Bankada Hesap mı? Aman Allah! [İdil Tulun]

Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Hesap açtırmam gerekiyordu. Günlerden salıydı... 17.30'da kapandığını bildiğim bankaya 17.10'da gittim.
Gittim de banka bildiğin kapı duvar...
Hatta aynalı kapı duvar.
Meğer o banka da 17.00'de kapanıyormuş.
Gittiğimde kapanmıştı. Hesabı açtıramadım.

Çarşamba: 16.40'da gittim, sistem donmuş. Açtıramadım. Perşembe: Taksiye atladım, 16.40'da girdim bankaya, ama ekranda formu doldururken belli bir yere gelince ekran sorun veriyormuş. Yine açtıramadım. Sinirlendim. Cuma; Bu sefer 4. Levent şubesine gittim, saat tam 15:55'ti. Bankada müşteri olarak toplam 3 kişiydik, önümde sadece 2 kişi vardı. "Eyvah" dedim. "5 dk"da işim bitecek ve işe gitmek için 17.15'te gelecek olan servisi tam 1 saat bekleyeceğim.

Sigaram yoktu. Param da kalmamıştı ki bir yerde çay içeyim. Kartıma uygun, para çekecek ATM'de yoktu.
Olsa da içeride para kalmamış olabilirdi.
"Neyse" dedim kendi kendime, "Çıkınca bakarız duruma". Bekledim. Bekledim! Bekledim!..
Bekledim, ama ne hikmetse sıra bana gelmiyordu.
Saat 16.30 olmuştu.
Müşteri koltuğuna oturan kadın kalkmıyor, arkasında duran diğer müşteri de gitmiyordu. Kalktım, yetkilinin bulunduğu, bireysel bıdıbıdı işlemlerinin yapıldığı, büyük cam bölmelerle ayrılmış odamsı yere doğru geldim. Kafamı cam bölmeden masaya doğru uzatıp sordum; "Pardon kaç dakika daha bekleyeceğim? Şu an yanan numara ile aramda sadece 2 sayı var? Yani iki kişi... 35 dk'dır bekliyorum. 17.15'te servisim var. Yetişmem lazım." Bu arada benim işim bireysel bıdıbıdı olduğu için ben bekliyor; bankanın diğer tarafındaki bankoların orada, tahsilat işlemleri için gelenler, evet benden sonra gelenler, Qmatikten farklı numara aldıkları için vızır vızır işlemlerini halledip gidiyorlardı.
"Onların işi uzun; kredi çekecekler, en az 45 dakika sürer iki kişi" dedi kısa boylu tıknaz ve aksi suratlı yetkili... Sonra da ekledi: "İsterseniz pazartesi gelin veya ilerde Sapphire'in orada başka şubemiz var." Gözüm seyirdi bir an. Oraya gitmem 20 dk. sürerdi. Bi' 30 saniye kadar düşündüm. Düşünürken gözlerim sağa sola dönüyordu sinirden. Beklemeye karar verdim.
Beklerken sigara içebilirdim. Dediğim gibi sigaram da yoktu. Ve yine dediğim gibi nakit param da yoktu. Kartla alışveriş yapılabilecek markette görünmüyordu etrafta. Zaman geçiyordu ve ben hâlâ bekliyordum. Beklerken bacak bacak üstüne atmıştım. Sürekli şekil değiştiriyordum; bi' bacağımı öbür bacağımın üstüne atıyor, sonra bi' önceki şekle dönüyordum.  17.15 'teki servisime 25 dk kalmıştı. Sonra 20 dk kaldı. Sonra 15dk.
Sanki 2014'de değilde 80'lerin sonu 90'ların başında yaşıyor gibiydim.
"Sanki TRT 2 yayın hayatına yeni başlamış, evde sular kesik gibi" falan... Servisi kaçıracaktım ve az önce iki kez dediğim gibi param yoktu. Para çekebileceğim bir ATM'de.

Otobüse binersem, otobüs, işin önünden geçmiyor bir kilometre gerisinde bırakıyordu. Orası kamyonların, çimento arabalarının geçtiği, fabrikaların olduğu bir yoldu. Kemerburgaz yolu...

Yürümek imkânsızdı. En azından daha önce yürüyen insan görmemiştim o yolda. Servis kaçarsa taksiye binmem gerekirdi. O saatte trafik kilitlendiğinden hiçbir taksi almazdı. 

Bir süre önce tam 2 saat boyunca taksi beklemiştim. Geçen hiçbir taksi almamıştı. Bu Ayazağa trafiğinde taksilerin almaması da başka bir hikâye konusu... 


Üstelik param da yoktu.  

Ağlamak istiyordum. Küfür etmek... Bekledim. Tam gidecektim ki sıra, -birden bire-bana gelmediği hâlde beni aldılar.
Paldır küldür imzaları attım, apar topar bir hesap açtırdım.
2 kişi için 2 saat 10 dk beklemiştim. Hesap, servisi kaçırmama 5 dk kala açılabilmişti.

Servis noktasına geldim. Arkadaşıma rastladım. Dedim ki: "Sarıl bana çok mutsuzum."

Dedi: "N'oldu?"  Dedim: "Böyleyken böyle."  "Dur bak" dedi "Maaşlar yattı, seninkini de çektim."

Birden karanlığın içinden beyaz bir ışık hüzmesi göründü.

Etrafı saran sis bulutu dağıldı.
Dünyam aydınlandı. O sırada servis de gecikti. Bakkala gittim. Sigara aldım. Bi' sigara yaktım. İçtim. Servis geldi. İşe gittik!



İdil Tulun

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

TÜM SİTEYİ DİLDEN DİLE ÇEVİRMEK İÇİN, "DİLİ SEÇİN"İ TIKLAYIN