan.Ancak, bu koordinatların; yaklaşık 1000 yıl kadar önce, bir depremle su altına taşınan, ada ya da adaların yerini işaretlediğini söylersem, belki merakını yenemeyip ilgilenen birileri çıkar da dinler beni…  
ADALARIN HANGİSİ BÜYÜK HANGİSİ KÜÇÜK
Bu adalar, elimizin altında durmasına rağmen bilemediğimiz ya da kesinleştiremediğimiz başka şeyler de var. Hangisinin büyük hangisinin küçük olduğu gibi. Bu konudaki bilgiler de çelişkili… Bir rivayette biri büyük, diğerinde öteki… Antik haritalardan başlayıp birkaçını karşılaştırdığınızda çelişkiyi hemen görebiliyorsunuz. Bunun nedenlerinden en önemlisi; tek kökten fışkıran iki fidan gibi, yatakları itibariyle her iki adanın da birbirleriyle fazla haşır neşir görünmesi.

*
İnsanın her gün karşısına geçip baktığı, üzerinden gelip geçtiği yerler bile ne derin trajediler ne derin öyküler saklıyor. 
*
Olay, eğer biraz olsun merakınızı uyandırdıysa “Vordonisi Yazıları”na dönem dönem devam edeceğimi ve konuyu, bugün için ortaya dökülmüş gerçekleri dile getirmek suretiyle sunacağımı söylemeliyim. 
*
“Vordonisi Yazıları”nı, aralarını fazla açmadan yayına vermektir amacım.
Bu nedenle sonraki yazımda görüşebilmek umuduyla hemen başlıyorum yazmaya… 
O güne kadar; esen kalın, mutlu kalın, dost kalın…
*
*
Günay Tulun
*
BİLGİ NOTLARI
A-”Kızıladalar”ın isimleri, özellikle okunuş şekillerine uygun yazılmıştır.
B-Metin içindeki 10. ve 11. maddeler ile yukarıdaki B-1 ve B-2 maddelerindeki (?) işaretinin nedeni: Büyük ve Küçük Vordonos’un ölçüleri, eski haritalara bakıldığında bazen Bostancı bazen de Maltepe Bankı’na yakın olanın daha büyük çizilmiş olması nedeniyle büyüklük ve küçüklük konularına ihtiyatlı bir şüpheyle yaklaşılması gerekmiştir.
C-”Sessizliğin Sesi Grubu” araştırmacıları olarak, buradaki “Höreke Kayalıkları” adının; bazen “Hereke” ilçesinin adıyla sıkça da Rumeli Feneri’ndeki “Öreke Kayalıkları” ile karıştırıldığına şahit olmaktayız. “Marmara Denizi”ni bilmeyenler için, hepsinin farklı olduğunu hatırlatmakta fayda olduğu kanısındayım.

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN